İLLERİMİZİN TARİHİ VE KÜLTÜREL ESERLERİ

İLLERİMİZİN TARİHİ VE KÜLTÜREL ESERLERİ

1) SAMSUN

2) ORDU

3) GİRESUN

HAZIRLAYAN OKUL: ÇARŞAMBA FEN LİSESİ

DANIŞMAN ÖĞRETMEN: MURAT ÇELEBİ

SAMSUN’UN TARİHİ VE KÜLTÜREL ESERLERİ

 1)  Samsun Kalesi:

Danışmentliler’in hüküm sürdüğü mesaj, 1192 yıllarında düşünmek tahmin edilen Samsun Kalesi, günümüzde maalesef varlığını devam ettiremeyen tarihi yapılardan birinden.

2)  Tarihi Yel Değirmeni:

Çırakman Köyü’nde, 1800’lü dünyada yaşayan Rumlar tarafından yaptırılan Tarihi Yel Değirmeni, Karadeniz’in tek taş gövdeli, yel değirmeni olarak tarihin bilgi vermiştir. Yıllar’ın uğradığı tahribat sonucuna Tekkeköy Belediyesi tarafından aslına uygun bir geri yüklenen yel değirmeni, yeniden turizme katılmış ve birçok turistin ziyaret ettiği bir gezi noktasında.

3)  Dündartepe Höyüğü:

Samsun kent müzesi, 3 kilometrelik günlük alan Dündartepe Höyüğü, Mert Deresi verimli toprakların arasında yer almaktadır. Erken Tunç Çağı’ndan kalma çanak çömleklere rastlanan höyük buluntuları, 1940 yılında yapılan kazı çalışması ortaya çıkarılmıştır.

4)  İkiztepe Höyüğü:

Samsun’a bağlı İkiztepe Köyü’nde bulunan İkiztepe Höyüğü’ne, 1971 yılında yapılan kazı sonrasında rastlanmıştır. 5 kaya mezarı, üç mezarlık, bir kale, bir hamam ve bir köprü yer alan İkiztepe Ören Yeri’nin en yüksek tepesinin M.Ö. 2300-2100 yıllarında mezarlık olarak atadım.

Mezarlık alanında ise 623 adet mezar tespit edilmiştir.

5)  Kaledoruğu Höyüğü:

Samsun’un Kavak ilçesinde yer alan Kaledoruğu Höyüğü, 25 metre yüksekliğindeki dik yamaçlı bir tepedir. Yasal olmayan kazılarla tahrip edilen höyüğün tepesi belediye yetkilileri tarafından düzeltilmiş ile birlikte höyük üzerinde kale kalıntıları yer çayda.

6)  Lerdüge Tümülüsleri:

Havza’ya 20 kilometrelik Görünen Lerdüge Köyü’nde Yer Alan Lerdüge Tümülüsleri, 1946 Yılında Yapılan kazı Çalışmalarında Ortaya çıkarılmıştır.

7)  Amisos Tepesi:

Geçmişi M.Ö. 3. yüzyıla yıkmak ve 1995 yılında keşfedilen tepe, Batı yönündeki girişinde yer almaktadır. Kısa bir teleferik yolculuğunun ardından ulaşabileceğiniz Amisos Tepesi, Helenistik Dönemde yaşadığı tahmin edilen ve Pontus Krallığı’nın üst düzey yönetici ailelerinden birine ait 2 tümülüse ev işleri yapıyor.

8)  Fazıl Ahmet Paşa Medresesi:

1661’den günümüze kadar ayakta kalmayı başaran Fazıl Ahmet Paşa Medresesi , Samsun gezisinde görülmesi gereken en güzel birinden. Medrese, Vezirköprü ilçesinde yer almaktadır.

9) KURŞUNLU CAMİİ:  15. inşa edildiğinde Kurşunlu Camii, Samsun’un İlkadım ilçesinde 100. Yıl Bulvarı üzerinde yer yapıyor. Osmanlı mimarisinin motiflerini göreceğiniz cami kare planlı ve merkezi kubbeli bir şekilde hayata geçirilmiş. Osmanlı döneminde Molla Fahreddin Camii olarak anılmış, Cumhuriyet’in ilanından sonra ise ” Kurşunlu Camii ” olarak isim değişikliğine uğramıştır. 

