Ben Elif.Birinci sınıfa yeni başlamıştım.Öğretmenim sürekli bir şeyler öğretmeye çalışıyordu.Ama ben oyun oynamak istiyordum.Bir gün öğretmenim sizlere akıl oyunları öğreteceğim dedi.Kendi kendime düşünüp güldüm.Oyunun akıllısı da mı varmış diye.Sonra dedim ki kendi kendime benim için oyun olsun da ne olursa olsun.Sonra öğretmenim sınıfa kutular içinde bazı şeyler getirdi.Merakla hepimiz kutulara bakmaya başladık.Öğretmenim bunlar sizlere öğreteceğim akıl oyunlarının bir kısmı dedi.Merakım iyice artmıştı.Benim daha önce gördüğüm ne oyuncaklara benziyorlardı,nede oyunlara.Öğretmenim kutulardan birini açtı…
O kadar heyecanlıydım ki yeni oyuncakları görür görmez sınıfta olduğumu unutup YAŞASIN diye bağırdım. Öğretmenim heyecanımın farkında olduğu için gülümsedi.
Önce hepimizi yerlerimize oturttu ve oyunların hepsini yıl boyunca öğrenip oynayacağımız müjdesini verdi. Hepimiz çok mutlu olmuştuk. Öğretmenim ilk öğreneceğimiz oyunu benim seçmemi istedi. Oyunlara baktım. Tanıdığım oyunlara benzemediklerini görünce bir tanesini seçtim. Öğretmenimiz seçtiğim oyunun adının 3 Taş olduğunu, bu oyunu oynarken bir sıraya 3 aynı renk taşı dizenin galip geleceğini söyledi. 2’şerli guruplara ayrıldık.Öğretmenimiz kutudan çıkarttığı 3 Taş oyunlarını dağıttı.
Ancak oyunlar hepimize yetmemişti. Açıkta kalan arkadaşlarımız üzgün gözlerle öğretmenimize bakıyordu…..
Öğretmenimiz oyun yetmeyen arkadaşlarımızın yanına gelip gülümseyerek çocuklar neden kendi oyunumuzu hazırlamıyoruz diye sordu. Kendi oyunumuzu nasıl hazırlayacaktık ki meraklı gözlerle öğretmenimize baktık. Öğretmenimiz beyaz kağıt, renkli kalem ve 6 taş ile oyunumuzu kolayca kendimizin hazırlayabileceğinden bahsetti. Hatta öğretmenimiz küçük bir çocukken mahallede arkadaşlarıyla bu oyunu tebeşirle yere çizip 3 taş 3 kiremit parçasıyla saatlerce oynadıklarını eğlendiklerini ve bizim yaşlarımızdayken en sevdiği oyunun 3 taş olduğunu anlattı. Bahçeye çıkıp herkesin 3 küçük taş bulmasını istedi. Sınıfa geri döndüğümüzde hepimizin bulduğumuz o küçük taşları istediğimiz renge boyamamızı söyledi. Ben taşlarımı kırmızıya boyadım. Sıra arkadaşım Zeynep ise maviye… Sonra beyaz kağıtlara düz yatay yan çizgiler çizdik. Oyunumuz şimdi hazırdı ve kendi emeğimizle yapmış olmanın mutluluğunu yaşıyorduk. Şimdi sıra oyunu öğrenmekteydi..
