KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER

  • Joined Apr 2020
  • Published Books 1
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

                     

 

                              ERTUĞRULGAZİ İLKOKULU

 

                             4 / A SINIFI ÖĞRENCİLERİ

 

                          YAZAR OLACAK ÇOCUK PROJESİ

                     

                         

                            DÜZENLEYEN: FİLİZ AYHAN

                                        NİSAN 2020

 

                           

 

 

 

 

 

3
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

 

Bir tohumdunuz önce! ..

Aile terbisiyle çimlenmiş bir tohum.Okul toprağının bilgisiyle, kültürüyle sulanıp besleceğini.Yeşerip fidan burada da, eğitim öğretimle süs len di niz ..Yaprak yaprak açtınız, dal dal olgunlaştınız. Minik yürekleriniz sevgi saygı ve merhamet ile doldu.Şimdi bu minik ama koca yüreklerinizden damla damla akıttığınız duygularla öyküler  öyküler yaz maya başladınız.

Sizler bugün bir ağacın dalları, gelecekte herbiriniz bir ağaç; dimdik, gururla ayakta duran, başı özgür semalara

değen bir ağaç, bir birey olacaksınız.

Yolunuz, bahtınız açık olsun koca yürekli çocuklarım …..

                                                                 FİLİZ AYHAN

 

5

 

 

                     Küçük Hanımlar, Küçük Beyler!

 

     Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısıyordu.

 Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz.

 Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz.

                                                            

                                                                M.KEMAL ATATÜRK

 

6

.

 

                                TEŞEKKÜRLERİMİZ

Kasım ayında başladığımız Yazar olacak Çocuk projesinin etkinliklerine katılarak hikaye yazan ve bu kitabın özünü oluşturan ÖĞRENCİLERİME, velilerime,

Okul müdürümüz Yılmaz BENLİCE’ye, proje kurucularımız, Kıymet AKIN ve Dilek ÖZÇALIŞKAN öğretmenlerime çok teşekkür ederim.

                                                                      FİLİZ AYHAN

 

7

                     

                                 KARA GÜN DOSTU

Elif ve Defne çok iyi iki arkadaştı .Defne Elif’in sınıf arkadaşıydı Ama bu arkadaşlıkları dostluğa dönüşmüştü. onu şeylerini paylaşırlardı.

         Elif, çok üzgün bir şekilde okula geldi. Elif birden ağlamaya başladı: Bu durum Defne’nin dikkatini çekti hemen arkadaşının yanına gitti.

“Başka bir şehre taşınmak zorunda kaldıız dedi

 Elif’i teselli şaşırttı sıkı sıkıya sarıldılar Defne:

 Elif biz seninle nerede olursak olalım onu ​​zaman dost 

kalacağız, onu zaman görüşeceğiz. telefonla uzun uzun konuşuruz, görüntülü görüşürüz Tatillerde bir araya geliriz.

 Bunları duyan Elif, biraz sakinleşmisti. Tam bir kara gün dostu idi.Ömür boyu dost kalmak için o sözta kullanılan söz verdiler.Sımsıkı sarıldılar. karmakarışık duygularla bahçeye diğer arkadaşlarıyla oynamaya gittiler. 

İşte arkadaşlık, dostluk böyle bir şeydi….   ELİF ŞENAY ÇAKICI

8
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

            HAYVANLARI SEVELİM

Kıvanç ile Güvenç çok iyi ki arkadaşmış. İkisi de Hayvanları çok severmiş. Kıvancın bir köpeği, Güvenç’in ise bir papağanı varmış. Kıvanç’ın köpeğinin adı ”Oscar”, Güvenç’in papağanının adı da “ŞANSLI” imiş.

  Erkek günup gördüklerini ailelerine anlatmışlar.Aileleri yarım saat sonra bir polis ekibi evlerine gelir.Oyun çocukları için dinlemişler sonra kullandıktan sonra gitmişlerdir. Kıvanç’ın evine tekrar geldi Güvenç’i çağırmalarını istemişler. Polisler iki çocuğa birkaç fotoğraf göstermişler. Çocuklar fotoğraflardaki adamlardan birini tanımışlar köpeği eziyet edenin bu adam olduğunu söylemişler

 ailelerinin imzalarını alarak gitmişler.

 Kıvanç’ın babası Telefonu açmış. Şimdi bu hayvanlara eziyet eden birinin hapse gireceğini belirtmişler ve çocuklara teşekkür ederek telefonu kapatmışlar.

       Kıvanç ve Güvenç polislerin hakkında bu habere çok sevinmiş.Gördükleri olayı polise anlatmakla ne kadar doğru bir iş yaptıklarını anlamışlar. İnsanlar hayvanları sevmeli onları korumalı Bunu bir kez daha anlamışlar.  

                                                MEHMET KIVANÇ DEMİRAY

 

10
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

                                  ASTRONOT

 

       Barbaros adında bir astronot varmış.Çok zeki ve çalışkanmış.Ay’a ilk ayak basan astronot olamak istiyormuş.Bunun için çok çalışıp çok çalışmak sarfetmiş.Bir gün evinde kitap okurken Amerika’ya gitmek geldi. Bir çarşamba günü kendisini Amerika’da bulundu.NASA’ya gitti ve bir Türk astronot olarak burada çalışmak istediğini söyledi.Şimdiye kadar yapılan araştırmaları gösterdi. NASA birkaç gün sonra Barbarosa, Barbarosa çalışma isteğinin kabul edildiğini söyledi. 8 gün boyunca uzayın karanlıklarında dolaştı. Birkaç küçük gezegene indi, ilgisini çekmedi.Sonunda Ay’a vardı. m’ağını Ay ‘ “Merhaba” deyince biraz rahatladı.

Uzaylı mekanik bir sesle adının ”Mimo” olduğunu söyledi. barbaros onun iyi niyetli olduğunu anladı ve onunla dost olmaya karar verdi. Mimo onu evine davet etti evinde ona sıcak bir çikolata ikram etti. astronot barbarossa Jel sana uzayı gezdireyim dedi. Barbaros uzayda 3 hafta kaldı çeşitli araştırmalar yaptı taş örnekleri topladı. 

            Uzay yöneticileri Barbaros’u görünce Mimo’ya özel bir görev vererek Barbaros’u vurmasını istediler ama Mimo Barbaros’ a o kadar çok alışmıştı ki  böyle bir  hainliği nasıl yapardı dostuna. Mimo düşündü taşındı ve Barbaros’a bir an önce dünyaya dönmesinin çok iyi olacağını söyledi, uzaydaki tehlikelerden bahsetti. Barbaros da  Mimo’ya hak vererek dünyaya dönmeye karar verdi  .uzay mekiğinin yanına gittiler Barbaros Mimo’ya çok teşekkür etti. Mimo içinde tuhaf hisler hissetti O bir uzaylı ydı ama onun da duyguları vardı arkadaşından ayrılacağı için çok üzülmüştü. uzay mekiği  uçuşa hazır hale gelince birbirlerine sarılıp vedalaştılar ikisinin de aklında aynı düşünceler vardı- Kim bilir belki bir gün dünya lılarla uzaylılar bir arada yaşarlardı-ve o zaman onlar tekrar görüşebilirlerdi.

