çocukça
HİKAYELER
CARGİLL İLKOKULU 1-B SINIFI
ÖĞRENCİLERİ
YAZAR OLACAK ÇOCUK PROJESİ
DÜZENLEYEN: AYŞE NAR
2020
İçindekiler
Önsöz …………………………………………. …………… 4
Pembe Fil Ponki ……………………………………….. …. 5-6
Sarı Kedi ………………………………………… ………… 7-8
Gölde Piknik ………………………………………… ……… 9-10
Hayvanat Bahçesi ………………………………………… 11-12
Yaralı Leylek ………………………………………… …….. 13
Küçük Pembe Bulut ……………………………………… 14- 15
Parti …………………………………………. ……………… 16
Kış Geldi ………………………………………… ……….. 17-18
Bir Kış Günü – Hayvan Sevgisi ……………………….. 19-20
Hediyeler …………………………………………. ……… 21
Yaz Tatili ………………………………………… ………… 22
Lal eve Jale’nin Maceraları ………………………………. 23-24
Küçük Dostlar ………………………………………… ….. 25
Dört Kardeşin Yaz Tatili …………………………………. 26-27
Çuf Çuf Tren ……………………………………….. …….. 28
Dört Mevsiim ………………………………………… …… 29
Bir Yaz Hikayesi ……………………………………….. … 30
Minik Kelebek ………………………………………… ….. 31
Yarıyıl Tatili ………………………………………… ……. 32
Hüma Tatilde ………………………………………… ….. 33
Kumbaram …………………………………………. ……. 34
Önsöz
2019 yılının Eylül ayında Cargill İlkokulu 1-B sınıfı öğrencileri ile yepyeni bir yolculuğa başladık.Bu minik yüreklerle önce okuma yazma öğrenme yolunda azimle ilerledik.Yolculuğumuz sürerken bir eTwinning projesine katıldık.YAZAR OLACAK ÇOCUK adlı bu proje ile Minik Yüreklerimin ilerki yıllarına birinci sınftan bir hatırası olması ve belki de içlerinden yazarlar çıkması diileğiyle bu minik hikaye kitabını oluşturduk.
Bu kitabın yazılma aşamasında her zaman beni destekleyen eşim Yener Nar’a , her zaman yanımızda olan Velilerimize , projede bize yol gösteren proje kurucumuz Dilek Hanıma ve Kıymet Hanıma , Kitap Kapağımızı Yapan Resim Öğretmenimiz Mehtap Hanıma ve tabii ki küçük yazarlarıma çok teşekkür ediyorum.
PEMBE FİL PONKİ
Orni birinde Ponki adında pembe bir fil yaş kızarmış.Ponki’nin iki yakın arkadaşı varmış.Biri maymun Tuti diğeri zürafa Lili’ymiş.O Doktora gitmek istemiyormuş.Arkadaşlarıyla oynamaya gitmiş.
Tuti ve Lili’de pembe filin hasta olduğu farketmişler ama onları da dinlememiş.Akşama Ponki daha kötü olmuş.Doktor gelince Ponki korkudan odalarınındaki dolaba saklanmış.Annesi Ponki’yi her yerde aramış.Hemen Tuti ve Lili’ye haber vermis.Onlarda heryerde Ponki ‘ Ponte dolabındaymış.Doktor Hüresten özür dilemiş. toparlanmış.Tuti ve Lili demiş.Alan siz ve hiç yanlız bırakmadınız, çok çabuk iyileştim .Sizi çok seviyorum Tuti ve Lili demiş.
İnsanın hayatında gerçek dostları olması çok önemli birşey demiş.Dostluk çok güzelmiş.
YAZAR: İPEK KAYRA ÇOBAN
SARI KEDİ
Günlerde bir gün kediler aile büyüklerini ziyarete gideceklermiş.Dede ve dokuz kediler şehirden çok uzak bir yerde yaşıyor.Baba kedi içindir dedi:
-Yarın babamı ve annemi ziyarete gideceğiz.Bayramda da hepsini ziyarete gidemedik.Biz onları özledik, onlarda bizi özlemiş olmalılar.
Bu habere en çok ta sarışın kedi sevinmiş.O da ninesini ve dedesini çok özlemiş.
-Yaşasın! Dedemi ve ninemi ziyaret edeceğiz, demiş.
Sarışın kedi annesine:
-Anneciğim Püskül’de bizimle gelebilir mi? diye sormuş.
Annesi de ailesi izin verirse neden olmasın, demiş.Püskül’ün annesi izin veririm fakat bir şartım var, demiş.Arkadaşının ailesini asla üzmeyeceksin, uslu uslu gidip geleceksin demiş.Ayrıca ayrıntılılara başlamışlar.
Anne kedi, daha önce hediye paketleri hazırlamıştık.Onları unutmayalım.Büyüklerin yanına elimiz boş gidemeyiz, demiş.
