KENDİ RİTMİMİZİ OLUŞTURALIM

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM FAKÜLTESİ

MÜZİK ANABİLİM DALI

  HAZIRLAYANLAR:

Kubilay ALTINDİŞ

Hafize FİLİZ

Duygu KANGAL

Seda TEKDEMİR

Sinem BAYSAL

YARDIMCI OYUNCULAR:

Emrah KORKMAZ

Emine Melek ÇAKMAK

 ÖĞRETİM ELEMANI : Şehnaz SUNGURTEKİN

 Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, bir gün bir yerlerde bir karga güneşli bir güne gözlerini açmış.

Bir bakmış kocaman gözleriyle, ağlamaklı, bir fare ona bakıyor. Karga sormuş fareye “Hey koca gözlü fare, söyle derdin nedir?”. Fare üzgün, “Bana yardım et karga kardeş,karnım çok aç.” demiş

 Karga başta üşenmiş fareye yardım etmeye. Sonra aklına gelmiş hemen aç kaldığı günler,üzülmüş farenin haline. Fareye beklemesini söyleyip kanat çırpmaya başlamış uçsuz bucaksız gökyüzünde.. Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş. Sonunda yorulmuş bir ağacın dalına konmuş. Bakmış ki bir de ne görsün, karşı ağacın deliğinde onlarca fındık duruyor.. 

 Sevinçten deliye dönmüş karga,hemencecik uçuvermiş farenin yanına. Konmuş çabucak yanına demiş ki ona “Sana birbirinden lezzetli fındıklar buldum koca gözlü farecik,koş hemen şu ilerideki ağacın dalına çık ve karnını doyur.” 

 Fare koşmuş soluksuz kalana dek ilerideki ağaca. Tırmanmış görkemli ağacın ince dallarına. Çıkmış tam gelmiş ki ağaçtaki deliğin oraya bir de ne görsün,karganın söylediği fındıklar sincabın yuvasında..

 Fare başlamış ağlamaya. Sincap işitmiş farenin ağlayan sesini,gitmiş sormuş fareye nesi olduğunu. Fare ağlayarak anlatmış sincaba “Karga karga gak dedi, çık şu dala bak dedi. Çıktım baktım şu dala,bu karga ne budala.” Sincap çok gülmüş bu tekerlemeye, kıyamamış paylaşmış fındıklarını fareyle. 

 Biz de çok üzüldük farenin bu hikayesine,ve hiç unutulmasın diye ritim tuttuk bu tekerlemeye.

 Bir varmış bir yokmuş,evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok yakın dört arkadaş varmış. Bu arkadaşlar canları sıkıldıkça bir araya gelip oyunlar uydurup birlikte eğlenirlermiş. Yine bir gün canları çok sıkılmış bu dört kafadarın. Haberleşip bir parkta buluşmuşlar.

 Ve daha önceden buldukları bir oyunu oynamaya karar vermişler. Oyunun adı ritim çemberiymiş. 

 Bir varmış bir yokmuş, çok uzaklarda bir kaptan yaşarmış. Bu kaptan büyüleyici bir gün batımında tayfasıyla birlikte tartım denizinde balık tutmaya çıkmış. Kocaman bir gemileri,küçük bir oltaları varmış. Tüm hazırlıkları yapıp açılmışlar uzaklara doğru. Kaptanın elinde çok gizli bir hazine haritası varmış. 

Başlamışlar tartım denizinden ritimleri toplamaya. Ayrı ayrı renklerde bir sürü ritim toplamışlar güverteye. Yavaş yavaş karanlık bastırmaya başlamış gökyüzüne. Çabucak toparlamışlar tuttukları balıkları. Demir almışlar tartım denizinden.. Kaptan hemen karaya döndürmüş dümenini, yanaştırmış gemisini. 

 Toplanmışlar bir masanın başına, koymuşlar önlerine yakaladıkları ritimleri. Başlamışlar çalışmaya. Eğer haritanın şifresini bulurlarsa kavuşacaklar hazine kutusuna. Gelin bakalım bizim kaptan ve tayfası çözebileceklermi şu gizli hazinenin şifresini..

Yaş Grubu / Sınıf         :        8 Yaş / 3. Sınıf

Ders                             :        Müzik

Konu                            :        Kendi Ritmimizi Oluşturalım

Kazanım                       :        Öğrenciler öğrendikleri ritim kalıplarını kullanarak

                                               uygulamaya dökerler.Öğrencilerin yaratıcılıklarının

                                               geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Materyaller                   :        Açık alan , çocuklar için oyun gemisi , balonlar , boya

                                                 kalemleri , kağıt , kamera , tebeşir , tekerleme , beş

                                                 kişilik arkadaş grubu ,

Adobe After Effects , Adobe Audution , görsel materyaller , masal vs. , vücut dili ,çocuklar , oyuncaklar , renkler …

                                                      SÜREÇ

   E kitabı hazırlama sürecinde ilk olarak oturulup ne yapılabilir diye düşünüldü. Ortak fikrimiz videolar hazırlamak oldu , çünkü en ayrıntılı ve akılda kalıcı kendimiz video çekerek anlatabilirdik. Konu seçtik ve seçer seçmez de her bir ağızdan bir sürü fikir çıktı. Bir süre herkes fikirleriyle yalnız kaldı. Çok yaratıcı , sanki çocuklara özgü fikirlerimiz vardı ve uygulamaya dökmeden önce iyice bir düşünüyorduk.

   Fikirleri masaya yatırmıştık , ortak bir yol izlemek istiyorduk . Kullanılacak materyalleri seçtik , konuları nasıl anlatabileceğimizi iyice düşündük. Video esnasında çeşitli drama teknikleri kullanmaya özen gösterdik.

Telefonla konuşma , donuk imge , geriye dönüş , iç ses , bölünmüş ekran gibi drama tekniği olan soyut materyalleri kulandık. Video çekimleri sırasında dikkat çekici ve merak uyandırıcı olmasına çok özen gösterdik. O yüzden videoların hikayeleri var ve öğrenciye kazandırılması gerekeni drama yöntemiyle kazandırmayı amaçladık.

       İşitme engelli öğrencileri es geçemezdik ve vücut dili bilmediğimiz için bilen bir arkadaşımızdan rica ettik. Çok yardımcı oldu , böylelikle videoların içinde işitme yetersizliği veya engeli olan öğrenciler için yine küçük videolar var konu anlatımı içeren.