 

                                              Barbaros Miraç DÜZEN

 

 

                                                                                                               

12
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

                            GÜZEL BİR GÜN

 

    Ezgi adında bir kız öğrenci oldu.Ezgi ailesiyle güzel bir gün geçirmek için plan yaptı.Planını ailesi Ile düzenledi. ilk önce lunaparka sonra pikniğe gitmeye karar verdiler

 Ezgi çok heyecanlıydı. Ezgi’nin ilk önce iş dönme daha fazla atlı karıncaya bindi Ezgi için gerçek bir atla koşuyormuş gibi hissettiğine ihtiyaç vaktin geç başlar. ağaçta bir kuşun yaralı olduğunuzu gösterirüğünüz. atladılar ve sonunda eve gitme vakti geldi

 eve geldiklerinde Yaralı Kuş için Ezgi kuş evini balkona koydu yaptı. Ezgi hem çok güzel hem de yorucu bir gün geçirmişti dinlenmek için odasına gitti, kitabını okurken uyuyakaldı. 

                                                      Beyzanur SÜZER

 

14
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

                      SEVİMLİ BALIK TİKO

Karadeniz’e yeni taşınmış Tiko adında bir balık varmış. demiş. taşındıkları ilk gün onun doğum günüymüş sabah kalktığında anne vebabasının yanına koşmuş bağırarak demiş. Anne baba bugün benim doğum günüm”. Deniz atına binip balık Hastanesi’ne gitmişler. Tiko Ablasının yanına gitmiş oda ”çık odamdan” demiş. Canı sıkılan tiko Mercan kayalıklarına gitmiş. TOS’yu geldiler görecekden. tiko bir bankta oturmuş Güneş batıyormuş yanına öğretmeni gelip oturmuş: 

_ Ne oldu Tiko? diye sormuş.

Tiko olanları anlatmış. Öğretmeni çok üzülmüş; Onu şerde bir hayır vardır” demiş ona. Öğretmeni trikoyu teselli olduğunu. Tiko evine gidip yatmış. Sonra aklına kardeşi geri acaba iyileşmiş miydi? Sonra Karadeniz’e gelmeden önceki maceralarını düşünmüş; bir akvaryumcu onları Ahmet adında bir çocuğa vermişti sonra Ahmet onları serbest bırakmıştı. Tiko olarak düşünürken uyuyakaldı.

 

Sabah olunca bir sürpriz ile karşılaşmış Tiko.Herkes onun doğum gününü kutlamaya geldiTiko demiş ki ”bugün benim doğum günüm değil ki” ama annesi olanları anlatmış sürpriz olsun diye kardeşi takvimin o olduğunu.

 Sonuç olarak öğretmenin dediği gibi onu şerde bir hayır vardır, bu neden başımıza gelen kötü bir şeye hemen üzülmemeliyiz.

                                          Süleyman İlter ERGÜN

 

16
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

 

                                  KIYMET

        İnsan doğası gereği her şeye sahip olmak, hep daha iyisine, daha güzeline kavuşmak istiyor.Daha çok ev, daha çok araba, daha çok eşya vb. İşte bu neden içeride doğayı hep kötü kullandık.Sorumsuzca davrandık.Herkes aynı şeyi yapıyor, ben yapsam ne olacak, bişey olmaz düşüncesiyle hareket ediyor. Doğadaki temiz havanın, dağın, taşınmış, küçücük bir böceğin, Kuşların cıvıl cıvıl seslerinin kıymetini bilemedik. pikniğe gittik, çöpümüzü attık, araba kullandık egzozuyla havayı kirlettik, balık tuttuk denizin suyunu kirlettik. Kendi zevkimiz için zararsız hayvanlar katlettik. Dünyanın tek hakimi kötü kalpli insanlarla birlikte doğarım yavaş yavaş kaybettik. Kıymetini bilemedik. Ama artık bugünlerde işler tersine döndü.

       Kimse evinden dışarıya çıkamıyor, dört duvar arasında yorum. Şimdi doğa kendisini yeniliyor. Göçmen Kuşlar artık tekrar sulak olan  

yerlere gelmeye başladı. Ağaçlar, hayvanlar, Ağaçlar rahat bir nefes aldı. peki insanlar ne yaptı? Değer vermediği her şeyin kıymetini bilmeye başladı. En çok da tabiatın değerini, temiz havanın, toprağa ayak  basmanın …

Kısacası içindir nefesin değerini öğrendi. 

 

                                                                 Erhan IŞIK

 

18
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

 

                           MAYMUN CUDİ

Maymun Cudi, yemyeşil ormanın koynunda mutlu mutlu yaşıyordu. Diğer maymunlardan farklı bir tarafı vardı; diğerleri muza bayılırken Judy ise çilek yemeği çok seviyordu. yaşadığı bu ormanda pek çok orman çileği vardı. Cudi ağacıın kovuşturmak uyurken bir gürültü duydu. Bu gürültü hiçbirhayvanın sesine benzemiyordu. Ürkek ve telaşlı bir şekilde ağaçın tepesine çıktı, buradan onun yerine görebiliyordu. Ormanın kenarına doğru gelen bir harç kamyonu gördü. Biraz sonra kamyon durdu oraya büyük bir inşaat başlatır anladı. Artık yaşadığı bu orman da şehrin bir parçası olacaktı. Cudi çok üzüldü. Çünkü yaşadığı bu orman onun eviydi ve yokolup gidecekti.

 Cudi bu durumu bir an önce düzeltmeliydi. Diğer hayvan arkadaşları ile konuştu, durumu anlattı.Birlik olup bir şeyler yapmalıydı. Hemen İnşaat yapılan yerin yakınına vardılar. Hepsi farklı yeteneklerini sergileyerek oradaki işçilerin dikkatini çektiler. Bu işçilerin başındaki şef, Cudi ‘nin bu ormanda çok mutlu olduğunu ve o yüzden bu işe engel olmak istediğini anladı. Birden elini 

Birden elini ka ldırdı, inşaatı durdurdu. Bütün hayvanlar çok mutlu oldular. İnşaatçılar gitmek için toparlanırken Cudi gözden kayboldu.Kısa bir süre sonra bir ağaç kabuğunu içine doldurmayı çileklerle döndü.Cudi bu çilekleri.  