Kediler bir otobüse binmişler.Az gitmişler, uz gitmişler.Dağları, dereleri aşmışlar, sonunda bir köye gelmişler.Dede ve nine kedilerin evleri çok uzaktaymış.Kediler dinlene dinlene yollarına devam edeceklermiş.Bu yolculuk en çokta Sarışın Kedi ile Püskül’ün hoşuna gitmiş.Bu sırada karşılarına bir köpek çıkmasın mı?Kurnaz köpek dost gibi davranmış.Bir köpeğin dost olduğu nerede görülmüş.Kediler ağaca çıkıp köpekten kurtulmuşlar.Sonunda dede ve ninenin evlerinin bulunduğu yere gelmişler.Yuva uzaktan görünmüş.Dede kedionları görmüş.Çok sevinmiş.Gözlerime inanamıyorum.Hanım bak kimler gelmiş, demiş.Nine kedi, hoşgeldiniz safalar getirdiniz, gözlerimiz yollarda kaldı, demiş.Sizi bekliyorduk, demiş.Yavrularına özlemle sarılmış.Sarı kedi ile Püskül büyüklerin ellerini öpmüşler.Tabii ki harçlıklarını almışlar.Çok sevinmişler.
Hediye paketlerini dokuz ve dede kedilere vermişler.Sonra sofraya oturmuşlar.Hem yemek yemişler hem de anıları tazelemişler.Uzun uzun tatlı sohbetler bulunmaktadırler.
YAZAR: CEMRE NAZ ÇOBAN
GÖLDE PİKNİK
Min, Ela, Meryem, abisi, Efe ve Yusuf hepsi birlikte oynamayı çok seviyorlardı.Herkes oyuna daldı.Efe ve Yusuf futbol oynadılar.Kızlar da seksek oynadı.Sonra Ali ve Emin parka gitmek istiyor .O sırada annesi seslendi.Hadi abini de çağırdı, eve gelin, göle pikniğe gideceğiz, demiş.Ali çok sevindi.Abisine güzel haberi Verdi.Piknik yapacaklarını duyunca abisi de çok sevindi.Gölde piknik abisi mayolarını, simit ve kolluklarını çantaya koydular.Ali’nin aklına kova ve kürek seti geldi.Onları da çantaya koydu.Kumdan kale yapacaklardı.Ai’nin annesi de piknik eşyalarını hazırladı.Az sonra odasındada mangal için gerekli odalar içecek ve ekmekler de alınırtı.
Bütün hazırlıklar tamamlanınca göle yol aldılar.Çamlık çok kalabalıktı, zorlama bir hediyeın altında yer bulup oraya yerleştiler.Annesi öğeleri çıkarılabilir Asya’da kumdan kale oyununa katıldı.Kollukların takıp yüzdüler, deniz topuyla oynadılar.Yüzmeyi çok seviyorlardı.Ali balık tutma oyununu da çok seviyordu.
Uzunca bir süre oynadıktan sonra annesi çağırdı, yemeklerini yediler.Güneş batmak üzereydi.Gitme vakti gelditi, gölde piknik yine çok güzel geçmişti.
YAZAR: METE BİRSEN
HAYVANAT BAHÇESİ
Anam babam yarın boyutu hayvanat bahçesine götüreyim mi diye sordu.Kardeşim ve ben heyecanla evet baba dedik.Babam öyleyse yarın hayvanat bahçesine gidiyoruz dedi.Kardeşim Ayşe ve ben bu güzel haber için sevinçle çığlık attık.Sonra annem ve babam bizi öptü.Daha sonra hepbirlikte uyumaya gittik.
Sabah annem odamızdan geldi, Hadi kahvaltımızı yiyelim dedi.Kahisesidan sonra sofrayı annemle birlikte toplandı.Ben masayı temizledim.Kardeşimde odamızı topladı.Şimdi herkes gitmeye hazırdı.Kıcıklerimiz giydik.Annem saçını burada bu yana babam “Haydi Maceraya Gidelim” diye seslendi.Hepimiz arabaya Bindik ve hayvanat bahçesine doğru yola çıktık.Yolda ben ve kardeşim neşeli şarkılar söyledik.Zamanın nasıl geçtiğini anlamadık.Bir de baktık ki hayvanat bahçesinin önündeyiz. .Büyük bir kafes vardı.Uzun yeleleri olan bir aslandı.Dişleri çok büyüktü.Çok korkutucu görünüyordu.Başka bir kafeste oraya buraya atlayan bir maymun vardı.Çok komikti ama çokta sevimliydi.Oradan ayrılınca arkama doğru baktım ve uzun boyunlu ve ayaklı bir hayvan gördüm.Babama sordum o da bana bu hayvanın zürafa dedi dedi.gezintimiz sizin yorulduk ve çimenlere sonra gezmeye devam ettik.Şimdi kuyruğu rengarenk çok güzel bir kuşun önünde durduk.Annem bu kuşun adı tavus kuşu dedi.Kardeşimle bu kuşu çok beğendik.Biraz daha yürüdük ve buradaki en büyük hayvan olan fili gördük.Ayşe çok şaşırmıştı.Biraz daha çok geldik.Kardeşimle birlikte oyuncaklara bindik.Oyun oynadıktan sonra karnımız acıktı.Babam bizi bir fast food restoranına götürdü.Babam da onu masamıza davet etti.Birlikte oturup yemeğimizi yedik.Yaşlı amca yemekte bize hayatını anlattı.Bu çok güzel bir karşılaşmaydı.Daha sonra restorandan ayrıldık.
