old days

Yıl 2007 Şubat atamasıyla Elazığ ‘ın Baskil ilçesine atandım.İkinci dönem öğretmenler kurulu toplantısına sadece bedenen katıldım Ruhum hala Muğla’da tabi.Alınan kararların hiç birini hatırlamıyorum acemilikten olsa gerek hatırlasam bile ne yapmam gerektiği ile ilgili en ufak bir bilgim bile yok. Sudan çıkmış balık gibiyim.

Sadece meslektaşlarımı tanımaya,okul idaresini çözmeye çalışıyorum.Toplantı bittikten sonra alınan kararlara da imzamı attıktan sonra dağıldık.Tüm öğretmenler yeni en eskisi iki yıllık öğretmen düşünün artık siz bizdeki tecrübeyi.

Bir sarı zarf muhabbetidir gidiyor herkesin ağzında.Sarı zarf ceza almanın ilk basamağı falan gibi söylentiler.Toplantıdan birkaç gün sonra dersten çıktım öğretmen arkadaşlarla birlikte kaldığımız lojmana geldim. bir kaç dakika sonra öğrencilerden biri zile bastı ve beni çağırdı.Elinde sarı bir zarf ile beni bekleyen öğrencim bu zarfı müdür beyin gönderdiğini söyledi.

Tabi ben yerlebir oldum. öğrencime durumu belli etmeden arkadaşlarla birlikte okuduk sarı zarfın içinden çıkan uyarı mektubunu.Toplantıda alınan karara göre ek binada dersten en son çıkan öğretmen okulun kapılarını kapatmalıymış.Ben de dersten en son çıkan öğretmen olarak kapıları kapatmayıp kamu malına verilebilecek olası zarardan suçlu tutuluyorum.

Nasıl yani? Ben? Okul eşyaları çalınsa suçlusu ben olacağım. Neden kapıyı ben kapatıyorum?Hizmetli yok mu? Kafamda deli sorular.Sabah oldu ben olmadım soluğu müdür beyin yanında aldım.Gayet ciddi, mesafeli ve gıcık bir şekilde toplantı tutanaklarında imzam olduğunu sorumluluklarımı bilmem gerektiğini söyledi.

Allahtan sayı numarası falan vermemiş o an insafa geldi heralde de başım yanmadı ama bana da bu korku yetti.O gövde gösterisini yapacak diye ben korkudan ölüyordum.Sözle uyarmak varken ne gerek var dı sarı zarfa ?Neyse şimdi her toplantıda hem ruhen hemde bedenen bulunuyorum.