Öğretmenimiz tahtaya 3 taş oyun alanını çizdi.Taşları köşelere sıra ile yerleştireceğimizi söyleyerek sınıfımızın uzun boylu öğrencilerinden olan Yusuf’u tahtaya çağırdı.Öğretmenimiz kendine 3 magnet aldı ve Yusuf’a da 3 magnet uzattı.” Hadi bakalım Yusuf ilk taşını istediğin bir köşeye koy.”dedi.Yusuf taşını alanın ortasındaki köşeye koydu. Öğretmenim de onun üstünde ki köşeye koydu. İkisi de taşları yan yana gelmeyecek şekilde oyun alanına dizdiler.Öğretmenim, taşları oyun alanından kaldırmadan yatay ve dikey doğrultuda ki köşelere götürerek oyunu oynayacağımızı söyledi.Oyun çok eğlenceli idi.Öğretmenim ile Yusuf’un oyunu bitince sıra bize geldi. Herkes yanında oturan arkadaşı ile oynamaya başlasın dedi. Ben Zeynep ile oynayacaktım. Ama ilk taşı kimin koyacağına bir türlü karar veremiyorduk…
Zeynep ile ben oyuna ilk başlayacak kişiyi tespit etmek için düşünüyorduk. Sonra öğretmenimiz yanımıza geldi. Benim elime bir taş verdi.Bu taşı ellerim arkadayken sağ veya sol elimden birine kimse görmeden saklamamı istedi.Ben de öyle yaptım.Daha sonra öğretmenimiz kapalı ellerimi Zeynep ‘e uzatmamı istedi.Öğretmenimiz bana taşın hangi elimde olduğunu Zeynep ‘e sormamı istedi.Zeynep ellerime baktı. Biraz düşündü.Sonra taşın olabileceğini düşündüğü elime dokundu. “İşte burada.”dedi.Taşın hangi elimde olduğunu bilmişti.Zeynep oyuna ilk kendisi başlayacağı için mutluydu.
O gün bütün sınıf üç taş oynadık.Oyuna kendimizi öyle kaptırmıştık ki çalan teneffüs zili sesini bile duymuyorduk.Öğretmenimiz gülümseyerek bizlere bakıyordu.Sadece öğrendiğimiz bir akıl oyunu bizi böyle heyecanlandırıyorsa diğer diğer akıl oyunlarını öğrendiğimizde neler yapardık acaba diye düşünüyordu belki de.Çünkü öğretmenimin sınıfa getirdiği kutularda başka akıl oyunları da vardı .Merakımı ve heyecanımı yenemiyordum.Daha fazla dayanamadım .Öğretmenime sordum…
-Öğretmenim o kutuda başka hangi akıl oyunları var? Öğretmenim:
-Mangala,sudoku,satranç,9 taş gibi oyunlar var. dedi.Dayanamayıp tekrar sordum.
-Öğretmenim ne zaman diğer oyunları ögreneceğiz .
Öğretmenim gülümseyerek baktı bana…
-Elif heyecanını anlayabiliyorum,zamanla o akıl oyunları ve başka akıl oyunlarını öğreneceğiz,dedi.
Aylar sonra…
Birçok akıl oyunu öğrenmiştik.Oyunlarla hem eğleniyorduk, hemde serbest ders zamanlarımızı değerlendiriyorduk.Akıl oyunlarını öğrenip oynadıkça kendimde bazı özelliklerin değiştiğini farkettim.Özellikle matematik dersine daha fazla ilgi duymaya başlamıştım. Problem çözerken daha hızlı ve doğru karar verebiliyordum. Öğretmenimin yanına gittim.
-Öğretmenim oynadığımız oyunlara neden akıl oyunu dediklerini şimdi daha iyi anlıyorum.Çünki bu oyunlar aklımızı daha çok kullanmamızı sağlıyor,zekamızı daha çok geliştiriyor ,dedim.
Öğretmenim gülümsedi,sevgiyle bana baktı.
-Evet Elif doğru söylüyorsun ,dedi.
Ben mutlu bir şekilde öğretmenime teşekkür ettim.
YENİ AKIL OYUNLARI HİKAYELERİMİZDE BULUŞMAK DİLEĞİYLE
KEVSER KILIÇ
FUNDA MERİÇTEN
FEVZİYE YILDIZ
SÜMEYYE HOCAGİL KIR
FATMA ZEHRA PARLAK
FATMA DEMİR
TUĞBA AKER
Published: Jun 3, 2018
Latest Revision: Jun 3, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-491225
Copyright © 2018