Bunu çok önemsediklerini belirten Selçuk, “Ortaöğretim tasarımıyla ilgili çalışmayı sadece bir ders çizelgesi olarak görmek elbette mümkün değil. Bu Türkiye’nin bir gelecek projesi, bir ekonomi projesi, bir sosyal hayat projesi. Türkiye’nin dünyada, bu topraklarda, bu coğrafyada onuruyla haysiyetiyle dimdik ayakta durabilmesinin bir eğitimsel projesi.” diye konuştu.
Bunu çok önemsediklerini belirten Selçuk, “Ortaöğretim tasarımıyla ilgili çalışmayı sadece bir ders çizelgesi olarak görmek elbette mümkün değil. Bu Türkiye’nin bir gelecek projesi, bir ekonomi projesi, bir sosyal hayat projesi. Türkiye’nin dünyada, bu topraklarda, bu coğrafyada onuruyla haysiyetiyle dimdik ayakta durabilmesinin bir eğitimsel projesi.” diye konuştu.
Bunu çok önemsediklerini belirten Selçuk, “Ortaöğretim tasarımıyla ilgili çalışmayı sadece bir ders çizelgesi olarak görmek elbette mümkün değil. Bu Türkiye’nin bir gelecek projesi, bir ekonomi projesi, bir sosyal hayat projesi. Türkiye’nin dünyada, bu topraklarda, bu coğrafyada onuruyla haysiyetiyle dimdik ayakta durabilmesinin bir eğitimsel projesi.” diye konuştu.
“Bilimsel metotlarla ‘neyi, nasıl yapabilirizin’ peşindeyiz”
Çalışmalarını yaparken, önemsedikleri birçok konu olduğunu ifade eden Selçuk, öğretmen eğitimine çok büyük yatırım yaptıklarını, çünkü böyle bir sistemi ortaya koyabilmenin öğretmene bağlı olduğunu, eğer öğretmen eğitimi hakkıyla yapılmazsa böyle bir sistemi sürdürmenin çok mümkün olmadığını vurguladı. Bakan Selçuk, birkaç yıl süren öğretmen eğitimlerinden söz ettiklerini dile getirerek, “Sınıfta öğretmen arkadaşlarımızı güçlendirmeden yine bu tasarımın işlemesi, hayata geçmesi mümkün değil. Bunun için de bir takım çalışmalar var. Önümüzdeki haftalarda, aylarda bunları da paylaşmamız söz konusu. Biz bu tasarımı yaparken, katılımı çok önemsedik. Çünkü bu tek başına bir akademik tasarım değil. Çünkü bu sadece deneyimlere bağlı bir tasarım değil. Çünkü bu sadece kişisel bir bakış açısına sahip bir tasarım değil. Yüzlerce öğrencimizin, öğretmenimizin, okul yöneticimizin ve akademisyenlerin, dünyadaki baka lobi uzmanlarının, uluslararası bir takım uzmanların desteğiyle, bütün bunları birleştirerek, çok yüksek bir katılımla bir yere varmaya çalıştık. Çünkü sadece benim kişisel deneyimlerin ve arkadaşlarımın tecrübeleri yetmez bu işe. Toplumun paydaşlarının tamamının görüşlerinin dikkate aldığı bir bakış açısına ihtiyacımız var. Biz bir deneme tahtasıyla ilgilenmiyoruz. Bilimsel metotlarla, tekniklerle ‘neyi, nasıl yapabilirizin’ peşinde bulunuyoruz.” değerlendirmesini yaptı. Zamanın ruhunun kendilerinden başka bir şey yapmalarını istediğini anlatan Selçuk, bugün ilkokula başlayan çocukların 2040’lara doğru iş hayatına atılacaklarını, 2040’lara bu çocukları hazırlamaları gerektiğinin altını çizdi.
“Eğitim ekonominin ve demokrasinin ayrılmaz bir parçası”
Bu yüzden Türkiye’nin eğitimi sadece sınıflarda yapılan bir iş olarak çerçeveleyemeyeceğinin altını çizen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, şunları kaydetti: “Eğitim ekonominin ve demokrasinin ayrılmaz bir kurumsal parçasıdır. O sebeple yaptığımız eğitimin ekonomiyle bağlantısının ne olduğunu son derece önemsiyoruz ve öğretmenlerimizin sorusu da bu açıdan çok önemli. Diyorlar ki ‘Neden dünyadaki gelişmiş dediğimiz birçok ülkenin liselerinde, ortaöğretim kurumlarında, 5-6-7 ders var da neden bizde 16-17 ders var’ sorusunu sorduklarında bunun bir cevabının olması gerekiyor. Bu cevabı verirken, ders sayılarında azalmanın olması, deneyime yönelik eğitimin olması yani çocukların tecrübe ederek bir şeyler yapmaları, sadece bilgiyi hazır olarak alıp bunu tekrar etme noktasında başarılı olup olmadıklarının hafızaları ölçerek test edilmesi elbette doğru değil. Burada atölye ve laboratuvarların gerçekten kullanılması, sayılarının artırılması ve çocukların sadece teorik olarak bir matematik dersi değil, matematik uygulamalarıyla da ilişkilenmesi gerçekten çok önemli. Derslerde disiplinler üstü bir yaklaşımın edinilmesi bizim bütün derslerimiz belirli bir disiplin odağında yürüdüğü için bütün bunları parça parça ve ayrı bir vaziyette ele almak çocukların zihninde bir bütünleşme oluşturmuyor. Kavram üstünden disiplinler üstü ders işlemekle bunun sadece sosyoloji ya da tarih olarak işleminin başka bir sınırlılığı söz konusu. Tam da bu yüzden disiplinler üstü bir yaklaşıma doğru gitmemiz şart. Çünkü zaten çok başarılı bildiğimiz ülke eğitim sistemlerinde bunun artık sıradan bir iş olduğunu görüyoruz ve bizim böyle bir geçmişe ihtiyacımız var.”
Published: May 21, 2019
Latest Revision: May 21, 2019
Ourboox Unique Identifier: OB-632827
Copyright © 2019