YAZAR OLACAK ÇOCUK ETWINNIG PROJESİ
YAZARLAR: 2 / A SINIFI ÖĞRENCİLERİ
VALİ BEKİR AKSOY İLKOKULU
Önsöz
YAZAR OLACAK ÇOCUK etwinning projesi ile başladığımız yaratıcı hikaye yazma çalışmaları, birbirinden güzel hikayelerin ortaya çıkmasını sağladı. Proje kurucularımız Kıymet AKIN ve
Dilek ÖZÇALIŞKAN öğretmenlerimize, sabırla heyecanımıza ortak olan ailemize ve tüm öğretmenlerimize teşekkür ederiz.
2 / A Sınıfı Öğrencileri
.
TÜLİN’İN SERÜVENLİ BİR GÜNÜ
Tülin, bir yaz günü ailesiyle ormana gitmeye karar vermiş. Yola çıkmışlar. Ormana vardıklarında o da ne?
Çalılıkların arkasından bir ses geliyormuş.Tülin sesten çok korkmuş ama çalılıkların arkasında bir canlı olduğunu biliyormuş.Ve yavaşça çalılıkların yanına gitmiş.Bir de ne görsün? Üstüne birden bire bir tavşan zıplamış. Tülin bu duruma çok şaşırmış.
Ve tavşan Tülin’in üzerinden yere zıplamış, daha sonra tavşan ortadan kaybolmuş. Annesi Tülin’i yanına çağırmış.
Hep birlikte kahvaltılarını yaptılar. Yemek bittikten sonra oltaları alıp dereye gidip, balık tutmaya başladılar.
Tülin balık tutmaktan çok hoşlanmış. Bir anda Tülin’in oltası kıpırdamaya başlamış. Tülin bu durumdan çok heyecanlanmış. Babasına sormuş ne oluyor diye. Babası da Tülin’e demiş ki;
__ Sakin ol kızım sanırım oltana bir balık yakalanmış.Onu yavaş yavaş çekmemiz gerekiyor.
Tülin ile babası bir sürü balık tutmuşlar.
Daha sonra ailecek bir dağ yürüyüşüne çıkmışlar.
Biraz yürüyüş yaptıktan sonra babası ile birlikte balıkları temizlemişler ve pişirip afiyetle yemişler.
Tülin, maceralı ve eğlenceli çok güzel bir gün geçirmiş.
BENİM TATİLİM
Benim adım Ömer. Bu da benim hikayem. Tatilim çok güzel geçiyor. Geçen vakitlerimi anlatayım. Ben, ailemle güzel günler yaşadım. Annemle, babamla, ablamla yağan karın keyfini yaşadık. Babamla halı saha maçı yaptık.
Babamın, arkadaşlarının benim yaşımda çocukları vardı. Biz de birlikte oynadık. Benim için çok güzel bir gün oldu. Ben babamla böyle vakit geçirince çok mutlu oluyorum. Daha sonra amcam eve geldi benim spor yapmam için kayıt yaptırdı. Sonra amcamla spor salonuna gittik orda benim yaşıtımda arkadaşlarım vardı. Güreş yaptık, boş zamanımda tenis oynadık, basketbol oynadıktan sonra arkadaşlarımla sohbet ettim.
Daha sonra amcam bizi kampa götürdü, orada da spor ve güreş yaptık amcamla yemek yaptık biz kendi işimizi yapmayı öğrendik ve sonra kütüphaneye gidip kitaplar okuduk ders çalıştık.
Kamp eşyalarımızı topladık evlerimize geldik.
Ailemi çok özlemiştim beş gün geçen kampımız çok güzel oldu. Arkadaşlarımdan ayrılmak çok zor oldu. Spor ve arkadaşlık çok güzeldi. Tatilde öğretmenimi ve sınıf arkadaşlarımı çok özledim. Bu hayatta, benim için ailem, arkadaşlarım ve öğretmenim çok kıymetli.
İKİ KARDEŞ
Bir evde yaşayan iki kardeş varmış. Bunlar kendi aralarında “Yarın ne yapalım?” diye düşünmüşler. Büyük kardeş küçük kardeşe demiş ki;
__Yarın hava güzel olursa arkadaşlarla toplanıp parkta oyun oynayalım, piknik yapalım.
Küçük kardeş;
__Tamam çok güzel olur. demiş
İki kardeş annelerinin yanına koşarak gitmişler. Planlarını anlatmışlar. Anneleri “piknik sepeti hazırlayacağım” demiş. Bu habere çok sevinmişler. İki kardeş akşam yemeklerini yiyip mutlu bir şekilde odalarına gitmiş. Yatmak için pijamalarını giyip hazırlanmışlar. İki kardeş, güle söyleye yatağa girmişler.