10)  Sivrikese Camii: 

Samsun’un yerlerinden bir diğeri Sivrikese Camii… 1903 yılında inşa edilen camii, Havza’da yer almaktadır. Yemyeşil doğa güzelliklerin arasında etkileyici bir minbere sahip caminin, dönemin ünlü mimarlarından Todor Usta’ya yaptırıldığı bilinmektedir. Görenlerin hayranlığını toplayan minberi ise el işçiliğiyle ceviz oyması olarak yapılmıştır.

11) TÜTÜN İSKELESİ:

Milli Mücadele için Samsun’a doğru yola çıkan Atatürk ve sekiz silah arkadaşının, Samsun’a geldiklerinde ilk adım attıkları Tütün İskelesi. Genç ve yaşlı farketmeksizin vatan sevgisi ile dolup taşan tüm halkın, 19 Mayıs 1919 yılında göstermiş olduğu sevinci ölümsüzleştirmek adına, bu iskele 19 Mayıs 2009 tekrar düzenlenmiş. İskelenin önüne Bandırma Vapuru’nu temsil eden bir yapı inşa edilmiş ve bu bölgeye protokol Yolu adı verilmiş.

400 metre uzunluğunda ve 45 metre genişliğinde olan bu yolun üzerinde, seramik rölyefler ve Atatürk ile birlikte temsil eden küçük süs havuzları mevcuttur.

12) ONUR ANITI:

Samsun halkı tarafından, Avusturyalı heykeltıraş H. Kriphel’e yaptırılan bronz Atatürk heykeli, Samsun’un bir simgesi haline geldi. Bir Alman vapuru ile Samsun’a getirilen heykelin açılış töreni, 1932 yılında H. Kriphel ve Viyanalı mühendis Mayer eşyalar büyük bir katılımla gerçekleşmiş. Büyük bir taban üzerinde şahlanan bir üstünde Atatürk heykeli, bütün heybeti ile neredeyse değiştirmek onun yerinden değişmekte. Ayrıca kaidenin yanında ise iki kabartma ve yazılar yerdedir. Kabartmanın birinden; iskelede sandalın yanında mermi ve cephane taşıyan insanlar, arkalarında üstlerinde yer alırken, diğer kabartmada ise; Atatürk dimdik olarak durmaktadır.

13) İLKADIM ANITI:

Heykeltraş Hakkı Atamalı tarafından 1981-1982 yaş arasında yapılan bu anıt, Atatürk’ün doğumunun 100.yılı anısına dikilmiş. Aynı zamanda Tütün İskelesi’nin yerinin belli olması için dikilen bu anıt, dayanışmayı simgeliyor. Kaidenin üstünde, üniformalı Atatürk ve kumandalar yer alıyor ve anıtın iki ucundaki heykeller ise gençliği simgeliyor.

14) AMİSOS TEPESİ: 

Baruthane Mahallesi’nde yer alan Amisos Tepesi, bir diğer adıyla bilinen Baruthane Tepesi, M.Ö 3. yüzyıla ait olup, 1995 yılında keşfedilmiş. Tümülüslerde yapılan kazı deneyinde Helenistik döneme ait izler ve Amisos Hazinesi olarak bazı gömütler içinde bulunmuş. Aynı zamanda tepenin sit alanı incelenirken, Pontus Krallığı’nın üst düzey insanlarına ve onların ailelerine ait olduğu anlaşılmış olasılıkla karşılaşılmış ve bazılarının aynı zamanda. Samsun yerde kesinlikle olması gereken Amisos Tepesi’nde, tüm çalışmalar tamamlanmış ve 2008 yılında hizmet yılında açılmış.

Amisos Tepesi’nin dört aşamadan oluştuğunu söyleyerek, birinci puan, M.Ö. 6. yüzyılın başında, Miletosluların, Amisos’a egemen olup Karadeniz ile Anadolu’yu bağlayan ticaret yolunun başlangıcını oluşturmaları olduğunu belirterek devam ediyoruz. İkinci dönem, M.Ö. 6. yüzyılın ilk boyutu, Kapadokyalıların Amisos’u yerleşim yeri olarak tercih etmeleri, üçüncü dönem, M.Ö. 6. yüzyılın ortası, kentin adının Peiraieos olarak unutma ve dördüncü dönem, M.Ö. 437, Atinaların Amisos’a yerleşmesi ve kentin adının değiştirilmesidir.