YAZAR: ROKSAN ALAYO
YARALI LEYLEK
Birgü Mert ve Mahalle arkadaşları futbol oynuyorlardı.Mert birden sahanın kenarında duran leyleği fark etti.Arkadaşlarına seslendi.Arkadaşlarına leyleğin olduğu yeri gösterdi.Hep birlikte koşarak leyleğin yanına gittiler.Önce Mert yaklaşmaya çalıştı.Ama leylek çok korkmuştu.Canı çok yanıyordu.Görüldüğü kadarıyla yardıma ihtiyacı vardı.Mert tekrar yaklaşmak istedi,Leylek bu sefer izin Verdi.Kanadından yaralanmıştı.Belli ki canı çok yanıyordu.
Mert hemen yaptıkları maçı izlemeye gelen babasına seslendi.Mert’in babası leyleği alıp veterinere götürdü.Veteriner leyleği masaya yatırdı.Yaralı kanadına baktı.Yarasına pansuman yaptı.Sonra leyleği mahallelerine götürdüler.Ona bir kutudan yuva yaptılar.Leyleği mahalledeki tüm çocuklar sevmişti.Sıra ile ona su ve yem veriyorlardı.Leyleğin kanadı sonunda iyileşti.Zaman çok çabuk geçmiş yaz bitmişti.Ağaçların yaprakları sararmış, hava soğumaya başlamıştı.
Artık sonbahar gelmişti.Leyleğin arkadaşları sıcak ülkelere gitmeye başlamıştı.Bizim leylek için de ayrılık vakti gelmişti.Leylek mahalledeki çocuklarla seneye tekrar görüşmek üzere vedalaştı.Leylek çocukların bakışları arasında uçtu uçtu ve gökyüzündeki arkadaşlarının arasına karıştı.Tüm çocuklar arkasından el salladılar.
YAZAR: EMİR GENÇ
KÜÇÜK PEMBE BULUT
Cesurlar Ülkesinde bir sürü bulut varmış.Küçük Pembe Bulut burada yaşarmış.Küçük bulut okula gidiyormuş.Arkadaşları Pembe Bulutu çok severmiş.Ancak Pembe Bulutun hiç cesareti yokmuş.Öğretmeni Pembe Bulutun cesaretli olması için birçok şey yapıyormuş.Ama maalesef işe yaramıyormuş.Bir akşam büyük bulutlar yağmur yağdırmaya çıkmışlar.Küçük bulutlarda onları seyrediyormuş.Bütün büyük bulutlar el ele tutuşup yağmur yağdırmış.Öğrenci bulutlar şaşkınlıkla onları izliyormuş.Pembe bulut çok korkmuş.Arkadaşı çam ağacının arkasına saklanmış.Bunu gören diğer bulutlar onunla korkak diye alay etmişler.Pembe Bulut buna çok üzüldüğü için okula gitmemiş.Arkadaşı çam ağacının yanına gitmiş.Çam ağacı ona :Küçük bulutçuk cesaretli olmalısın.İnsanlar suları çok tükettiği için susuz kalabiliriz.Senin cesur olup yağmur yağdırman gerekiyor demiş.Pembe Bulut arkadaşı çam ağacının yanından ayrılırken ormanda yangın çıktığını görmüş.Çok korkmuş.Ne yapacağını bilememiş.Arkadaşı çam ona demiş ki Bulutçuk yağmur yağdırman gerekli.İnsanlar piknik yapıp ateşi söndürmedikleri için yangın çıkarmış demiş.Bunun üzerine Pembe Bulut bütün cesaretini toplamış.Şişmiş,şişmiş.Kocaman bir bulut olmuş.Şimşekler çakıp yağmur yağdırmış.Bunu gören büyük bulutlar da Pembe Buluta yardım etmişler.Hep birlikte yangını söndürmüşler.
Büyük bulutlar ve ormandaki herkes Pembe Bulut’a cesaretinden dolayı teşekkür etmiş.Böylelikle Pembe Bulut aslında ne kadar cesaretli olduğunu anlamış.Ve bunu herkese göstermiş.
YAZAR:ZEYNEP BERİL SÜNMEZ
PARTİ
Ali bugün çok heyecanlıydı.Çünkü bugün doğum günüydü.Ama herkes doğum gününü unutmuş gibi davranıyordu.Babası Ali’yi dışarıya çıkardı.Bu arada annesi Ali’nin doğum günü partisini hazırladı.Bütün arkadaşlarını da evlerine çağırdı.
Babası Ali’yi eve getirdi.Ali evdekileri görünce sevinçten çığlık attı.Annesi peluş oyuncak ,babası çanta ve halası ise ayakkabı almıştı.En iyi arkadaşı Mehmet ise top almıştı.Ali çok sevindi.Hediyelerden sonra dans edip oyun oynadılar ve çok eğlendiler.Sonra parti bitti.Sonra parti bitti.Herkes evine gidince Ali annesine sarılıp teşekkürler etti.Sonra yorgunluktan uykuya daldı.
Ali’nin hiç unutamayacağı bir doğum günü partisi olmuştu.Ali rüyasında bile doğum günü partisini gördü.
YAZAR : UMUT EMİR SARIDAŞ
KIŞ GELDİ
Minik sincap kırlarda kış geldi geziyordu.Bunu gören minik serçe sincaba sordu:
-Neden bu kadar neşelisin?