                                                      Yusuf Emre KİREZ

20
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

 

                        EN BÜYÜK HAYALİM, UMUT

              Merhaba! Ben Zeynep Erva. Hepiniz dünyanın durumunu biliyorsunuz. Nereden ve nasıl geldiğini hala tam anlayamayorum bir virüs var. Bütün dünya bu virüs ile uğraşıyor ve ben bu virüsten çok korkuyorum. Daha önce hiç böyle bir şey yaşamamıştım. Bu virüsün ismi CORONA yani covid-19.Artık tüm dünya gündemi bu kötü ve korkunç virüs. Bu virüsün neden olduğu kişi hayatını kaybediyor. Bazen ben de sevdiklerimi kaybetmekten korkuyorum. Gizli kahramanlarımız bu gizli beni çok gizli üzüyor ama çok şanslıyız ki onlar var yani gizli kahramanlarımız; korkarımuzca bunların iyi olması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.Ben de onlar gibi olmak, herkesi mutlu etmek, çaresiz hastaları iyileştirip, sevdiklerine ailelerine kavuşturmak istiyorum. Bu benim en büyük hayalim … Biliyorum yaptıkları iş çok riskli ama yardım eden insanlar, iyileşmeyi umut eden insanlar, yüzünde küçük de olsa bir tebessüm görmeğe değmez mi? Bir diğer hayalim ise coronavirüsün yok olup gitmesi ..

Baharın yeniden gelmesini, ağaçların yeniden çiçek açmasını, okul yolunda gidip gelirken mis gibi çiçek kokularını içime çekmeyi, yolda gördüğüm bir kediyi sevebilmeyi, tüm merak ettiğim şeylere dokunmayı hayal ediyorum, toprağa mesela .. okulumu için özledim ki UĞAN ..

                                                  Zeynep Erva METİN    

22
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

 

                        23 NİSAN NEŞESİ

         Alya adında bir kız çocuğu varmış. Alya 23 Nisan’ı kutlamayı çok severmiş. Ancak bu yıl Corona virüs salgını nedeniyle okullar tatil olmuş ve 23 Nisan’ı dışarıda kutlayamayacaklarmış. Alya ailesi ile birlikte 23 Nisan’ı evde kutlamak için bir piyes düzenlemeye karar vermiş. Hemen 23 Nisan’la ilgili bir piyes yazmışlar. Ertesi gün ailece rolleri paylaşmışlar ve provalara başlamışlar. Atatürk’ün 23 Nisan’ı çocuklarına armağan etmesini anlatan bu piyese her gün çalışıyorlar içindir Bu gösteri için alanır kostüm bile hazırlamışlar. Sonunda ortaya çok güzel bir tiyatro gösterisi çıkmış. Alya ve ailesi 22 Nisan’da bu oyunu sahneyi sergileyecekleri, bunun için çekecek bir kamerayı ve geriye kalan her şeyi hazırlamışlar.23 Nisan geldiğinde oyunlarını çektikleri videoyu arkadaşlarına ve akrabalarına göndererek bulabilirsiniz 23 Nisan Ulusal Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için kutlamışlar.  

                                                                       Merve AYKAN

24
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

                               UZAYDA YAŞAM

         Arda ve ailesi uzaya gitmekdu uzayda bir hafta yaşayacaklardı çünkü Arda ve heyecanlıydı. 1 hafta mı yaşayacaklardı? Ama ya oksijen tüpleri biterse diye düşünmeyiniz oksijen tüpleri sonsuzdu. Ertesi gün dayısı kahvaltısını Ardalarla yaptığı çünkü yüzünden uzaya dayısı götürecekti. Arda’nın dayısı bir astronot tu. kahvaltı yapar yapmaz uzay mekiği istasyonuna gittiler herkes astronot kıyafetlerini giyip uzay mekiğinin içine bindi uzay mekiğinin içi çok güzeldiAtmosferden çıkınAman Allahım ne büyük bir karanlık! Ucu bucağı belli değil.Nasıl bir yerdi burası? Dayısı ona gezegenleri gösterdi: Jüpiter, Neptün, Satürn Plüton ve daha neler neler…

Korkarım izliyordu. Bazen hızlı bir ışık kümesinin yanlarından geçtiğini, bazen fıldır fıldır dönen cisimlerin mekiğe çarpacakmış gibi yaklaşılması korkuyla izliyordu. Arda, uzayda bir hafta yaşadıktan sonra dünyaya geri döndü o anı bir daha hiç unutmadı. sizde uzayı merak edemiyoruzla ilgili kitaplar ya da dergiler okuyabilirsiniz. 

                                                              Yakup Esat TAYFUR

 

26
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

                              FUTBOL HAYALİM

 Ali, futbolu çok yedi bir çocuktu. futbol turnuvası vardı Ali bu turnuva için çok çalışmıştı. ama takım kaptanı onu yedeğe aldıtı. Ali bu duruma çok üzüldü. kuralar çizti ve okullarındaki bir başka sınıfla futbol maçı yapacaklardı.ıNihayet turnuva günü geldi çattı. Ali sahanın kenarından maç izliyordu. arkadaşları gayet güzel oynuyorlardı. Birden arkadaşı Mete’yi Yerde yuvarlanırken gördü. hakem maçı durdurdu sağlık ekipleri geldi ve Ali’yi maçtan dışarı çıkardılar. Takım Kaptan-ı Mete’nin yerine Ali’yi çağırdı. Ali sahaya girdi ve maç tekrar başladı iki sınıf arasında kıyasıya bir maç devam ediyordu Ali peş peşe 3 gol attı. sonunda maçı Ali’nin sınıfı kazandı.Eklendi bunun 

 kupayı almayı da haklarındalerdi. maç bittikten sonra Ali Mete’nin yanına “geçmiş olsun” dedi.

_ arkadaşım sen gayet güzel oynuyordun ne oldu böyle

birdenbire sakatlandın?

Ali’nin yedek atağında çok üzüldüğünü onun gol atacağına inandığını  bildiği için sakatlanma numarası yaptığını söyledi. Yani arkadaşım takıma girsin diye böyle bir numara yapmayatı.

_ İyi ki de böyle bir numara yapmışım bak şampiyon olduk. Sen iyi bir futbolcusun senin sayende kupayı kazandık dedi. 

 Gülüştüler, birkaç dostça sarıldılar. ikisinin de bir turnuvada oynama hayalleri gerçek olmuştu Ve sonunda bir kupa kazanmışlardı .

                                                       Ece Aybüke KEMİK

28
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

 

                        BÜYÜK PROJESİ                                     

 Insanların beslenmesidir. Evde kaldığımız bu izolasyon günlerinde açılıyor. Mesleğim laborantlıktı. Evden çıktım. Bugün çok fazla bir gündü. Arabaya bindim laboratuvara gitmek üzere yola koyuldum. Arabayı götürken aklıma bir şey geldi laboratuvara vardığımda bir kapsül üretmeyi planladım. Karbonhidrat, protein, yağ ve vitaminlerden oluşan küçük kapsüller yapacaktım. Hemen deneylere başladım 5-6 saat içerisinde yapmayı başlıyor.

  Bilim Kurulundan izin çıkarmam gerekiyordu. Bilim Kurulu kapsülümü alışp kullanma ama izin vermedi. Henüz eksiklerinin olduğunu düşünüyor. Malzemelerime el konuldu. En az 4 yıl daha kapsül üzerinde çalıştım. O arada Bilim Kurulu üyeleri de değişmişti. Sayın Bilim Kuruluna müracaat etti İlk .önce Bilim Kurulm kapsülümü tanıttı. Ürünümden çok 

etkilendiler, bu kapsülleri Afrika’daki insanlara bağışlayacağımı söyleyince bana malzeme ihtiyacınızı söylediler. Çok mutlu olmuştum. Artık Afrika’daki insanlar aç kalmayacaktı. Laboratuvarıma kapandım, gece gündüz çalıştım, çok sayıkapsüllerden ürettim.