Yatağa giren iki kardeş başlamış hayal kurmaya, büyük kardeş kurduğu hayali kardeşine anlatırken, uykuya dalmışlar.
Sabah uyandıklarında kıyafetlerini giyip annelerinin yanına gitmişler. Anneleri piknik için parka gitmeye izin vermemiş.Büyük kardeş;
__ Neden gidemiyoruz? diye sormuş.
Annesi de mutfağın perdesini açıp, diz boyu yağan karı göstermiş.
Küçük kardeş, abiciğim.
__Dışarıda kardan adam yapalım, kar topu oynayalım. Demiş.
Eldivenlerini, atkılarını, şapkalarını gocuklarını giyinip
kapıya çıkıp kardan adam yapıp, kartopu oynayıp çok eğlenmişler.
EMRE’NİN GİTARI
Emre ilkokul 2.sınıfa gidermiş. Emre, müzik dinlemeyi, kitap okumayı çok severmiş. En büyük hayali, gitar çalmakmış ve bir gitarının olmasıymış. Emre’nin babası ise doktormuş. Doktor olduğu için Emre babası ile vakit geçiremiyormuş. Ve bu yüzden çok üzülüyormuş. Emre bir gün annesine;
__ Anneciğim, ben babamı çok özlüyorum onunla ne zaman vakit geçireceğim. Diye sormuş. Annesi ise “Çok yakında” demiş. Emre derslerini yapıyor, kitap okuyor, oyuncak gitarı ile oynuyormuş. Günler böyle geçmiş, bitmiş.
Emre’nin annesi, Emre’ye çok güzel bir doğum günü partisi hazırlamış. Emre’nin doğum gününe bütün yakın akrabaları geldi ve ev süslenmiş. Bir sürü hediyeler geldi. Emre çok mutluymuş sanki rüyada gibiymiş ama eksik bir şey varmış.
Emre’nin babası doğum gününde yokmuş. Emre bu yüzden çok üzgünmüş. Birden kapı çalmış.Bir de ne görsün Emre? Babası elinde kocaman bir gitarla içeri girmiş. Emre hemen babasının yanına gitmiş. Gitara çok ama çok sevinmiş. Büyünce çok iyi bir gitar sanatçısı olmuş.
Annem kahvaltı hazırlıyordu bizden ekmek almamızı istedi. Ablamla sevinçle kabanlarımızı eldivenlerimizi giydik.
Dışarı çıktık dozer karları topluyordu. Yolları açmaya çabalıyordu, mahallemizin çocukları sevinçle kartopu oynuyor, kardan adam yapıyor, kızak kayıyorlardı. Bir baktım ki, evimizin yanında bir kedi çok üşümüş ve acıkmıştı. Hemen eve gidip babama söyledim. Bir ev yaptık sonra kedinin karnını doyurduk. Sonra arkadaşlarımla, tabaklara kedi maması, köpek maması, evimizde artan yemekler, ekmek kırıntılarını koyup hayvanların olduğu yerlere bıraktık.
GENCO NUN FOTOĞRAF AŞKI
Güneşli bir yaz günüydü. Genco ailesiyle çiftliğe gidecekleri için heyecanlıydı. Sabah ailecek kahvaltılarını oturup, neşeli bir şekilde yaptılar.
Genco, fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekmeyi çok seviyordu. Çünkü, gördüğü güzel şeyleri ve yaşadığı yerlerin fotoğrafını çekip onları albüm olarak biriktiriyordu.
Genco’nun birde kardeşi Arda vardı. Çiftliğe gideceğini duyunca çok sevindi. Çiftliği ve hayvanlar çok severdi. İneklerin sütünün sağıl bölgesinde annesine yardımcı oluyordu. Genco çantasını hazırlamaya koyuldu.
Babası: ”Acele edin artık çocuklar gitmeliyiz” dedi. Genco “Geliyoruz baba” dedi ve çantasını alıp arabaya oturdu.