Minik sincap:
-Kış geldiği için neşeliyim serçe kardeş.
Minik serçe:
-Ama kış gelmedi ki.Kış gelseydi kar yağardı.
Minik sincap:
-Havalar soğudu.Yapraklar döküldü.
Minik sincap ormanda dolaşırken geyiğe rastlamış.
Minik sincap:Kış geldi biliyor musun?
Geyik:
-Kış gelmedi arkadaşım.Kış gelseydi kar yağardı.
Minik sincap ona ama havalar soğudu o yüzden kış geldi dedi.
Geyik: O zaman ben niye üşümüyorum ?
Minik sincap biraz düşündü.Ama sen çok kalın giyinmişsin üşümezsin dedi.
Geyik:
-Tamam o zaman görüşürüz dedi.
Minik serçe yolda giderken düşünüyordu.Neden kimse bana inanmıyor acaba?Tam bu sırada ben sana inanıyorum diye bir ses duydu.
Çam ağacı:
-Ben sana inanıyorum minik sincap.
Minik sincap buna çok sevindi.
Çam ağacı:
-Benim yapraklarım dökülmedi ama ben kışın geldiğini biliyorum,dedi.
Minik sincap:
-Yaşasın kış geldi, dedi.
Çam ağacı sincaba bakarak güldü.
Minik sincap:
-Sen bana inandın, dedi.
Çam ağacı sana kimler inanmadı dedi.Minik sincap ona cevap verdi.Bana serçe ve geyik inanmadılar dedi.Çam ağacı buna üzüldü.Bunun üzerine minik Sincap ona döndü ve:
-Üzülme arkadaşım,Kar yağınca herkes bize inanır, dedi.
Minik sincap sonra evine döndü ve uyudu.Sabah olunca kalktığında pencereye koştu.Bir baktı heryer bembeyaz olmuştu.
Hemen dışarı çıktı.Tüm arkadaşlarıyla birlikte neşeyle oynadı.
YAZAR : ABDULKERİM BULUT
BİR KIŞ GÜNÜ
Soğuk bir kış günü Aylin ve kardeşi Gizem camdan baktığında çok şaşırdı.Çünkü heryer beyaza bürünmüştü.Kış bütün güzelliği ile göz kırpıyordu.Gizem çok mutluydu.Anne kar yağıyor diye bağırdı.Sonra Gizem annesinden dışarı çıkmak için izin istedi.Annesi ona kahvaltıdan sonra çıkarsın dedi.Yemekten sonra kışlık kıyafetlerini giydi.Artık hazırdı ablasıyla dışarı çıkmaya. Arkadaşlarıyla yanlarına geldi.Anneleri de onları pencereden izliyordu.Onları izlemekten çok keyif alıyordu.Çocuklar hemen kardan adam yapmaya başladılar.Burnuna havuç. Gözüne zeytin taktılar.Karın tadını çıkardılar.Bu arada hep birlikte Kardan Adam Şarkısını söylediler.
HAYVAN SEVGİSİ
Bir zamanlar Elif adında bir kız çocuğu varmış.Elif hayvanları çok severmiş.Hayvanların ne zaman yardıma ihtiyaçları olsa mutlaka elinden geleni yaparmış.Hayvanlara asla kötülük yapmazmış.Yapanları da uyarırmış.Ne zaman biri hayvanlara eziyet etse karşısına dikilir ona kızarmış.Her zaman evlerine de bir kedi ya da köpek almak istiyormuş.Bir gün yolda yürürken acı çeken bir kedi görmüş.Kedi yerde yatıyormuş.Kedinin ayağı kırılmış.Büyük ihtimalle yoldan geçen bir araba çarpmış.Elif bu duruma çok üzülmüş.Ama ona kimse yardım etmiyormuş.Elif çevresinden yardım istemiş.Kimse yardım etmeyince onu kucağına alıp veterinere götürmüş.Veteriner yavru kedinin ayağını alçıya almış.Elif’e iki hafta hareket etmeden bakılması gerktiğini söylemiş.
Elif elinden geleni yaptı ve kediyi iyileştirdi.Böylece çok mutlu oldu.
YAZAN: GÖZDENUR KARAYAKA
HEDİYELER
Okulumuzun yarıyıl tatili başlamıştı.İlk karnemi almıştım.Notlarımın hepsi çok iyiydi.Karnemi alıp eve geldim.Anneme gösterdim.Annem yanaklarımı öptü.Aferin kızım dedi.Birden kapı çaldı.Koşarak kapıyı açtım.Gelen Akçay’dan Sebahat Teyzemmiş.Çok şaşırdım.boynuna atladım.Bana ,ablama ve kardeşim Göktuğ’a hediyeler getirmişti.Süprizlerini çok beğendik.
Ben:-Teşekkürler teyzeciğim, dedim
Teyzem: -İyi günlerde kullan dedi.
Heyecanla hediyelerimizi açtık.Her birimizin hediyesi aynıydı.Pembe pipet üzerinde flamingo vardı.Elim kadar büyük bir şeker.Birde diş fırçası almıştı.Hemen şekerlerimizi yemeye başladık.Pipetlerimizle süt içtik.Annem şekerlerimizi aldı.Çünkü çok büyüktü.Yerken kardeşim ısırarak yiyordu.Dişleriniz çürüyecek diye bağırdı annem.Teyzemin getirmiş olduğu diş fırçası da işimize yarayacaktı.