                                                                                                                                                       Utku Kerem ERÇİN

 

30
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

 

                 HAYALLERİMİN PEŞİNDEN KOŞMAK

 

           Gitar çalmak istedim annem ve babam bunu ilk kez  duyduklarında geçici bir heves sandılar çok da önemsemediler. ama benim gitar çalmayı istediğimi zamanla anladılar ve beni gitar kursuna yazdırdılar sonra bana kırmızı çok güzel bir gitar aldılar. Gün geçtikçe gitar hocamın Önemlileriyle pek çok parça çalmayı öğrendim Evde boş kalmayı öğren gitar çalıyorum ve şarkı söylüyorum. Corona virüs salgını nedeniyle evlere kapandığımız için tek tesellim gitar çalmak oluyor. hem de zaman zaman kendimce bazı denemeler yapıyorum. 

           Elime aldım.

Kendi kendime bir şeyler çalmaya başladım. önce düzensiz sesler çıkıyordu sonra uğraştıkça kulağıma hoş gelen melodiler oluşmaya başladı. güzel olan kısımları notalarını hemen gösterirda yazdım birkaç gün bu şekilde çalıştım uğraştım. Besteci mi oluyordum ne? Kendimce yaptığım bu parçaya bir de söz yazdım Bir hafta boyunca da hem çalıp hem söylemeye çalıştım. Ortaya çıkan parçayı önce aileme dinlettim daha sonra öğretmenime gönderdim öğretmenim videomu çok beğenmiş. sosyal medyada paylaşmış. herkes Şarkımı çok beğenmiş. bir öğretmen  müdürlüğü beni aradı hem tebrik etti hem de okullar açacağınız gitar öğretmenim ile birlikte bir okul marşı hazırlamıyoruzı istedi.Bu teklif sevinçle kabul ettim .Çok mutlu oldum ve gurur duydum. 

 

                                                    Mustafa Mert KORKMAZ

 

32
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

                          ORMANDAKİ MAÇERA

       Yağmurlu bir günde sokakta geziyordum.benim yaşlarımda bir çocuk gördüm. “Birlikte dolaşalım mı“ dedim. “Biz buraya yeni taşındık Ben bir yeri tanımıyorum” dedi. “Gel tanışalım arkadaşım ve birlikte oynayalım dedim”. Yeni arkadaşımla yağmur sularına oyunlar oynadık. Yağmur durunca arkadaşımla gezmeye başladık.Bizim mahallemiz ormana yakındı. Sohbet ederek gezdiğimizden kendi sokağımızdan uzaklaşıp ormana kadar geçtitik. Durduk “ne yapalım şimdi arkadaşım ormana kadar geldiiz, dönelim mi?” diye sordum.Arkadaşım ise “ağaçların olduğu şu güzel çiçeklerden toplayıp öyle dönelim.annelerimize çiçek götürüyor“ dedi. 

Biz çiçek toplarken bir ses duyduk.Kaflarımızı kaldırınca beyaz sakallı bir ağacın bize doğru geldiğini gördük. elimizdeki çiçekler fırlatıp hızla koşmaya başladık.Sokağımııza girene kadar hiç durmadık. Sokağımıza girdiğimzde nefes nefese kalmıştık.Bir boşluk yaslandık.Korkudan kalbimiz fırlayacakmış gibi çarpıyordu.Arkadaşıma dedimki

_Bu bizim için tehlikeli bir macera oldu arkadaşım.

Arkadaşım da:

_Evet bir daha uzaklara gitmeyelim sokağımızda oynayalım.

Ailelerimizi üzmeye hakkımız yok. dedi.

 

                                                                   Ecrin YILDIZ

34

 

                                      YARIŞ

   Bir gün geyik ile ceylan çarpışmışlar.

 Sönra kavgaya başlamışlar.Ceylan, “neden önüme çıktın sabah koşumu yapıyordum” demiş.Geyik ise “Asıl sen benim önüme çıktın benim bu ormandaki en etkinli, en çok olduğumu göremiyor musun? Demiş.Ceylan,“ en hızlı sen indirin benim ” demiş.Daha sonra yaklaşık bir saat geyik en hızlı benim, ceylan hayır benim dediler.Sonra hayvanlar da ikiye ayrlı ceylan ile geyiğin arkalarına geçtiler. demiş. “Aslanlar arasından birini seçin gösteri gösterisi sizi görmek için bekledikten sonra kaçın.Aslanlardan ilk kurtulan:

     1: Canını kurtarır 2: Kendisine ömür boyu yetecek kadar böğürtlen kazanır. Aslanlan meydan okuyacaklar. ”Bunu duyan leylek telaşlı bir şekilde arkadaşı porsuğu da alarak aslanların yanına gider. Aslan “ne yani siz ikiniz ayağımızın dibine gelen bu güzel ve lezzetli bir fırsat geri mi çevirmemizi mi istiyorum?” Dedi.Leylek çaresizce “evet ama ne odasında yaparız. Dedi.Aslan“ katiyen olmaz ”dedi ve duraksadı.Şaşkın bir şekilde“ sen az önce ne yapar yaparız mı dedin ”dedi. Leylek şaşkın bir şekilde “evet” dedi.Aslan “o zaman dinle, kovalamayalım. Dedi. Leylek ise “olur” dedi.Ve arkasına döndü arkasında görmek istediği şey arkadaşı porsuktu ama arkasına döndü gördüğünüz şey bir sepetti.Kafasını yana doğru çevirdiğinde arkadaşı porsuğu meyve toplarken buldu. Yaklaşık üç saat sonra meyveleri aslanların yanına getirmişler.Aslanlar onları yakalamıyıcaklarına söz vermişler. Bu söz üzerine oradan uzaklaşan leylek bir takım sesler duyar ve gizlice oraya yaklaşır diğer hayvanların da yarış yapısını duydu. Bunun olmayacağı için mutluydu. Yarın sabah herkes toplandı, ilk leylek ile geyik yarışacaktı. Başladılar aslanlar tepki arkadaşım leylek bize bunu yapmamasını söyledi ve bize meyve verdi. Herkes leyleğe bakıp evine dönmüştü. Ertesi gün leylek bütün arkadaşlarının “Sonuçta hepimiz arkadaşız, boyut bir şeyden istem istem için böyle bir şey yaptım.” Ardından bütün arkadaşları leylekle barıştı. Bir daha o ormanda asla kavga çıkmadı.                        Betül UYAR                                                                                            

35

 

 

                             BİR DOĞANIN ÖYKÜSÜ

       Bir gün anne Doğan Bir yumurta yapmış. 30 gün sonra yumurtadan bir Doğan yavrusu çıkmış.Küçük Doğan’ın tüyleri ilk kez yokmuş.

