by Mustafa Tekeli
Copyright © 2020
HAYALİNİZİ YÜKSEK TUTUN
Merhaba arkadaşlar ben Şeniz. Öncelikle on yaşında dördüncü sınıfa giden hayalperest ve eğlenceli biriyim. Yapmayı en sevdiğim şey ise spordur. Evet, yanlış duymadınız spor. Spor yapmayı çok severim. Çünkü sporun bende ayrı bir yeri vardır. En büyük hayalim ise dünya ve olimpiyat şampiyonu olarak ülkemi başka yarışmalarda temsil etmek.
Peki, spora nasıl mı başladım? Sizleri meraklandırmadan hemen anlatayım. Ben doğduğumda çok sakin bir çocukmuşum. Anasınıfında okurken bizim bir spor hocamız vardı ve bize jimnastik yaptırırdı. Bu arada yaptığım spor “Wushu” dur. Her neyse, bu hocam annemi çağırmış ve “Şeniz spor konusunda çok yetenekli bir öğrenci, onu kesinlikle spora yazdırmalıyız”, demiş. Annem derslerime engel olur diye kabul etmemiş. Ama hocam bizi sık sık arayarak bizi ikna etmeye çalışırdı. Bir gün annem sonunda ikna olmuş ve beni yazdırmıştı. Ben ilk spora başladığımda 2. sınıfa gidiyordum yani sekiz yaşındaydım. Yavaş yavaş kademe kademe ilerlemeye başlamıştım. Ayrıca annemin dediğinin tam tersi olmuş hatta eğitim hayatıma katkıda bulunmuştu. İlk yarışmamda çok heyecanlıydım. Derece yapamam diye kokuyordum. Derece yaptım ama çok da iyi değildi. 2. ve 3. olmuştum. Tabii ki 1. Olamadığım için hem üzülmüş hem hırslanmıştım. Bir sonraki yarışma daha büyüktü. Çünkü Türkiye şampiyonasına katılacaktım. İlk duyduğumda çok heyecanlanmıştım. Bu yarışmada çok fazla kişi ile yarışacaktık. Bu yüzden derece yapma şansımız yok denecek kadar azdı. Bundan dolayı daha çok çalışıyor ve çaba sarf ediyordum.
Yarışmadan bir gün önce fotoğraf çektirdik ve aletlerimizi alıp dağıldık. Heyecandan sabaha kadar uyuyamamıştım. Sabahı nasıl buldum ne siz sorun, ne ben anlatayım. Anlayacağınız o derece zor uyudum. Normalde geç yattığımda sabah çok geç kalkarım. O gün de çok geç uyumuş çok erken kalkmıştım. Heyecandan olsa gerek.
Her neyse, sabah uyandığımda annem de uyanmıştı. Bu arada söylemeyi unuttum Konya yarışması Meram’da Türkiye yarışması ise Antalya’da olacaktı. Bu yüzdenotobüsle gidecektik. Ben de annemle beraber gidecektim. Otobüste yanıma Gökçe isminde bir arkadaşım oturmuştu. Beraber müzik dinledik, film izledik ve yemek yedik. Biraz daha ilerledikten sonra mola vermiştik. Burada birkaç sebepten dolayı yemek yiyememiştik. Bu yüzden arkadaşım Gökçe il otobüse bindikten sonra annemin yolluk olarak verdiği turtaları yedik. Bir nebze olsun açlığımızı yatıştırmıştık. Bundan sonra mola vermeyecektik. Çünkü otelde kalacaktık ve otele de çok yaklaşmıştık. Bu arada beş yıldızlı otelde kalacaktık. Biraz sonra görürsünüz ama yemek konusunda hiç de 5 yıldızlı gibi değildi. Daha oda ayrımı yapılacaktı. Bu yüzden kafe gibi bir yere geçtik ve biraz da olsa dinlenmeyi başardık. Ara ara hocaların yanına gidip odaların ayarlanıp ayarlanmadığını soruyor, “hayır” cevabıyla geri