Ablam, ben ve kardeşim sırasıyla dişlerimizi fırçaladık.Teyzemde bize şeker aldığı için çok üzüldü.Bir dahaki sefere başka hediye alırım dedi.Teyzemin getirdiği hediyeler çok güzeldi.Çok teşekkür ederim ,seni çok seviyorum teyzeciğim.
YAZAN : İNCİ DİNÇ
YAZ TATİLİ
Bir varmış, bir yokmuş.Okullar kapanmış.Bütün çocuklar tatile çıkmış.Herkes tatili çok seviyormuş.Herkes tatil yapmayı istiyormuş.Bütün çocuklar ailesiyle piknik yapmayı, göle girip yüzmeyi çok istiyormuş.Bazı çocuklar ise anneannesine kalmaya gideceklermiş.
Çok yakın arkadaşım Tuğra Mete’de Babaannesinin köyüne gidecekmiş.Orada tavuklar ,horozlar varmış.Bir de Maviş adında kuşları varmış.Ona hergün yem veriyormuş.Babaannesiyle her sabah tavuklardan yumurta topluyorlarmış.Babaannesi de ona kahvaltıda yumurta kaynatırmış.Oğuz arkadaşını hergün arayıp soruyormuş.Oğuz ailesiyle göle gidiyormuş.Halaları ve kuzenleriyle gölge hep yüzüyorlarmış.Ara sıra Tuğra Mete’nin dayısının çocuklarıyla buluşup top oynamaya çıkıyorlarmış.Oğuz golden çıkınca babasının mangalı hazırladığını görmüş.Izgarada etler, tavuklar pişiyormuş.Yemekler hazır olunca çocuklara anneleri gölden çıkın diye seslenmiş.Çocuklar yüzdükleri için çok acıkmışlar.Hemen etlerini yeyip bitirmişler.
Yemekten sonra Oğuz babasıyla ,kuzenleriyle göl kenarında maç yapmışlar.Maç yaparken Oğuz çok eğlenmiş.Babasına bol bol gol atmış.Ve maçı Oğuzlar kazanmış.
YAZAN :İBRAHİM BAYKAN
LALE VE JALE’NİN MACERALARI
Bir varmış bir yokmuş.Lale adında bir kız varmış.Lale’nin bir de ikiz kardeşi varmış.İkizinin adı Jale imiş.Bu iki kızın annesinin ismi İrem, babalarını adı Kemal imiş.Bu iki kardeşin en sevdikleri şey gezmeye gitmekmiş.Bir gün ailecek köylerine ziyarete gitmişler.Köylerinde üzüm, elma, çilek ve erik varmış.Bu meyvelerin yanında bir de sebzelerden domates, patates, salatalık ve mısır varmış.Bu meyve ve sebzelerden ailecek toplamışlar.Sonra da afiyetle yemişler.Lale’nin en sevdiği meyve üzüm,en sevdiği sebze domatesmiş.Jale’nin en sevdiği meyve elma, en sevdiği sebze mısırmış.
Köylerinde bir gün kaldıktan sonra evlerine geri dönmüşler.Akşam yemeğinde Kemal:-Bu hafta sonu bir yerlere gitmeye ne dersiniz? Demiş.Lale ve Jale aynı anda : -Evet! Çok isteriz. Diye bağırmışlar.Haftasonu gelmiş.Ailecek ormana kamp yapmaya gitmişler.Kemal çadırı kurarken, İrem ona yardım etti.Jale ve Lale de onlara yardım ettiler.Hep birlikte çadırı kurdular.Daha sonra Lal eve Jale birlikte oyun oynamaya başladılar.İrem ve Kemal’de onlara katılmışlar.Birlikte yakartop, körebe, ebelembeç ve istop oynamışlar.Daha sonra dinlenmek için oturmuşlar.Biraz sonra karınları acıkmış.Getirdikleri yiyecekleri yemeye başlamışlar.Neredeyse hava kararacakmış.Hava soğumaya başlamış.Üşüdükleri için ateş yakmaya karar vermişler.Hemen odun toplamışlar.Ateşi yakıp etrafına toplanmışlar.Birbirlerine fıkra ,hikaye anlatıp bilmece sormuşlar.Uykuları gelince çadırlarına girip uyumuşlar.sabah olunca kahvaltılarını yapıp meyve toplamaya gitmişler.Meyveleri topladıktan sonra geri dönüp meyveleri yemişler.Biraz oyun oynadıktan sonra ormanda yürüyüşe çıkmışlar.Gezerken bir nehir görmüşler.Nehirde Japon balıkları ve kaplumbağa görmüşler.Daha sonra geri dönüp evlerine gitmişler.Evde birkaç gün geçirdikten sonra bir gün ailecek parka gitmiş.Lale ve Jale oynarken yavru bir kuş görmüşler.Lale kuşu eline almış.Bir de bakmış ki kuşun kanadı kırıkmış.Hemen Jale’ye söylemiş.Birlikte anne ve babasının yanına gitmişler.Hemen durumu anlatmışlar.Anne ve babaları da yavru kuşu veterinere götürmeleri gerektiğini söylenmişler.Veteriner yavru kuşu muayene etmiş.Verdiği ilaçlarla onu tedavi etmiş.