Sonraki küçük Doğan hergün yuvanın içinde zıplayıp kanatlarını açmaya çalışıyormuş. Bu şekilde kanatlarını güçlendiriyormuş. Parça parça yavrusuna veriyormuş. Bir gün küçük doğan parçalamayı öğrensin diye getirdiği yiyeceklerin önüne bırakmış küçük Doğan karnını doyurmak için annesinin bıraktığı yiyeceklerin olduğu parçalanması yemiş. Aradan zaman geçmiş 35 gün sonra küçükdoğan uçmayı öğrenmiş Sonraki günlerde de annesi ile birlikte avlanmayı da

öğrenmiş anne Doğan yavrusuna bildiği her şeyi öğrendikten sonra yuvadan ayrılmış. Annesi bir süre onu uzaktan seyretmiş. Ta ki kendi avlanıp da karnını doyurana kadar küçük Doğan’ın ilk yakaladığı şey bir fareymiş. Diğer günlerde de yılan, kertenkele gibi küçük hayvanlar yakalamış. Artık kendisi de annesi gibi onu işini kendisi yapıyormuş. Kendisinin de yuva kurma zamanı geldi Bir gün bir ağacıın tepesine yuvasını kurmuş. kendi yavruları olunca annesinden öğrendiklerini söyledi aktarıp doğaya salmış. 

                                                                                                                                                               Adar Celal ÖZ

 

36
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

                 PINAR İLE PAMUK’UN DOSTLUĞU      

 Pınar evde oyun oynamak, dışarıdan acı içinde havlayan bir köpek sesi duydu.  

 Annesine “İşte bir köpek var anneciğim gidip bakabilir miyim?” diye sordu. Annesi de “dikkatli ol yavrum” dedi.       

 Pınar koşarak merdivenlerden indi. Köpeğin ayağında kırık olduğu acı içinde kıvrandığını gördü. köpeğii usulca kucaklıyor bahçede ağacıın gölgesine taşıdı. Sonra annesine gidip köpeğin ayağındaki yaranın tedavisi için veterinere götürmek gerektiğini söyledi. Pınar olanları anlattı. köpeği veterinere götürdüler veteriner köpeğin yarasını sardı. Akşam Olunca Pınar, akşam yemeğinden artan eve verdi gittiklerinde çok güzel bir köpek kulübesi verdi. Onun için kulübeye eski bir topunu koydu oynasın diye. Sonra köpeğe iyi uykular dileyerek evlerine girdi. 

Sabah erkenden kalkan Pınar, koşarak köpeğin yanına gitti. Onun topla oynadığını görünce sevindi. Kahvaltı yaptıktan sonra köpeğe de yemek verdi. Onun teşekkür eden gözlerine bakıp ona “ Pamuk ” adını koydu. Çünkü çok güzel beyaz tüyleri vardı. Pamuk ve Pınar’ın dostluğu böyle devam etti.Pınar merhameti sayesinde hem bir hayvanın hayatını kurtarmış oldu.                        

                                                                                                                                                 Ezgi Başak AKKANAT                      

                 

38

 

                              YOKLUKTAN VARLIĞA

 

        Fakir bir çocuk ilkokul 5’e kadar zar zor okumuş. Sonra çırak olarak bir lokantada bulaşıkçı olarak çalışmaya başlamış. Tam 3 yıl boyunca bulaşık yıkamış daha sonra garsonluk yapıyor başlamış bu işler iyice öğrenmiş.yemek yapmayı Öğrenince de aşçı olmuş. 10 sene boyunca aynı yerde çalışmış ve tecrübe kazanmış sonra askere gitmiş. Askerde görevini yaparken komutanları Onun çok güzel yemek yaptığını fark etti. onu komutan aşçısı yapmışlar yani baş aşçı olmuş. Askerliğini bitirdikten sonra artık kendi dükkanını açma vaktinin geldiğini anlamış Ve güzel güzel bir dükkan açmış. işleri de gayet iyi gidiyormuş. Allah’ın da bazı çok para kazanmaya başlamış. içinde ev, araba hatta bir dükkan aldı.dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile bugünlere gelir yani yokluktan varlığa ulaşmış. bu Çalışkan aşçı eski günlerini unutmamış fakirken neler çektiğini, okuyamadığını hiç unutmamış. Bu yüzden de kazancının bir tanesi fakir çocukları okutmaya ayırıyormuş. 

                                                            Berkay IŞILDAK

      

39

 

                                     YAZ TATİLİ

           Yağmur, Eda ve Seda çok iyi üç arkadaştı. Yağmur çok eğlenceli neşeli bir kızdı. Seda ise sessiz ağırbaşlı, iyi kalpli bir kızdı. Eda ile Seda ikizlerdi.İkiz olmalarına rağmen farklı kişilikleri vardı. Birgün 3 arkadaş hayal kurdular.Yağmur:

_ Benim aklıma çok güzel bir fikir geldi, dedi.

Seda bu fikrin ne olduğunu sordu. Yağmur:

 _ Bizim köyümüz çok güzeldir Bu yazı Bizim köyde geçirelim mi? diye sordu.

Eda;

_ Bu konuyu ailelerimizle görüşmeliyiz.

Eda ve Seda konuyu ailelerine kararlar ve izin istediler.Bir haftalık izin aldılar.

Yağmur, Eda ve Seda Yağmurların köyüne, Yağmurun dedesi ve babaannesinin evine gittiler.Yağmur Eda ve Seda’ya Köyü gezdirdi.Yemyeşil çayırlar, çiçekler pırıl pırıl Güneş oldu. Koyunlar, horozlar, tavuklar ve inekler otlanıyordu. Üç arkadaş kırlarda koşup oynadılar, temiz hava onları çok acıktırmıştı. Babaannesi çok güzel yemekler yapmışt.ı Bir güzel karınlarını doyurdular. Ertesi gün Yağmur köylerinde Eda ve Seda’ya anlattı, Merak edip gitmek istediler, oraya gittiler.

Irmağın kenarına gidince ”bu ormanın bir sonu var mı acaba?” diye çok merak ettiler ve başladılar. Aradan zaman geçti kaybolduklarını anladılar. Bağırarak yardım istemeye başladılar o sırada bir köylü oradan geçiyordu onları köye geri götürdü bu Onlara iyi bir ders olmuştu Bir daha bilmedikleri bir yere gitmeleri içindir anladılar. 

 

                                                              Yiğit YILDIRIM

 

40

 

                             SEVİMLİ FINDIK

  Sevimli Fındık adında yavru bir köpek varmış. Sevimli Fındık’ın bacakları çok kısaymış. Oysa arkadaşlarının bacakları uzunmuş. Buna bir çare bulmak istiyormuş ama ne yapıyorını bilmiyormuş. Köydeki Haylaz köpekler ise Onun onunla alay ediyorlarmış.Fındık iyice üzülüyormuş .. ”bir şeyler yapmalıyım diye düşünmüş.”