Güle oynaya çiftliğe gittiler. Hava çok sıcaktı. Çantasından su alıp içecekti ki; Genco o sırada makinesinin olmadığını fark edince oturup ağlamaya başladı. Onun için çok önemliydi fotoğraf makinesi. Nasıl olur da unuturdu.
Annesi “Genco neden ağlıyorsun” diye sorunca:
__Genco olup biteni annesine anlattı. Annesi: ”Üzülme Genco evde görünce ben aldım” dedi.
Genco sevindi annesine sarıldı. Genco için gün yeni başlıyordu.
Fidan dikişini izledi, fotoğraf çekti. Günleri böyle güzel, doğayla iç içe devam etti. Dünyada en güzel şeyin insanın mutlu olduğu şeyleri yapması , en güvenli yerin ailenin yanı olduğunu belirterek hikayeme burada son veriyorum.
SALİH’İN PENGUEN MACERASI
Günlerden bir gün Salih adında bir doğa araştırmacısı varmış. Üniversitede çok sevdiği ve çok ünlü profesör hocası varmış. Salih’e çok seveceği bir görev vermiş. Bu görev Güney kutbunda penguenleri araştırmak ve fotoğraflarını çekmekmiş. Ertesi gün hazırlığa başlamış.
Salih’in araştırma yerine gitmesi iki gün sürmüş, sonunda araştırma yapacağı yere ulaşmış. Onu karşılayan ve beraber çalışacağı ekibiyle tanışmış. Ekip, Salih’e bölgeyi ve penguenleri göstermiş. Salih, ilk kez penguenleri görüyormuş.
Hemen çalışmaya başlamış. Kamerasını açarak penguenlerin hareketlerini izlemeye ve kayıt altına almaya başlamış. Arada bir hocasını arayıp bilgi veriyormuş. Salih Güney kutbunun çok soğuk olduğunu ve bazı penguenlerin dayanamayıp öldüklerini fark etti ve çok üzüldü.
Penguenlerin nasıl beslendiklerini takip etti.
Buzlardan denize atlayıp balık avlayıp afiyetle yiyorlarmış. Denizde çırpınan, yavru pengueni gördü. Hemen elini uzatıp kıyıya çekti. Yavru penguen açlıktan ve soğuktan titriyormuş hemen battaniyeye sarıp onu ısıtmış çok sevimliymiş. Annesini ve babasını kaybetmiş olan yavru penguen çok açmış. Salih’te onun karnını doyurmuş, onu soğuktan ve açlıktan kurtarmış. Salih onu gittiği yere götürmüş. Salih araştırmasını tamamladığından oradan gitmesi gerekiyormuş, penguenin annesini ve babasını bularak ailesine kavuşturmuş.
Salih’in içi huzur doluymuş.Yavru penguenin bir yuvasının olduğunu ve sevildiğini bilmek onu mutlu etti.
AHMET ABİ’NİN MACERASI
Ahmet abi, gezmeyi, araştırma yapmayı çok severdi. Okuduğu okuldaki, arkadaşlarıyla ”Denizde Yaşayan Canlılar” hakkında bir film çekeceklermiş.
Bunun için soğuk denizlere, çok uzaklara gideceklermiş. Hazırlıklarını tamamlayınca, yola çıkacaklarmış. Grupları oldukça, kalabalık olacakmış. Annesi Ayşe teyze, oğlu için çok endişeleniyordu. Ama Ahmet abi, bunu mecburen yapmak zorunda olduklarını bir türlü anlatamıyordu.
Yola çıkacakları gün geldi. Ayşe teyze yolda perişan olmasınlar diye oğluna bir sürü yolluk yapmıştı. Ahmet abiyi öyle sıkı giydirmişti ki, görmeniz lazımdı. Anne yüreği işte kaç yaşında olursanız olun annelerin gözünde hep küçük olunuyormuş.
Hava oldukça rüzgarlı ve kar yağışlıydı. Öyle olması daha iyiymiş o zaman soğuk sularda yaşayan canlıları daha kolay görüp video çekeceklermiş. Annesine haber vermişti. Ayşe teyze de rahatlamıştı. Kamerasıyla oradaki balıkları penguenleri çekmeye başlamış ve çok güzel bir şekilde derslerini tamamlamaya devam ettiklerini söylemişti. 3 gün geçmişti.Bu arada tabii ki Ayşe teyze durmadan oğlunu arayıp iyi olduğunu öğreniyordu.