15) SAAT KULESİ: 

İsmini meydanında yer alan Saat Kulesi’nden alan Saathane Meydanı, değiştirmek en eski merkezlerinden biri olma özelliğine sahip. Cumhuriyet Meydanı ile birlikte Samsun’un iki büyük meydanından biri olan Saathane Meydanı, bugün hala ticari ve kültürel önemini koruyor. Meydana ismini veren Saat Kulesi’nin tarihi ise II. Abdulhamit dönemine kadar uzanıyor. II. Abdulhamit’in tahta çıkışının onuncu yılı olmasıyla, şehirlere saat kulesi yapılmasını ister. Belçika asıllı Fransız mühendis, 1887 yılında ünye kullanarak bu saat kulesini tamamlar. Ancak bu yapı bir zaman sonra kalmış ve 1977 inşa edilmiş.

16) BANDIRMA GEMİSİ:

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunda önemli bir rol oynayan bu gemi, 1978 yılında Glasgov’da ”Trocadero” ismiyle inşa edilmiş olup, sonrasında ise ”Kymi” adıyla belli bir süre yük taşımıştır. 1894 yılında İdare-i Mahsusa’ya nakledilen gemi, o dönemden itibaren ”Panderma” ismiyle Osmanlı denizlerinde yük ve yolcu taşımaya devam etmiş. İdare-i Mahsusa’nın adı, 1910 yılında ”Osmanlı Seyrüsefain İdaresi” (Osmanlı Denizcilik İşletmesi) olarak değişince geminin de ismi ”Bandırma” olarak değişmiş ve posta vapuru haline geldi. 1919 yılında Atatürk ve yine silah Samsun’a getirdikten sonra posta hizmetlerine devam eden gemi, 1924 yılında hizmet dışı bırakılmış. 1925 yılında İlhami Söke’ye giden gemi, Haliç’te 4 ay ‘lik sökülerek parçalanır.

17) GAZİ MÜZESİ: 

Jean Ionnis Mantika tarafından, 1902 yılında Mıntıka Palas Oteli olarak inşa edilen bu bina, Atatürk’ün Samsun’a gelişinde kaldığı ilk yerdir. Kurtuluş Savaşı’ndan çok sonra, vali tarafından bu yer Atatürk’e armağan edilmiş ve Atatürk ve eşi Latife Hanım, Samsun’a üçüncü ve dördüncü gelişlerinde burada konaklamış. Atatürk’ün ölümünden sonra ise bu bina, belediye tarafından 1940 yılında Gazi Müzesi olarak hizmete açılmış ve Türkiye’nin tarihi açısından oldukça önemli bir konuma gelmiş. Günümüzde, geçmişin izlerini taşıyan 191 eser bu müzede sergileniyor.

Müzenin bölümleri; Müzenin ilk girişinde; Milli Mücadele dönemine ait fotoğraflar, büyük yağlı boya tablosu, Atatürk’ün kişisel eşyaları, Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun’a çıkışını temsil eden Tütün İskelesi kabartması, Bandırma Vapuru’nun küçük maketleri yer alıyor. İkinci katta ise; Atatürk ve silahlarının yine de balmumu heykelleri, Atatürk’ün kişisel eşyaları ve kaldığı odalar, izleme gelen ve objeler sergileniyor.

18) HAVZA ATATÜRK EVİ:

Atatürk’ün 25 Mayıs-13 Haziran 1919 tarihleri ​​arasında, ilk karargahı olarak kullandığı Mesudiye Oteli, taşınmaz kültür farklı olarak tescil edilmiş. Binayı otel haline getirip, karşılığı ilk kişi Hurdazlı İsa Efendi, bir süre oteli kendi için çalışmıştır. Ancak bir zaman sonra oteli, Ali Baba’ya devreder. Atatürk’ün Samsun’a gelişinden altı gün sonra karargahı Havza’ya taşıyacağını öğrenen Kaymakam Fahri Bey, en seçkin konaklama merkezi olan Mesudiye Oteli bir aylığına kiralamış. Böylelikle Atatürk ve karargahında yer alan askeri ve sivil memurlar burada konaklamış oldular.