 Sonunda aklına bir fikir geldi. fındık doğru Köyün oduncusunun evine gitmiş. çözüm buradaymış. Oduncudan birinde uzun süre yapıyorum istemiş fındık odunların üzerinde durarak yürümeye başlamış. birkaç saat sonra köyün uzun tahta bacaklı köpeği görünce önce korkmuşlar. Sonra fındığı iyice yaklaşınca, uzun tahtaların tepesinde fındığı görünce kahkahalarla gülmeye başlamışlar. Gerçekten de fındığın görüntüsü çok komikmiş. zaten küçük fındık da odunların üstünde durmaya daha fazla dayanamamış ve pat diye düşmüş. o sırada köyün oduncusu odunların atıldığını anlamış ve çok kızmış. 3 köpekğin üçü de oduncunun öfkesinden kurtulmak için can havliyle koşmaya 

Başlamış. Küçük fındık hemen kısa bacaklarıyla çitin altından geçmiş ve kurtulmuş. şarj edilebilir köpeklerde koşarak çitin altından geçmek istemişler ama bacakları uzun gövdeleri de büyük olduğu için geçememişler.Fındık’ın yerinde çok istemişler. Bu durumunuza bir ders olmuş bir daha başka hayvanlarla dalga geçmemeleri içindir anlamışlar. 

                                           

                                                         Zehragül ORHAN

41

 

                           SOKAK HAYVANLARI

     Merhaba, sizlerle Sokak hayvanlarının ne kadar acı çektiğini, insanların ne kadar zarar verdiğini anlatmak istiyorum. Sokak hayvanları çok masum ve çok sevimlidirler. Değil biz kötü insanlar sokak hayvanlarına zarar veriyorlar. Kopyalama insanlar koparıyorlar veya gözlerine taş atıyorlar. İnsanlar köpeklerden çok korkuyorlar ve köpeklere taş atıyorlar ya da köpekleri kovalıyorlar. Köpekler ise bizlerden biz insanlardan korkuyorlar. Ben de köpeklerden korkuyorum fakat bunun taş atmıyorum çünkü kovalamıyorum. Geçen yaz, yolda annemle yürürken bir kediyi ağlarken gördük. Zavallı kedi çok küçüktü. Dikkatle bakınca kedinin gözlerinin görmediğini anlıyor.Veterinerle geldiler hemen hemen Belediyeyi aradı ve kedinin açıklaması anlattı.Belediye görevlileri bir süre sonra yanlarında bir veterinerle geldiler. Veteriner kedinin gözlerine pansuman yaptıktan sonra onu alıp hayvan barınağına götürdüler. 

Çok düşünüyorum ama bir cevap bulamıyorum; bu insanlar neden savunmasız  

Zavallı insanlara eziyet ederler? Bu soruya bir cevap bulamıyorum. Sizler sokak hayvanlarıyla karşılaşırsanız sakın oynuyor kötü davranmayın. Tüm arkadaşlarımıza yakınlarımıza anlatalım. 

                                                            Erva DEMİRKOL

                                                                          

42

                            GÖKKARTAL

1930 uyandırdı.Gökhan pilotluk eğitimi alıyordu çok çalışkan bir öğrenci oldu. bir gün uçağın motorunu tamir etmek Mustafa Kemal fark etti.

 Gökhan’ın yanına çağırarak

– Uçaklarla yakından ilgileniyorsun bakıyorum, dedi.

– Evet paşam en büyük hayalimdi.

– Peki pilot olduğuna inanıyormusun? Yeterince bilgilendin mi?

– En ince ayrıntısına kadar öğrenmeye çalışıyorum paşam, dedi Gökhan.

Atatürk, Gökhan’a uçağa bağlı emretti.Gökhan:

-Nasıl olur paşam dedi şaşkınlıkla

-Sana emrediyorum, Ben sana güveniyorum çık bakalım uçağa birlikte havaalana cağız, dedi dedi Atatürk.

 Gazipaşa ile birlikte yapacaktı. Havalandılar. Gökhan dikkatle uçağı kullanıyordu. Gazipaşa Gökhan’a çok beğenmişti onu tebrik etti

 Bundan sonra senin uçağının adı Gökkartal senin soyadın da Kartal olsun dedi.                         

                                                            Melih Efe YİĞİT

43

 

                                   KÖY HAYATI

      Merhaba ben Ceyda. Ben sizlere virüs salgını nedeniyle tatile girdiğimiz okulun son gününü anlatarak başlamak istiyorum. Öğretmenimiz akşamdan annelerimize mesaj çekti, çantalarımızı ve yanında bir poşet getirmemizi söyledi. Cuma sabahı okulumuza gittik derslerimizi işledik öğleden sonra öğretmenimiz dolaplarımızı boşaltma mızı ve dolabımızda ki bütün kitap ve defterlerimizi evlerimize götürmemizi söyledi çünkü bu tatilin Ne kadar süreceği belli değilmiş.

 Evlerimize gittik, ödevlerimizi yaptık. evlerimizde bir ay kalmaktadır sonra babamın köyüne gittik. Üst, ip, jenga, yapboz hepsini yanımızda getirdik. Bazı günler kardeşlerimle oyunlar oynuyorduk bazı günlerde de babaannem bize Kur’an öğretiyordu. “Evet-Hayır” “Köylü-Şehirli” ”Benim bir Atım Var” Aklımdan Sayı Tutmaca ”oyunlarını oynuyorduk. Babannemle kırılma bayırlara koyunların yanına gidiyordum.Babannemle Babaannem bize bilmeceler sorunca çok gerekliduk.Bazı günler Bazı günler koyunlarımız kuzu doğuruyordu. Minik minik kuzuları seyrediyorduk. Bir bazen tavuklar ve civcivleri var bazen de çay  içerken onları seyrediyorduk.

Kısaca köy hayatı çok eğlenceli hatta köyde hayat var diyebilirim.

 

                                                         Ceyda KARAKAŞ

44
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

                 DENİZ KENARINDA MUHTEŞEM BİR KAMP

     Sevim, annesi Cemile ve babası Muzaffer deniz kenarında bir kampa gitmeye karar vermişler. Antalya’da oturuyorlardı.Bu neden deniz bulmak kolay oldu.evde çantalarını hazırladılar.Çadırlarını aldılar.Bir günlük yiyecek aldılar.Yola koyuldular.Bütün aile ç ok heyecanlı idi.Denize vardılar, kurdular salıncak. Ondan sonra dişlerini fırçaladılar Sonra yattılar Sonra  . Durulanıp, kurdukları hatayı keyif çattılar.Sonra öğlen yemeği yediler.Eşyalarını toplayıp eve gittiler.Sevim için çok farklı bir duyguydu bu.Tabi ailesi için de.