Yavru kuşu evlerine almışlar.Kuşun ismini Pibo koymuşlar.Onu beslemişler.Pibo’yu kafese koymamışlar.Pibo da onları çok sevmiş.Hep birlikte çok mutlu yaşamışlar.
YAZAN : AYŞE KESKİN
KÜÇÜK DOSTLAR
Bir gün Elanur annesinin verdiği para ile bazı şeyler almaya gitmiş.Yolda giderken sokakta üzgün ve aç duran köpekleri görmüş.Bu duruma Elanur çok üzülmüş.Köpeklere sığınacak bir yer bulmuş.Onlara mama almış.O günden sonra hergün onlara bakmaya gitmiş.Elanur hergün harçlıklarıyla köpeklere kemik alıyormuş.Elanur mahalledeki kedi ve köpeklerle oyun oynamayı çok severmiş.
Bir hafta sonra Elanur köpeklere bakmaya gitmiş.Yuvaya baktığında köpekler orada yokmuş.Elanur etrafa bakınırken bir amca görmüş.Yaşlı amcaya burada üç köpek vardı onları gördün mü diye sordu.Yaşlı amca ben onları birinin aldığını gördüm demiş.Elanur her tarafı aramış ama bulamamış.Çok üzgünce eve gitmiş.Eve geldiğinde o köpekler evindeymiş.Annesi ve babası yanında duruyormuş.
Annesi ve babası önceden Elanur’un köpeklere bir iyilik yaptığını görmüşler.Bu yüzden köpeklerin onların olmasını istemişler.Bunu duyan Elanur çok sevinmiş.Köpekleri ile çok mutlu olmuş.
YAZAN: ERVA NAZ DAŞTAN
DÖRT KARDEŞİN YAZ TATİLİ
Bir varmış bir yokmuş.Çok tatlı dört tane kardeş varmış.İsimleri Elif, Meryem, Ali ve Musa imiş.Bu dört kardeş yaz tatilinin gelmesini çok istiyorlarmış.Çünkü hep beraber köye tatile gideceklermiş.En sonunda da yaz tatili gelmiş.Hepsi de çok mutlu ve heyecanlıymışlar.Çantalarını hazırlamış ve anne babaları ile birlikte otobüs beklemeye başlamışlar.Yaklaşık yarım saat sonra otobüs gelmiş.Çocuklar çok şanslıymışlar.Çünkü en arka koltuğa oturacaklarmış.Birazdan otobüs kalkacakmış.O sırada otobüse binecek olan bir çocuk daha gelmiş.Ve artık otobüs hareket etmiş.
Yorucu bir yolculuktan sonra köylerine gelmişler.Dedesi ve ninesi torunlarını görünce çok mutlu olmuşlar.Dedesi çocukları derenin yanına götürmüş.Sonra birlikte balık tutmuşlar.Balıkları evlerine götürmüşler.Balıkları nineleri pişirmiş.Onlarda yemişler.Tatilleri çok güzel geçiyormuş.Çocukların dede ve ninesi her gece hikaye anlatyormuş.Gündüzleri onlarla zaman geçirmeye çalışıyorlarmış.Çocuklar köydeki çocuklarla birlikte oyun oynuyorlarmış.Akşam olunca hep beraber çay içiyorlarmış.artık köyden dönme vakti gelmiş.Dönüş biletlerini dedeleri almış ve otobüse doğru yürümeye başlamışlar.Otobüsün oraya geldiklerinde vedalaşıp otobüse bindiler.Yine o uzun otobüs yolculuğu başlamıştı.Elif yolculuk yaparken dışarıyı seyretmeyi sevdiği için cam kenarına oturmuştu.Ali ve Musa ise birbirleriyle sohbet ediyorlardı.Meryem’de sessiz bir şekilde kitap okuyordu.Hepsi de arkadaşlarını çok özlemişlerdi.Eve gittikten bir hafta sonra yine bir yere gideceklerdi.ama nereye gideceklerini bilmiyorlardı.En sonunda eve geldiler.Hepside çok yorgundu.Sırayla duşa girdiler.Bir hafta sonra gidecekleri yerin nasıl bir yer olduğunu hayal ediyorlardı.Elif ve Meryem odalarına çantalarını hazırlamak için gittiler.Çok mutlu ve heyecanlıydılar.Saat çok geçmişti.Hepsinin de uykusu gelmişti.Odalarına çekildiler.Çocuklar sabah annelerinin sesiyle uyandılar.Aşağıdan taze ekmek kokusu geliyordu.Çocuklar üstlerini giyip aşağıya indiler.Kahvaltılarını yaptıktan sonra oyun oynamak için dışarı çıktılar.Arkadaşlarıyla birlikte oyunlar oynadılar.Hepsi de çok eğleniyorlardı.Sonra bir ses duydular.Hızla sese doğru gittiler.Oraya gittiklerinde küçük bir kuş gördüler.Kuş yaralıymış.Hemen annelerine götürmüşler.Anneleri kuşu iyileştirmiş.Onlarda tekrar yuvasına bırakmışlar.