Müzenin bölümleri; İki katlı olan birinci katında 4, ikinci katında ise 5 oda bulunuyor. Birinci katında; çalışma odası ve yatak odası yer alırken, ikinci katında ise; askeri ve sivil memurların kaldıkları yer yer alıyor. Atatürk’ün Havza’da bulunduğu buler arasında, çalışma odası olarak kullanılan tarih, birçok heyeti ağırladığı biliniyor. Yerini sergilenen telgraf maniplesi, ilk haberleşme aygıtı olarak yerini alıyor. Aynı zamanda ilk Cumhurbaşkanlığı forsu da bu kadın sergileniyor. Atatürk’ün istirahat ettiği yatak odası bölümünde; karyola, yatak, yatak örtüsü ve diğer yatak odası takımının yanında, Atatürk’ün orijinal eşyaları seçilerek sergileniyor.

Birinci katta yer Havza odasında; Atatürk’ün el yazısının ve imzasının bulunduğu bir belge, Atatürk’ün otele gelmeden önce bölge hakkında bilgi sahibi olmak için hazırladığı on iki maddelik soru listesi, Cumhuriyetin ilk yıllarında Havza konulu fotoğraf sergisi, Milli Mücadele yıllarına ait fotoğraflar, Atatürk ile birlikte gelen subaylar ve sivil memurların fotoğrafları ve daha birçok belge ve yazışma yer alıyor. Diğer oda ve salonlarda ise; Atatürk’e özgü eşyalar, Milli Mücadele yıllarına ait bazı silahlar ve kitaplar, Atatürk’ün kullandığı yemek takımı, yöreye ait kadın giysileri, mutfak eşyaları, çıkrıklar ve oturma odası takımı bulunuyor. Ayrıca müzede; Havza, Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara odalarında, Atatürk’ün buralarda yapmış olduğu görüşmelerle ilgili fotoğraflar ve yazışmalarla ilgili belgeler de sergileniyor.

19) AMAZON KÖYÜ: 

Batı Park’ta 50 bin metrekarelik bir alan üzerine Amazon Adası kurulmuş ve içerisinde 2.5 dönümlük bir Amazon Köyü yer alıyor. Bir rivayete göre; Samsun’un Terme ilçesi Gölyazı beldesi etrafında Amazon kadınlarının yaşadığına inanılıyormuş. İşte bu alanda da Amazon kadınlarının gündelik yaşamından kesitler sunuluyor. Samsun Büyükşehir Belediyesi ile On Dokuz Mayıs Üniversitesi iş birliği ile köyde anaerkil bir toplum olan Amazonların heykelleri, kabartmaları, günlük yaşamlarından kesitler ve eşyaları bu alanda yer alıyor. 2010 yılında inşa edilen Amazon Adası, bir kanal yardımıyla karadan ayrılan bir yapay adadan oluşuyor.

Terme’de M.Ö. 3 bin ile 2 bin yaşıyor arasında, Thermedon Çayı yöresinde Themiskyra adında bir kent kurulmuş ve kentte Amazonlar yaşıyormuş. Amazonların anısına Batı Park’ta kurulu olan Amazon Köyü, Amazonların gündelik yaşamda bulunan eşyalara ve heykellerine yer vermesiyle Türkiye’nin ilginç müzeleri arasında yer almaktadır. Samsun ve yöresinin tarihi ve kültürel değerlerinden biri olarak kabul edilen Amazonlar, Eflatun ve Socrates’in eserlerinde, Homeros’un İlyada’sında ve Hititlerin tabletlerinde bahsediliyor.