Ahmet abi yola çıktıklarını geleceklerini söyledi.Ayşe teyze çok mutlu olmuştu. Ahmet abi akşama geldi Ayşe teyze için daha ayrı bir mutluluktu.
MERAKLI SALİH
Salih çok meraklı bir çocuktu. Her şeyi merak ederdi. Mutlaka soracak bir soru bulurdu. Kimi yakalasa ona soru sormadan bırakmazdı. Ama en çokta babasına soru sorardı. Babacığım kaplumbağa kaç yıl yaşar? Babası ” Çok yıl yaşar“ diye cevap verdi.
Sabahleyin kahvaltısını yapar. Bahçeye giderdi. Oradaki ağaçlara bakar kuşları dinlerdi.
Bir gün babasına uzun yaşamak için neler yapmalı diye sordu. Babası bildiği kadar cevap verdi. Uzun ve sağlıklı yaşamak için zararlı yiyecek ve içeceklerden uzak durması gerektiğini söyledi.
Sigaranın sağlığa çok büyük zararı olduğunu söyledi.
“Sağlıklı insan olmak istiyorsak spor yapmalı düzenli beslenmeliyiz” dedi. “Sağlığına dikkat eden çevresindekileri de bu konuda uyaran nesillerden olmak için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekiyor” dedi.
Salih babasına teşekkür etti. “Bundan sonra daha da dikkat edeceğim babacığım“ dedi.
BEN BİR DOKTORUM
Benim adım Ali, ben bir doktorum. Doktor olmama vesile olan: öğretmenimin okuduğu bir hikaye oldu. Beni çok etkiledi. Hikâye de bir çocuk vardı. Annesi ve babası ölmüş. Çocuk yetimhaneye gitmiş. Onu bir amca evlat edinmiş. Çocuğuna sürekli “vatanına ve etrafına faydalı bir kişi ol” diyormuş. Çocuk babasının sözünü dinleyip. Ünlü bir doktor olup fakirlere ve yaşlılara parasız sağlık hizmetleri vermiş. Onu büyüten kişide gurur duymuş. Hatta internet bile fazla kullanmamış. Çünkü biliyormuş ki! O da beyninde ve vücutta bozukluklar yaparmış.
İşte Ali bunlardan etkilenmiş. Ve o gün eve gidince annesine, öğretmenin okuduğu hikayeyi anlattı. Ali annesine “Bende onun gibi doktor olacağım” demiş. O günden sonra daha çok çalışıp doktor olmuş. Çok mutluyum hem aileme hem de kendime verdiğim sözümü tuttum. Şimdi bende artık etrafına faydalı olan bir doktorum insanlara şifa vermek anlatılmaz çok güzel bir duygudur. İnşallah herkes yararlı işler yapar .Şunu anladım ki: İnsan ailesi olmasa da çalıştığı zaman istediği meslek sahibi iyi bir insan olur.
BUZ KRALİÇESİ
Bir gün birbirlerini aşık bir çift varmış. Evlerinin önüne, beyaz ve kırmızı gül dikmişler. Kar yağmaya başlamış eve dönmüşler. Buz kraliçesi buz attı. Ömer, buz kraliçesinin esiri olmuş. Elif çok üzülmüş, ağlamış. Sonra Elif yola çıkmış gitmiş, gitmiş, gitmiş bir göle varmış. Göl büyülüymüş. Bir şey atınca istediğini yapıyormuş. Boynundaki kolyeyi atmış.
Kıyıdaki sandala yaklaşmış zaman kaybetmeden binmiş. Bahçede, çiçekler dolu olan bir eve geldi. Yaşlı bir
bayan ”Buraya kimse gelmez senin ne işin var?” demiş. Elif her şeyi anlatmış.Yaşlı kadın ona yardım edemeyeceğini söylemiş. Gölün kenarına bir gemi yanaştı. Elif hemen gemiye bindi. Gemide korsanlar vardı. Kendi yaşında bir kız korsan ”Burada ne işin var?” Dedi.
Elif olanları anlattı.Korsan kız ”buz kraliçesi aldığını vermez” dedi. Elif’i çok sevdiği için gitmesini istemiyordu.
Ama Elif’i kraliçenin şatosuna gönderdi. Elif, Ömer’i görünce çok sevindi.