İkinci tatil zamanı gelmiş.Çocuklar sabah erkenden kalkmışlar.Giyinmişler ve kahvaltılarını yapmışlar.Çantalarını alıp arabanın yanına gelmişler.Hep birlikte arabaya binmişler.Çocuklar nereye gittiklerini çok merak ediyorlarmış.Sonunda tatil yapacakları yere gelmişler.Burası çok güzel bir bağ eviymiş.Burada tam bir hafta kalmışlar.Çok eğlenmişler ama bir o kadar da yorulmuşlar.Tatillerini bitirip evlerine dönmüşler.Yaz tatili burada sona ermiş.
YAZAN : SUDE TOKSÖZ
ÇUF ÇUF TREN
Çuf çuf adında bir tren varmış.Çok huysuz bir trenmiş.Kimseye saygı göstermezmiş.Bu tren istasyonda yolcuları beklemeden gidermiş.Yolcular bir kaç dakika bile geç kalsa onlara kızarmış.Yolcular buma çok üzülürmüş.Artık Çuf Çuf trene binmemeye karar vermişler.İstasyonda kimsenin binmediği Çuf Çuf tren hatasını anlayıp özür dilemiş.
Herkesle barışan Çuf Çuf tren arkadaşlarını vagona bindirmiş.Hep birlikte yolculuklarına mutlu şekilde devam etmişler.
YAZAN: GÖKALP EFE
DÖRT MEVSİM
Bir yılda zamanı gösteren çeşitli bölümler varmış.Mevsimler, aylar ;haftalar ve günler.İşte bu bölümlerden biri olan Mevsimler çok güzelmiş.
Bir yılda dört tane Mevsim vardır.Bu mevsimlerden birincisi Sonbahardır.Bu mevsimde yapraklar sararıp, dökülür.Göçmen kuşlar sıcak ülkelere göç eder.Havalar soğumaya başlar.İnsanlar ve hayvanlar kış hazırlığına başlarlar.Sobalar kurulur, salça, turşu konserveler yapılır.Çok hareketli bir mevsimdir.Bu arada okullar da bu mevsimde açılır.
İkinci mevsim Kıştır.Havalar çok soğur.bol bol kar yağar.Dışarıda hiç bir insan ve hayvan gözükmez.Ayları Aralık,Ocak,Şubat’tır.
Üçüncü mevsim İlkbahardır.Havalar ısınır.Ağaçlar çiçek açar.Göçmen kuşlar sıcak ülkelerden geri getir.Kelebekler, kuşlar,böcekler tekrar ortaya çıkar.Ayları Şubat, mart, Nisan’dır.
Dördüncü ve son mevsimdir Yaz.Artık havalar çok ısınmıştır.Okullar tatil olur.Çocuklar tatile çıkınca denize giderler.Bazıları uzaktaki akrabalarına ziyarete giderler.
Bir yılda tam dört mevsim vardır.Hepside ayrı resim.Gel birlikte sayalım.İlkbahar, Yaz ,Sonbahar, Kış
YAZAN: TALHA TURAN
BİR YAZ HİKAYESİ
Yaz tatilinde Zeynep ve annesi tatil için memlekete gitmeye hazırlanıyordu.Zeynep ve annesi lazım olabilecek olan eşyaları valizlere koydular.Zeynep çok sevinçliydi ve heyecanlıydı.Çünkü orda sevdiklerini görecekti.
Annesiyle birlikte biletlerini alldılar.Sonunda garaja gittiler.Otobüs geldi ve otobüse bindiler.Sonunda yolculuk başlamıştı.Yolculuk çok uzun sürdü.Sonunda memlekete vardılar.
Tüm akrabaları aradaydı.Ninesi ,dayıları, teyzeleri orada yaşıyorlardı.Onları görecekti.Zeynep ve annesi sevdiklerini görünce çok sevinip birbirlerine sarılmışlar.Çok mutlu olmuşlardı.Kuzenleriyle oyun oynamaya başlamış.Zeynep çok mutlu olmuş.Arkadaşları ve kuzenleri ile birlikte kırlara çiçek toplayıp çok eğlenmişler.Akşam olunca eve dönmüşler.Ertesi gün gül bahçesine gitmişler.Orada da eğlenmişler.
Artık eve dönme zamanı gelmiştir.Annesi ile birlikte valizlerini toplamışlar.Tekrar otobüs biletlerini almışlar.Tüm sevdiklerine veda etmişler.Evlerine doğru yola çıkmışlar.
YAZAN: ZEYNEP HEMO
MİNİK KELEBEK
Bir varmış bir yokmuş.Uzak bir ülkede güzel mi güzel minik bir kelebek varmış.Minik kelebek ormanda uçuşurken önüne güzel bir kız çıkmış.Minik kelebek güzel kızın eline konmuş.güzel kız kelebeğe benim adım Melek sen çok güzel bir kelebeksin, dedi.
Kelebeği evine götürmek istedi ama kelebek evdeb yaşayamazdı ki.Melek yine de kelebeği yakalayıp evine götürdü.Ama kelebeğin evde yaşayamayacağını çok geçmeden anladı.Melek kelebeği ormana geri götürmeye karar verdi.Melek kelebeği bir kavanozun içerisine koyupormanın yolunu tutmuş istemeye istemeye.