20)  Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti:

afra, Engiz ve Alaçam ilçe sınırlarında yer alan Kızılırmak Deltası, Kızılırmak nehrinin taşıdığı alüvyonlardan oluşmuş olup, Türkiye’nin en büyük deltalarından biridir. Delta ovası, denizden güneye doğru basamaklar halinde yükselir ve Kızılırmak nehrinin iki kenarında platolar yer alırken, daha gerisinde ise yerine yer alır. Yay şeklinde kopukluk platolar, Kuzey Anadolu Dağları’nın ilk sırasını oluşturur. Türkiye’nin Karadeniz tek sulak alanı olan Kızılırmak Deltası’nın doğal güzeliklerinin, büyük ölçüde korunabildiğini söyleyebiliriz. Geniş bir araziye sahip olan olan; göller, longoz ormanları, sazlık alanlar, yaban hayatı geliştirme sahaları, tuzcul bataklıklar, ıslak çayırlar, kumul çalı toplulukları, tarım alanları ve yerleşim alanlarında yer alıyor.

Kısa sürede oluşan deltada, Liman Gölü, Balık Gölü, Uzun Göl, Çernek Gölü, Tatlı Göl, Karaboğaz Gölü ve Gıcı Gölü olmak üzere 7 adet göl yer alıyor. Yeryüzünün en verimli doğal alanlarından biri olan Kızılırmak Deltası, göç uygulamaya Karadeniz’i aşan kuş türleri için hayati önem taşıyor. Göç eden kuşların uçuş öncesi ve sonrası dinlendikleri, beslendikleri ve korunabildikleri tek alandır. Deltanın Kuş Cenneti …, 321 farklı kuş türü yaşıyor ve burada Büyük Deniz Düdükçünü, Kuzey İncikuşu, Küçük Kirazkuşu, Ak Kirazkuşu, Tepeli Pelikan, Cüce Karabatak, Alboyunlu Kaz, Dikkuyruk, Şah Kartal, Deniz Kartalı, Küçük Kerkenez ve Tarda gibi nesli tükenmekte olan kuş türlerine rastlayabilirsiniz.

21) Çakırlar Korusu:

Atakum merkeze 19 km mesafede yer alan Çakırlar Korusu, Samsun’un en eski piknik ve doğa yürüyüşü alanlarından biri olma özelliği taşıyor. İçerisinde; tenis ve basketbol kortları, duşakabinler, mescitler, cafe ve restoranlar, tuvaletler ve mesire alanları gibi daha pek çok şey bulunuyor.

22)  Kabaceviz Şelaleleri:

Samsun’un tabiat harikalarından biri olan Kabaceviz Şelaleleri, şehir merkezine 32 km mesafede yer alıyor. Tekkeköy’e 35 km mesafede konumlanan Kabaceviz Köyü, yeşillikler içinde güzel bir yer olmasının yanı sıra ulaşımda da oldukça rahattır. Köyden 3 km kutsal şelaleler bölgesi, onun yıl mutlaka gezgincilerin ve tatilcilerin uğradığı bir noktadır. Üç aşamadan oluşan şelalelerin suyu, 15, 35 ve 65 metre yükseklikten akıyor.

ORDU’UN TARİHİ VE KÜLTÜREL ESERLERİ

1)  Kurul Kalesi:

Bayadı Köyü sınırlarında yer alan Kurul Kalesi, şehir merkezine 13 km mesafede konumlanıyor. Sivri bir kaya üzerine kurulu olan bu kale, antik bir yerleşme olup, birinci derece arkeolojik ve doğal sit alanıdır. Karadeniz Bölgesi’nde ilk arkeolojik kazı alanı olma özelliğine sahip Kurul Kalesi, Ordu’nun en sembolik yapılarından birinden. 2010 yılında yapılan kazıda, 2300 yıl öncesine ait tapınak ve kale duvarlarına rastlanılmış.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı katkısı ile kazı sınavı, 2016 işlem kadar devam etmiş. Bu tarihlerde yapılan kazı çalışmasında, kalenin kapısında mermerden bir Kibele Heykeli bulunmuş olup, bu heykel Helenistik dönemlerde Kibele Heykelleri arasında ilk in-situ örneği olmasıyla büyük önem taşır. 2018 yılında ise, Kibelenin Partneri olarak 3 heykel daha çıkarılmış.

2)  Boztepe ve Teleferik:

Ordu Boztepe, Karadeniz’in ve Ordu’nun tüm güzelliğini gözler önüne seriyor diyebiliriz. Ordu’nun yazılı manzarasını seyredeceğiniz Boztepe’de, özellikle akşam saatlerinde, harika zamanlar geçireceksiniz. Buraya hem kara yoluyla hem de teleferikle ulaşım sağlayabiliyorsunuz.