 

                                                               Gülnihal KARACA

46

 

                                YENİ KÖPEĞİM

           Merhaba benim adım Emre. Ben tipik televizyonda köpek programlarını izlerim. Çünkü köpekleri çok seviyorum. Bir gün koltukta oturmuş televizyon izliyordum. Köpeklerin parayla satılması doğru bulmuyorum. Bu kararma annemle babam sıcak bakmıyordu. Doğum günüm yaklaşıyordu, bu konuda annemlerin bana bir sürpriz yapacağını duydum. okuldaydım ve o gün doğum günümdü Çok heyecanlıydı Annemler barınaktan bir köpek almışlar bundan benim haberim yoktu. Bana sürpriz yapacaklarmış. Doğum günüm geldi çattı. Arkadaşlarımı karşıladım birlikte oyunlar oynadık. Sıra hediyelere gelirti. annemler hediyemi getirince çok şaşırdım ve çok mutlu oldum.Çünkü karton kutuyu açtığımda çok sevimli bir köpeğin çıkmasını gördüm. Köpeğimin adını ”Topaç” koydum.Arkadaşlarım  da köpeğimi çok sevdiler. Birlikte oyunlar oynadık. arkadaşlarm da anne ve babalarından köpek isteyeceklerini söylediler O sırada annemle babam gelip arkadaşlarıma ”çocuklar köpek sahibi olmak istiyorum hayvan barınaklarına gitmek ve oradaki sahipsiz hayvanlardan alın. Böyle onlar da sıcak bir yuvaya kavuşmuş olur hem de boşuna para vermemiş olursunuz ”dediler. 

 

                                                               Nehir DURAN

 

 

47

 

                                TEK HAYALİM

          Ali, hayalleri olan bir çocuktu. En büyük hayali de büyüyüp ünlü bir futbolcu olmak onun her gece yatmadan önce o anın hayalini kurar ve rüyasında büyük bir futbolcu olduğunu gösterirdü.Yine 1 hafta sonu Ali’nin canı çok sıkılıyordu önce Tam o sırada Aliye çağırdılar Ali hemen yanına gitti ve hep birlikte futbol oynamaya başladılar. uzun bir süre futbol oynayıp maç yaptılar ve yoruldular Ali yorgun bir şekilde eve döner eve girdiği zaman mutfaktan yemek kokularına geldiğini anlar ve mutlulukla Mutfağı annesinin yanına gider annesinin yaptığı o güzel yemekler yer ve odasının çekilirdi.

Ali rüyasında hep hayalini kurduğu o güzel anı görüntüler. başarılı ünlü bir futbolcu oldu. Elinde kupayı kaldırmıyor açılıyor.

Ali uyandığında kendisini çok mutlu ve azimli hisseder. Kendi kendine, bu hayalini gerçeleştirmek için söz verir. Çok çalışır, okullarını bitirir. Beden Eğitimi öğretmeni olur.Bir olduğu da ünlü bir futbol takımında oynamaktadır.Bir gün milli takıma çağırırlar .Ali artık milli takım oyuncusudur. Bir yurtdışı futbol karşılaşmasında, başarılı bir futbol oynayarak goller atar ve takımını şampiyon eder. Milli takım altın kupayı kazanmıştır. İstiklal Marşı’mızı söyleyerek bayrağımızı yurtdışında dalgalandırmıştır. Ali çok mutlu ve gururluydu.

                                                                                                                                                               Yusuf ÇALIŞKAN

 

48
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

 

                                 MARS’TA BİR GÜN  

 Bir astronot uzaya çıkmak için roketine biner ve uzaya çıkar. Astronotun adı Buğra imiş.Mars’a gitti ve kayıt Kaskını çıkardı ama hala nefes alabildiğini farketti. Mars’ta oksijen olduğu anlamış ve uzaydan döndü. 

Mars’ta İşi bittikten sonra acayip bir sürpriz yorumumuş buğra akıllı zeki ve çevik. jüpiter’e ayak bastığında çok ünlü bir astronotu orada bulunmaktadır. bu Astranot “Yavuz” muş. Buğra Yavuz’u görünce ona,

burada ne aradığını, ne zaman geldiğini sormuş.  

Yavuz Astronot:

_ Astronot Buğra, ben uzay araştırmaları için buraya geldiğimde işleri fazla genişletip burada kayboldum. Dünya ile bağlantı da kuramıyorum. Ben de her gün araştırma yapıyorum. Ama şu an seni gördüğüme çok sevindim Çünkü beni buradan Sen kurtaracaksın. der

.Birden bir uzaylıyla açarlar. Dünya’ya dönmeden önce birlikte bir uzay seferine çıkarlar, gördükleri kabuk ve taş örneklerini araştırma yapacak ekliyorlardı. Uzaylının adı “Dektatör” müş.Bunun anlamı çok güçlü demekmiş.Bu uzaylı o kadar güçlüymüş ki bir fili  kaldılabilirmiş. Ondan bir parça almaları için düşünmüşler ama Bunu gizlice yapmaları gerekiyormuş. Biri diktatörü konuştururken diğeri onun arkasına geçip bir parça kabuk alıp çantasına atmış.Dünya’ya döndüklerinde topladıkları parçaları Bilim adamlarına göre. Astronotları uzaya gönderirler.

Buğra bunun uzaydaki Dinazorları ilk astronot olarak ünlenir. Kendisine para ödülü ve bir kupa veriyor. Çocuk Esirgeme Kurumuna bağışlar ve herkes herkesin takdirini kazanmış olur.

 

                                                                  Ahmet ARIK

 

50
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

                             FİL KRAL

     Alp Dağları’nın eteklerinde bir köy varmış. Köylüler değerli tohumlarını toplamayı Henüz yeni bitirmişler bu dans da şarkı söyleyerek ve Yiğit içiyorlarmış. herkesten daha mutlu olan bir çocuk varmış

 köylüler dans edip şarkı söylerken köylerine Jaguarlar inmiş. Jaguar lar köydeki hayvanlar korkutup mahsulleri yemişler bütün köydeki en değerli çift dağıtmışlar, birkaç çuvalı da alıp kaçmışlar. korkunç fil Kralın yanına gitmişler .Zavallı köylüler üzüntülerinden çok gözyaşı dökmüşler. baharda ne ekecek vermiş sonra ne yiyecekler miş. yalnız bir çocuk ağlamıyormuş. Dağa doğru dönüp ”Kral ve jaguarları gönderen korkmuyorum kötü kalpli fil.” Sonra köylülere dönüp demiş. 