Elif cebindeki aynayı buz kraliçesine doğru tutunca büyü kendine geçti. Buz kraliçesi çocukluğuna döndü. Elif ile Ömer evlerine döndüler, çok mutlu oldular.
KÜRESEL ISINMAYA ENGEL OLALIM
Poyraz penguenleri çok severmiş. Poyraz her hafta izlediği “Antartika’nın Hayvanları” belgeselini izleyecekti.
Belgeselde penguenlerin balık yediğini söylemiş ve
küresel ısınma nedeniyle kutup ayılarının evi yok oluyor küresel ısınmaya engel olalım. Bunu duyan Poyraz çok üzülmüş.
Poyraz önce mahalleyi sonra il ve ilçeleri sonrada bütün Dünya’da seferberlik ilan ettirmiş.
Bir sonraki programda Poyraz diye bir çocuk sayesinde küresel ısınma durdu ve kutup ayılarının evleri oluştu.
Poyraz buna çok ama çok sevindi ve herkes bir daha küresel ısınmayı başlatacak bir şeyler yapmayacağına söz verdi.
Arkadaşlar siz siz olun, küresel ısınmaya engel olun.
AHMET’İN GÜNLERİ
Ahmet, 3. sınıfa gidiyordu. Ahmet sordu: Ahmet’in öğretmeni boyama kağıdı dağıtırken:
__ Öğretmenim ben dağıtayım.
__ Tabii ki al kağıtları.
Ahmet boyama fotokopilerini arkadaşlarına birer tane verdi. Herkesten önce boyayıp bitiren Ahmet oldu. Öğretmeni “Aferin” dedi. Ahmet çok mutlu oldu. Öğretmeni ona başka bir boyama sayfası verdi. O boyama çok güzeldi. Ahmet boyamayı çok sevdi. Resim dersinde birinci oldu. Öğretmeni onu yıldız öğrenci seçti. Sınıf başkanı oldu. Ahmet sınıf başkanı seçildi ama arkadaşları onun söylediklerini yapmıyordu. Bu durum Ahmet’i çok üzmüştü. Ahmet bu olayı gidip öğretmenine söylemek istedi ama öğretmeni bulamadı sonra sınıfa gitti.
Öğretmen de olup bitenleri dinledikten sonra alay eden çocuklara yaptıklarının yanlış olduğunu anlamaları için tek ayak durma cezası verdi. Tek ayak, durmaktan yorulan çocuklar öğretmenim “Yeter artık yorulduk bir daha alay etmeyeceğiz” dediler. Ahmet teneffüse arkadaşları olmadan çıkmıştı. Ahmet’e öğretmeni sordu. “Ne yaptın bahçede?”
“Bir abiyle yarış yaptım”. Dedi. Öğretmeni “Terlersin çok koşma” dedi. Ahmet’te “Yok öğretmenim bir şey olmaz” dedi. İkinci teneffüste koşup yarış yaptı. Sınıfa gelince soğuk suyundan içti ve hasta oldu. Öksürmeye başladı.
Öğretmenini dinlemeyip hasta oldu
Annesi gelip okuldan aldı, doktora götürdü. Dört gün geçmesine rağmen iyileşemedi. Annesi ıhlamur kaynattı. Ahmet, ıhlamuru sıcak sıcak içti. Birden iyileşti. Ertesi gün okula gitti. Öğretmeni Ahmet’i görünce “Ne çabuk iyileştin” dedi. Ahmet “Ihlamur içince iyileştim” dedi.
YAZ TATİLİM
Sabahın altısında vardık.Sabah kalktık teyzem bize sürpriz yaptı. Bizleri gezmeye götürdü ve denize girdik. Akşam olunca eve döndük.Teyzem ile komşuya misafirliğe gittik. Komşunun çocuğuyla oyun oynadım. Eve döndük. Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra eniştem bizi tarihi yerlere götürdü. Gezdiğim yerleri çok beğendim. O gün Isparta’daki son günümüzdü. Isparta’dan ayrılıp İstanbul’a abimin yanına geçecektik. Abim evli ve bir çocuğu var. Y engem abimin doğum günü için bizi çağırdı. Abime güzel bir sürpriz doğum günü olmuştu.