2011 yılında hizmete açılan teleferiğin kalkış noktasının Atatürk Parkı oldugunu ve teleferik hattında ise 28 kabin sohbetunu söyleyelim. Ayrıca teleferik hattı ile 500 metre yükseklikteki tepeye çıkış, sadece 8 dakika sürüyor.

3)  Çamlık Köyü:

Ünye ilçesinde yer alan Çamlık Köyü ve Fokfok, arkadaşlarınızla birlikte yüzüp eğleneceğiniz, sahilde yürüyüp piknik yapabileceğiniz bir yazabilirsiniz. En önemli özelliği ise; Fokfok ve Fega Deniz Mağarası’nın atamasıdır. Bilmeyenler için Fokfok, aslında doğal falezlerdir ancak yöresel adı Fokfok’tur ve Ünye’nin kullanımlarından biridir.

4)  Uzundere Şelalesi:

Aybastı ilçe sınırlarında yer alan Uzundere Şelalesi, 105 metre uzunluğunda olduğu için görenleri şaşkına çeviriyor. Bölgenin renkli ve harika doğal güzelliği olan bu şelale, 102 m yüksekliğindedir ve bu sebeple Türkiye’nin en yüksek şelalelerinden biri özelliğine sahiptir.

5)  Yason Burnu:

Çaytepe Köyü yaptırmak, Perşembe ilçesinin 15 km civarı yer alan Yason Burnu, Samsun-Ordu karayolu üzerindedir.

6) Hoynat Adası:

Perşembe ilçesine bağlı bir yer olan Hoynat Adası, Ordu’nun en güzel manzaralarından birine ev dönüş yapıyor desek, yanılmayız. Eski bilgi, gemiciler tarafından sığınak ve depo olarak kullanılan ada, Ramazan Köyü yazan yer alıyor ve henüz çok kişi tarafından bilinmemektedir. Martı ve karabatak kuşlarının yaşadığı bir ada olan Hoynat Adası, karabatakların Türkiye’de yuva yaptığı tek yayın ve Türkiye Doğa Derneği tarafından ” Önemli Kuş Alanı ” ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

7) ULUKÖY:

Gölköy ilçesinde, Haruniye Köyü ve Süleymaniye Köyü arasında kalan Ulugöl, Ordu merkeze 74 km, Gölköy ilçe merkezine ise 17 km uzaklıktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’nin en temiz havasının burada buluşunu ve aynı zamanda Ordu’nun en büyük gölü olma özelliğine sahip

8) Küpkaya Kanyonu:

Ulubey ilçesinde yer alan Küpkaya Kanyonu, Ordu’ya 32 km, Ulubey’e ise 9 km mesafede konumlanıyor. Her yıl milyonlarca turistin akınına uğrayan kanyon, kano sporunun gelişmesi adına uygun bir yayın.

9)  Turnasuyu Vadisi:

Ordu merkeze yakın bir benzer yer alan Turnasuyu Vadisi, Doğu Karadeniz’in yeni keşif rotasıdır. El değmemiş doğası ve pek çok bakir köşesi ile doğa tutkunlarının adresi olan Turnasuyu Vadisi, 60 km uzunluğunda bir yürüyüş parkuruna ev dönüş yapıyor.

10) Ablak Taşı:

Kabadüz ilçesinde yer alan Ablak Taşı, doğal teras olma özelliğine sahip.

GİRESUN’UN TARİHİ VE KÜLTÜREL ESERLERİ

1) Kümbet Yaylası:

Giresun’da bulunan Kümbet Yaylası. Şehir merkezine 60 kilometre uzaklıktaki yayla, şenlikleriyle meşhur. Her yıl temmuz ayında düzenlenen Kümbet Yaylası Şenlikleri’ne binlerce kişi katılıyor. Şenliklerde yapılan açık arttırmayı kazanan “yayla ağası” olarak ilan ediliyor; elde edilen gelir ise bir sonraki yıl yapılacak olan şenlik için harcanıyor.