Köylüler çocuğu ciddiye almamışlar Çünkü o daha küçük bir çocukmuş. gelmen o gece çocuk daha doğru yola çıkmış yolun ortasında yaşlı bir kadına denk gelen yaşlı kadın Onun bir arayış içinde olduğu biliyormuş ve yaşlı kadına her şeyi anlatmış yaşlı kadındır. , tuzağa düşüren şey ve sakinleştiren şey … ancak bunları bulabilirsen fiil Kralı yenebilirsin demiş ve kadın yoluna devam ediyor.Çocuk yoluna devam ediyor. yaşlı kadın da sütünü onunla paylaşmış çocuk sütünü çok beğenmiş ve ona övgüler yağdırmış. yaşlı kadın da çocuğa parıldayan bir ayna vermiş. Susmuşluktan yürünmuş – çıkmış yanında su kuyusu varmış kuyudan su çekerken ayağı kayan çocuk kuyuya düşmüş.Atın sahibi biyolojik sesini duyunca çocuğa bir ağ atarak onu kuyudan kurtarmış .Çocukları almak için atlayın rica altında atın sahibi. Karşıdan Jaguar çetesi’nin geldiğini gerekiyor Ve elindeki aynayı gözlerne tutarak kör olmalarını sağlamış. Sonra Fil Kralla veonu dağın eteklerine doğru yuvarlamış. Yuvarlanan kral sakinleşmiş ve dönüşüm geçirmişti. Karşıdan Jaguar çetesi’nin geldiğini gerekiyor Ve elindeki aynayı gözlerne tutarak kör olmalarını sağlamış. Sonra Fil Kralla veonu dağın eteklerine doğru yuvarlamış. Yuvarlanan kral sakinleşmiş ve dönüşüm geçirmişti. Karşıdan Jaguar çetesi’nin geldiğini gerektirir Ve elindeki aynayı gözlerne tutarak kör olmalarını sağlamış. Sonra Fil Kralla veonu dağın eteklerine doğru yuvarlamış. Yuvarlanan kral sakinleşmiş ve dönüşüm geçirmişti. 

Sakinleşen Fil Kral dağın tepesinde tohum çuvallarını çocuğa geri vermiş.Çocuk da değerli tohumları köylülere geri götürmüş.Bütün köylüler çok sevinmişler çocuğu kucaklamışlar ve eski güzel günlerine geri dönmüşler. 

                                                                                                                                                                 Aysima TOPÇU

 

52

 

                 ÖĞRETMENİMİN FOTOĞRAFI

     Volkan, Ilkokul 3. sınıfa gidiyordu. öğretmenini izleyin ve okulunu çok seviyordu. En çok da Hayat Bilgisi dersini seviyordu.Bir gün Hayat Bilgisi dersinde öğretmeni tanıtımı geri dönüşüm konusunu anlatıyordu. Normal çöpe değil de geri dönüşüme atmalıyız ki bunlar tekrar kullanılırilsin demişti öğretmeni.

 Kağıt parçalarını alıp geri dönüşüm için atıldı. o sırada geri dönüşümün içinde bir fotoğraf gördü. Dikkatlice lütfen bu fotoğraf öğretmeninin fotoğrafıydı. Burada ne arıyordu? Çok şaşırmıştı Volkan hem de çok üzülmüştü öğretmenin fotoğrafını çöplerin yanına geri dönüşüm gerekir kim atmış Olabilirdi. Volkan hemen öğretmenin fotoğrafını oradan aldı, fotoğrafı temizledi ve koşarak sınıfa götürüp öğretmenin masasına koydu. Öğretmeni sınıfa geldiğinde masanın üzerinde fotoğrafını görünce ”Bunu nereden buldunuz çocuklar? Uzun zamandır bunu arıyordum diye sordu. Volkan:

“Öğretmenim ben buldum.geri dönüşüm kutunun içinde gördüm.Çok üzüldüm öğretmenim sizi kim çöpe atmış? Hemen çıktığı temizleyip buraya koydum öğretmenim. Volkan’ın Derken gözleri dolmuştu. Öğretmeni de duygulandı, bunların sarıldılar. 

Öğretmen araştırdı ve okulun arşivi temizlenirken kartonların arasında atıldığını öğrendi. Bu önemli değildi ama öğretmene verilecek değeri, saygıyı Volkan çok güzel öğrenmişti.

                                                                                                                                                                Volkan YÜCEL

53

 

                           DENİZ YILDIZI GİBİ

    Miraç Efe ilkokul öğrencisiydi. Hikaye okumayı çok severdi. Türkçe derslerinde hayal kurmalarını ve kendi kurdukları hayallerini yazmalarını isterdi. Miraç Efe bir gün öğretmenine “öğretmenim neden hayallerimize bu kadar çok önem veriyorsunuz” diye sordu. öğretmeni ona kısa bir hikaye anlattı.

“Adamın biri sabaha karşı Okyanus sahilinde oturuyormuş uzaklarda Birini gerekiyor.

Biraz yaklaştığında sahile vuran deniz yıldızlarını atan bir çocuk fark edildi. Güneş’in yükselmesi ve suların iyice çekilmesi kıyıda kalanların da bu neden öleceğini söylemiş.Yani deniz yıldızlarının suya ihtiyacı var, demiş.

Miraç Efe’ye dönerek öğretmeni:

Miraç Efeciğim, Eğer  hayali olmazsa hayal dünyalarını zenginleştirmezlerse yazılı anlatımları da güzel olmaz. Miralad, neden hayallerinize önem verdiğimi? demiş.

      Miraç Efe öğretmenine yazarak öğretmenine okudum. 

                         

                                                              Miraç Efe ŞAHİN

                     

54
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

 

                          YOLCULUK

    Sevinçliyim Çünkü ben de odamda heyecanla valizimi hazırlıyordum. annem ihtiyacım olan eşyalarımı bir sebepda yazıp bana vermişti. liseye göret herşeyimi valizime koymuştum. Artık hazırdım. o kadar heyecanlıydı ki babam harita üzerinde geçeceğimiz şehirleri söylüyordu oraları göreceğim için sevincim daha da artıyordu.

 Son hazırlığımızı yaptık, özenli arabanın bagajına koydu. Akraba ve komşularımızla helalleşip yola çıktık.

 Ankara’dan yolken başkentimiz geçerken babam Mola verdi. Giresun’daki Semih uğradık bir dinlendikten oğlu ra Yolumuz uzundu. Çünkü Kars’a gidecektik. yolculukuğada çok keyifli geçti, birkaç şehir gezip fotoğraf çektim. yolda uyumuşum uyandığımda dedemlere yani Kars’a geçtitik. bir an önce memleketimi gezip Kars Kalesi’ni Çıldır Gölü’nü ve daha çok yeri gezmek istiyordum.

 Kars’ta 13 gün kaldık onu yeri gezdik, memleketimize özgü, değişik yöresel yemekleri yedik. Bu gizli benim için çok güzel 

Bir anı oldu Memleketimi görmek orada güzel günler geçirmek çok güzeldi Deden ve anneannemle olmak beni mutlu ediyordu babam artık vakit geldi dönmeliyiz dediğinde hüzün kapladı içimi. Mutlu anılarla dolu olarak ayrıldık memleketimizden. 

                

                                                                Enes Talha TAÇ

 

 

56
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com
KÜÇÜK ELLER,BÜYÜK HAYALLER by Filiz Ayhan - Ourboox.com

                               TEŞEKKÜRLERİMİZ

ÖĞRENCİLERİME,

VELİLERİME,

OKUL MÜDÜRÜM YILMAZ BENLİCE’YE

PROJE KURUCULARIMIZ: DİLEK ÖZÇALIŞKAN ve KIYMET AKIN’A

PROJEDE ETKİLEŞİM İÇİNDE OLDUĞUM MESLEKTAŞLARIMA

ÇOK ÇOK TEŞEKKÜRLER …..

 

                                                                         FİLİZ AYHAN

61
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content