Abimi ve yengemi ve yeğenimi çok özlemiştim. O gün çok yorulmuştum erken uyudu.Uyandığımda sabah olmuştu. Kahvaltı daha hazır değildi. Bende yiğenimle oyun oynadım. Abimde uyandı bize katıldı. Kahvaltimizi yaptık abim işe gitti. Televizyonda çizgi filmi izledim sonra yengem bizi parka götürdü. Parkta trambolin de saatlerce oynadım.Kaydıraktan kaydım. Eve döndüğümde çok açıkmıştım yengem yemek hazırladı yedim. Ertesi gün otobüse bindik ve Sivas’a geldik.
HAFTA SONUM
Merhaba benim adım Ece, hafta sonu uykumu çok güzel alıp kalktım. Abim, Mert parka gitmek için annemden izin
alıyordu. Bende gitmek istiyordum. Annem sadece bir saat
dedi, “Oley” diye bağırdık, abimle parka doğru gittik. Salıncak, tahtarevalli hepsinde oynadık çok eğlendik. Abimle, saatin farkında bile değildik. Abim oradan oraya koşturuyor, salıncakta ayakta sallanmaya başladı. Tam düşeceksin diyecektim ki, abim yere düştü korktum! “Abim” diye bağırdım. Yanına koştum, kafası acımıştı. Bir saati epey geçmişti. “Hadi gidelim” diyordu. “Canım abim” diye sarıldım, koluna girdim, eve gittik.
Kapıyı annem açtı.
“Geç kaldınız bir daha izin vermeyeceğim” dedi. “Ellerinizi yıkayın mutfağa sofraya gelin” dedi. Hemen koşturduk. Canım annem en sevdiğimiz yemeği yapmıştı. Tavuk, patates, salata çok güzeldi. Sofrada parkta yaptıklarımızı konuştuk. Annem, zarar verebilecek şeyleri anlatıp bizi uyardı. Gece yatağa girdiğimde ailemi ne kadar sevdiğimi düşünerek uyuya daldım.
ARKADAŞIM YAKUP İLE TATİLİM
Bir gün arkadaşım Yakup’la pikniğe gittik ve bir tane benekli uğur böceği gördük. Birlikte bal yedik. Tam yatıyorduk karınca sürüsü gördüm. Biraz ilerleyince toprağı havalandıran solucan gördüm.Su içmek için bir nehir aradık. Bizde şişelerimize su doldurduk. Nehirde yüzen çok güzel renkli bir ördek gördük. Su şişelerimizi suyla doldurup kamp yerine döndük. Annelerimizin hazırladığı yemekler yedik. Akşam oldu yıldızları seyrederek uyuduk. Sabah uyandığımızda bir maymun gördüm ve Yakup’u uyandırdım. Maymunu yakalamaya çalıştım ama çok hızlı uzaklara doğru kaçtı. Biz de onu takip ettik. Fil ve yılan gördük. Korkup oradan hızlıca uzaklaşıp kamp yerine döndük.
GERİ DÖNÜŞÜM PROJESİ
Ben Murat, 9 yaşında üçüncü sınıfa gidiyorum. Bu yıl okulumuzda Geri Dönüşüm Projesi için yarışma açıldı. Öğretmenim ben ve arkadaşım Elif’i seçti. Proje sonunda Türkiye içinde derece alacaktık. Bu projede çok iyi sonuç almamız gerekiyordu. Arkadaşımla beraber hemen çalışmalara başladık. Önce okulumuzdan başladık. Atıklarla ilgili afişler hazırladık. Bütün sınıfları dolaşıp, öğrencilere atıklar hakkında bilgi verip hazırladığımız afişleri sınıflara astık. Okulumuzun bahçesine, büyük geri dönüşüm kutuları yerleştirdik. Öğrenciler bu kutulara cam, plastik, ve pil gibi atıkları getirmeye başladılar. Elif ile bu projeyi genişletmek istedik. Mahalleye de afişler astık.
Çöp kutularının yanına atık kutuları, yerleştirdik. Herkes atıklarını çeşidine göre gerekli geri dönüşüm kutularına attılar. Proje sonunda hem okulumuzdan hem mahalleden atıkları geri dönüşüm araçlarına yükleyip fabrikalara gönderdik. Projemiz okulda ve Türkiye ‘de birinci oldu ve madalyalarımızı aldık. Öğretmenlerimiz ailemiz, arkadaşlarımız herkes bizi tebrik ettiler.
Published: Apr 18, 2020
Latest Revision: Apr 19, 2020
Ourboox Unique Identifier: OB-781658
Copyright © 2020