2- Bektaş Yaylası:

Şehir merkezine 56 kilometre uzaklıktaki Bektaş Yaylası’na, Dereli Yavuzkemal, Batlama Deresi ve Bulanacak olmak üzere üç farklı yol üzerinden gidilebilir. Elektrik, su ve telefon gibi altyapı hizmetleri Bektaş Yaylası’nda da mevcut. Yaylada konaklamak isteyenler için 80 yataklı bir otel hizmet veriyor.

3-Sis Dağı Yaylası:

Alimeydan Dağı, Trabzon ve Giresun sınırı olan Görele’de yer alır. Tepesinden veya eteğinden sisin hiç eksik olmaması sebebiyle Sis Dağı olarak adlandırılan bu yayla her yıl temmuz ayında Sis Dağı Otçu Göçü Yayla Şenlikleri’ne ev sahipliği yapmaktadır

4-Gölyanı Yaylası:

Gölyanı Yaylası, Giresun Yağlıdere’de bulunmaktadır. Sit alanı kapsamında yer alan yayladaki tüm evlerin ahşap yapıda olması yöresel esintiyi hissetmenizi sağlıyor. Yapılabilecek aktiviteler arasında; dağ bisikleti sürüşü, dağcılık tur kayağı, dağ yürüyüşleri ve kamp gibi çeşitli etkinlikler yer almaktadır.

6-Kırıkharman Yaylası:

Çakrak Köyü’nde bulunan yayla, barındırdığı kültürel ve doğal zenginlikleri sunar. 1850 senesinde inşa edilmiş olan kilise, Giresun ve Doğu Karadeniz köylerindeki Ortodoks kiliselerine örnektir. 170 yaşında olan kilise adeta yıllara meydan okuyor

7-Kuzalan Şelalesi:

Giresun merkeze 45 kilometre yükseklikte yer alan alan şelalenin en yüksek noktası Dikoluk Pınarı ve Marazlı Tepesidir. Mağaralar, kaç bin yıllık, tarihi değirmenler gibi güzelliklerinin yanında pek çok canlı çeşitliliğine de rastlanmaktadır. 60 farklı canlıya ait 129 bitki türü, 36 canlıya ait 105 kuş türü de tabiat parkı içinde yer almaktadır.

Doğu Karadeniz’de sodali suyun dere halinde aktığı tek yer olup, Mavi Göl ile birlikte belirli göz alıcı bir turkuaz dönüşüyor. Bunun sebebi ise gölün dışında bulunan taşları ve sodalı sudur.

8- MAVİ GÖL:

Giresun’un Dereli ilçesinde bulunan gölün en belirgin özelliği Karadeniz Bölgesi’nde dere şeklinde akan tek göl olması. Başta yerel halk olmak üzere, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen mesajla oldukça ilgi görmektedir.

9-Sağrak Gölü:

Dereli ilçe sınırlarında yer alan krater gölü Sağrak, yaban hayatı için önemli bir unsurdur. Gölün birden fazla birçok ayı, kurt, tilki, urkeklik, kartal, şahin, doğan gibi çok çeşit hayvan bulunuyor. Tüm sipariş yanı sıra sıra doğa aktiviteleri de yapılmaktadır.

10- Yeniköy Mağarası:

Espiye’den 33 km yüksekte yer alan Avluca ve Yeniköy arasındaki Karadona Deresi’nin yanında bulunan suyun içinde yedi değirmeni çalıştırdığı, bu kaynağında özünde bir mağara olduğu ortaya çıkmıştır. Halk tarafından Patlaksu olarak mağaranın belirli bölgelerinde farklı damlataş, sarkıt, dikit gibi oluşumlar meydana gelir. İçerisinde herhangi bir canlıya rastlanılmamıştır.

11-Tepesi Delik Mağarası:

Alucra ilçesinde bulunn Fevzi Çakmak Köyü’ndeki mağara, kimyasal erimeler sonucu çukurun son noktasında yer alan oluşturmuştur. Ağzı geniş olan mağaraya tepeden obruk içine inilerek girilebilinmektedir. Yerinde olduğunuz yerde hemen girişinde bulunmaktadır. Damlataş, dikik ve sarkıt gibi oluşumlara çok fazla rastlanmamakla birlikte yarasa bulunmaktadır.