Kelebeği ormana götürmüş.Kavanozu açıp onu serbest bırakmış.Güzel kelebek ormanda özgürce uçmaya başlamış.Melek’te kelebeği özgür görünce mutlu bir şekilde evine geri dönmüş.
YAZAN :AYSİMA İŞERGÜN
YARI YIL TATİLİ
Okullar on beş gün ara tatile girmişti.Okuma ve yazmayı öğrendiğim için çok sevinçliyim.Artık okuyup yazabiliyorum.Annem ve babam buna çok sevindiler.On beş gün tatilini ilk olarak iki gün dinlenmekle başladım.Ardından öğretmenimin verdiği ödevleri sırasıyla günde bir saat çalışarak devam ettim.Tabii ondan sonra eğlence oyunlar oynadım tablet, bilgisayar oynadım.
Annem beni iki günlüğüne Yalova’ya anneanneme gezmeye götürdü.Orada lunaparka ve alışveriş merkezine gittik.Dedem ve anneannem okuma yazma öğrendiğim için bana hediye almışlar.Çok mutlu oldum.Babamda beni haftasonu gelince Bursa’ya gezmeye götürdü.Orada gezdik ve yemek yedik.Zaman su gibi akıp geçiyordu ve tatil bitmek üzereydi.Ama daha köye dedemlere gitmemiştik.Haftasonu geldi.Köye dedemlere gittik.Dedemle birlikte tarlaya gittik.Zeytinlikleri gezdik dolaştık.Sonra eve geldik.
Son günlerde öğretmenimin verdiği verdiği ödevleri bitirdim.Onları control ettim.Çantamı hazırladım.Arkadaşlarımı, okulumu ve öğretmenimi çok özlemiştim.Artık ikinci döneme hazırdım ve çok heyecanlıydım.
YAZAN : EMİR BOZKURT
HÜMA TATİLDE
Hüma birinci sınıfa giden çok başarılı bir öğrenciymiş.Karnesini aldığında çok mutlu olmuş.On beş günlük tatile çıkmış.
Tatilde göz doktoruna gitmişlerDoktor Hüma’ya gözlük vermis.Hüma artık mor gözlüklü bir kızmış.Tatilde Hüma İstanbul’a gidecekmiş.Sabah kalktığında hava çok güzelmiş.Hüma gideceği için çok heyecanlıymış.Ailesi ile hazırlanmış ve yola çıkmışlar.Arabalarına bindikten sonra gemiye binmişler.Gemide yolculuk çok güzel geçmiş.
Hüma Ayşegül ablasına gittiğinde çok mutlu olmuş ve birbirlerine sarılmışlar.Ardından da Ali Buğra kardeşi de oraya gelmiş.Hüma Ali Buğra’ya kardeşim diyerek sarılmışali Buğra’da onu çok özlemiş.
Hüma’nın İstanbul’daki tatili bitince evlerine geri dönmüşler.Hüma kalabalık bir ailesi olduğu için kendini çok şanslı hissetmiş.
YAZAN: HÜMA ÖZLEK
KUMBARAM
Bu sabah erkenden kalktım.Elimi, yüzümü yıkadım.Hemen mutfağa koştum.Annem ile babam kahvaltıyı hazırlamış bizi bekliyorlarmış.Hep birlikte güzel bir kahvaltı yaptık.
Kahvaltıdan sonra evimizin ihtiyaçları için alışverişe gitmeye karar verdik.Annem alışveriş listesi yapmıştı.Bize de bir ihtiyaçımızın olup olmadığını sordu.Ben de bir şeye ihtiyacım yok dedim.Ama çok istediğim bir oyuncağı istiyorum dedim.Babam da önce ihtiyaçlarımızı daha sonra paramız kalırsa isteklerimizi alabileceğimizi söyledi.Annem ile babam alışverişimizi tamamlamıştı.Merakla paramızın artıp artmadığını öğrenmek istiyordum.Heyecanla babamın yanına koştum.Babama oyuncak alabilecek miyim diye sordum?Babam paramızın arttığını ama istediğim oyuncağa paramızın yetmeyeceğini söyledi.Çok üzüldüm, az daha ağlayacaktım.Sonra aklıma bir fikir geldi.Aylardır harçlığımdan artan paraları, bayramda verilen harçlıkları kumbaramda biriktiriyordum.Kumbaramda kaç para biriktirdiğimi bilmiyorum.Kumbaradan çıkan paraları, alışverişten artan paraya katarsak istediğim oyuncağı alabilirdim.Hemen eve gittik.Eve gider gitmez odama girip kumbaramı aldım.Bütün paralarımı saydım.Kumbaramdan çıkan paralar oyuncağımı almama yetiyordu.Çok mutluydum, artık istediğim oyuncağı alabilecektim.Babam ile oyuncakçıya gittik.İstediğim ouncağı aldık.İyi ki kumbaramda para biriktirmişim.Benden mutlusu yok .
YAZAN: TUĞRA METE TINMAZ
Published: Apr 14, 2020
Latest Revision: Apr 14, 2020
Ourboox Unique Identifier: OB-775530
Copyright © 2020