dönüyorduk. Can sıkıntısından patlayacaktık ki son kez şansımızı denemek üzere gittik ama bu sefer evet cevabıyla geri döndük. Bavullarımızı alıp asansöre bindik. Sırası gelen arkadaşlarıyla birlikte odaya giriyordu. Biz odada 3 kişiydik. Ben, İrem ve Gökçe ile birlikteydim. Odaya ilk girdiğimizde üstümüzü değiştirdik ve akşam antrenman yok diye yattık, film izledik ve yemek yedik. Akşama doğru annelerimiz antrenman varmış diye geldi. Çok şaşırmıştık çünkü normalde ilk gün antrenman olmazdı, sadece dinlenirdik. Allahtan üstümüzü değiştirmiştik te daha fazla geç kalmadan antrenman yerine geçtik. Normalde antrenmanı yarışma yerinde ısınalım diye yapacakmışız ama temizlik yapıldığı için kapalıymış. Biz de yan tarafta bulunan bir odaya girdik ve orada ısındık. Antrenman bittikten sonra akşam yemeğini yiyip dinlenmek için odalara dağıldık. Arkadaşlarımla ben duş aldık ve uyumak üzere yatağımıza yattık. Sabah uyandığımızda kapı çalıyordu. Gelen İrem’in annesi Özlem Teyzeydi. Anlaşılan hazırlanması için yardımcı olacaktı. Ardından benim annem geldi. Gökçe büyük olduğuiçin kendi hazırlanıyordu. Her neyse, hazırlanmamız bitmişti. Hilal abladan aletleri alıp yarışmaya doğru yola çıktık. Gerçekten çok heyecanlıydım. Boş elde 17 kişi ile yarışacaktık. İnanabiliyor musunuz 17 kişi. Adeta şaşırmış ve yıkılmıştım. Zaten derece yapamam diye yarışmaya çıktım ve formumu çizdim. 2. olmuştum. Hayatımda ilk defa bu kadar çok sevinmiştim. 17 kişi arasında 2. olmuştum. İnanılmaz bir duyguydu. Akşam madalya töreni vardı. Yemeklerimiz yiyip madalyaları almaya gittik.2. kürsüsüne çıkıp madalyamı aldım. 2. Günde kılıçta yarışacaktık. Yine duşumuzu alıp yattık. Sabah uyanır uyanmaz yine annelerimiz geldi. Hazırlandık, kahvaltılarımızı yaptık ve yarışma yerine gittik. Kılıçta en fazla kişiyle ben yarışmıştım ama 1. Olmuştum. Yani 1 birincilik 1 ikincilik almıştım. Gerçekten çok mutluydum. Yemeğimizi yedik duş aldık ve tekrar yattık. Üçüncü gün az kişiyle yarıştım. Ne olursa olsun dereceye girecektimçünkü 3 kişiyle yarışacaktım. Yarışma oldu ve yine birinci oldum. Böylelikle 2 birincilik, 1 ikincilik ile geri döndüm. Madalyalarla fotoğraf çektirdik. Dönerken yine aynı yerde mola verdik. Bu sefer çorba içtik. Çünkü otelde yemek yiyemedik. Her neyse, döndük ve şu an kendimle gurur duyuyorum. Sizlere de önemli bir şey söylemek istiyorum. Arkadaşlar çok küçük olan Konya yarışmasında 2. ve 3. Oldum. Çok büyük ve zor olan Türkiye yarışmasında 2 kere birinci 1 kere ikinci oldum.
Anlayacağınız asla pes etmeyin, çalışın ve çabalayın. Sizler de küçük şeyleri kaybetseniz bile büyük ve önemli şeyleri kazanabilirsiniz. Bir de hayallerinizi yüksek tutun. Örneğin benim hayallerimi Dünya ve Olimpiyat şampiyonu olarak ülkemi temsil etmek süslüyor. Ya sizin?
Published: Apr 14, 2020
Latest Revision: Apr 14, 2020
Ourboox Unique Identifier: OB-776141
Copyright © 2020