by Suna Karaboğa
Copyright © 2018
UNUTULMAZ
- Joined Jan 2018
- Published Books 6
Copyright © 2018
Güneşin bulutların arkasına saklandığı, bahçelerinde kasımpatıların kokusunun bütün tazeliğiyle duyulduğu hafif serin ama insanı hiç üşütmeyen bir güz sabahı…
Uyku tutmamıştı yine. Erkenden kalktım. Yıllarca yaptığım gibi pencereden günü selamladım. Ama artık çocuklarımın seslerini pencerelerden dinleyebiliyordum.
Ahşap kapılı banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp güne hazır hissetmek için. Banyodaki ahşap kenarlıklı aynaya baktığımda gözlerimin etrafında o derin çizgileri gördüm.
Tıpkı uzun ve derin bir seyahatin pekiştirdiği yollar gibi belirgindiler. Her bir çizgi bir yol, her bir yol bir hikaye…
Valizimi özenle hazırladım. Gecenin bir vakti karlı ve soğuk bir havada çıktım yola. İstanbul Esenler otogarına geldiğimde o ihtişamlı şehre son kez baktım. İçimde tatlı bir burukluk vardı. Bir yürek nasıl yapabiliyordu bunu? Sevinç ve hüzün bir arada, merakla karışık tuhaf duygular. Kalbimde ince bir sızı hissettim sevdiklerime veda ederken. Ağlamak istiyordum ama gözyaşlarım bir buz kristal olmuş, donmuştu gözlerimde.
Gidiyorum… İstanbul’dan kalkıp haritada yerini bile bilmediğim bir yere…Oysa İstanbul’da kalsaydım iyi bir işim ve iyi bir kariyerim olacaktı. Neler düşünüyorum, ben bir öğretmenim, bir eğitim neferiyim, karanlığa bir ışık da ben yakmalıyım. Şimdi gitmezsem bir ömür boyu yanlış kararımın ezikliğini hissedeceğim gördüğüm tüm çocukların gözlerinde.
Havasız, kirli bir yolcu otobüsünde buldum kendimi bir anda. Yanımda oturan yabancı kadının aynı yabancılıktaki bakışları üzerime dikilmişti. Bakışlarımı otobüsün kirli camından dışarıya doğru çevirdim. Ama sevdiklerimi göremedim, hiç kimse yoktu. O zaman gözyaşlarımın buzları çözüldü, bağıra bağır ağlıyordum. Bir zaman sonra hıçkırıklara boğuldum. Omzuma dokunan bir el, yabancı gözlerin sahibi, bir bardak su uzattı bana. Hiç tanımadığım birinden böyle bir yakınlık görmek üzüntümü biraz olsun hafifletmişti.
Yolcu otobüsü Elazığ’da indirdi beni. Ama yolum daha uzundu. Yanıma hemen yabancı bir adam yaklaştı. Bana nereye gideceğimi sordu, istediği cevabı verdikten sonra benden bir miktar para istedi. Şaşırmıştım. Bana otobüs gelince haber vereceğini söyleyip verdiğim parayı alarak gitti. O zaman hayata dair ince bir ayrıntıyı fark ettim. Bazen insanlara güvenmek mecburiyetinde kalabiliyor insan. İçimde bir huzursuzluk, kafam karışık şekilde beklerken parayı alan adam birtakım el işaretleriyle beni çağırıyordu. Adam o kadar hızlı konuşuyordu ki anlattıklarının sadece bir kısmını anlayabildim. Valizimi alarak gittim. Adam gerçekten de dediği gibi beni otobüse bindirdi.
Bindiğim ikinci otobüs daha küçüktü. İnsanlar anlamadığım bir şeyler konuşuyorlardı. İyice kulak verdim ama ne dediklerini pek anlayamadım. Sanırım başka bir dil konuşuyorlardı. O zaman kendimi dünyanın başka bir yerinde yapayalnız hissettim. Acaba gittiğim yerde de insanlar böyle mi konuşuyorlardı. Öğrencilerim de mi böyle konuşuyordu. Kafamda bu sorularla yol tükendi. Otobüs şoförü beni indirdi. Yarım yamalak bir Türkçeyle : “Baci deh orasi dolmuş duragı var ora gidacahsan.” dedi. Durağı buldum, gitmem gereken yere daha bir yarım saat vardı. Dolmuşa bindim, yine değişik konuşan birtakım insanlar vardı dolmuşta. Sonunda gelmiştim.
Sokaktaki insanlar meraklı meraklı bana bakıyorlardı. Küçük bir bakkal gördüm içeri girip, kendimi tanıttıktan sonra kalabileceğim bir yer olup olmadığını sordum. Bakkal telefonla birini aradı. Bu arada bana da bir çay söyledi. Yaklaşık on dakika sonra uzun boylu, gençten biri içeri girdi. Bakkal bana onunla gitmemi söyledi, şaşırarak dediğini yaptım. Genç adam valizimi aldı o önde ben arkada gidiyorduk. Hiç yan yana yürüyemiyorduk ben tam yaklaşıyordum adam adımlarını hızlandırıyordu, sanki böyle olması için özel bir çaba gösteriyordu. Beni öğretmen evine getirmişti. Yanımdaki adam içerdekilere yine bir şeyler söyledi, öğretmen olduğum kısmını anlayabildim sadece. Bana bir oda verdiler. Adam valizimi yere bırakıp gitti. Yüzüme bakmadığı için kendisine teşekkür edememiştim.
Geceyi rahat geçirdim. O kadar yorgundum ki erkenden uyuyakalmıştım. Sabah uyandığımda etrafımdaki her şey yabancıydı. Duvarlar, perdeler, yatağım, vs her şey… Yataktan fırladım, hava buz gibiydi. Yüzümü yıkayıp, giyindikten sonra yemekhaneye indim. Ürkek bakışlarla etrafımı inceledikten sonra sıcak bir çorba aldım.
Okuluma geldim, müdürümle tanıştım. Müdürüm beni diğer öğretmen arkadaşlarımla tanıştırdı. Sıcakkanlı, olumlu insanlardı arkadaşlarım. Öğrenciler beni çok merak ediyordu. Kapıdan bakıp bakıp kaçıyorlar, türlü bahanelerle öğretmenler odasına geliyorlardı. Ben de en az onlar kadar meraklı ve heyecanlıydım.
İşte o an gelmişti. Öğrencilerimle buluşma anı… Okul müdürüm beraber sınıfa gitmeyi teklif etti ama ben bunu kabul edemezdim. Her ne olursa olsun bu an bana aitti ve öyle kalmalıydı. Merdivenlerden yavaş yavaş çıktım. Çıkarken ayaklarım titriyordu. Sınıfın kapısına geldim. Ama bir türlü kapıyı açamıyordum, kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyor, bir yaprak gibi titriyordum. Derin bir nefes alarak kapıyı açtım. Öğrencilerin hepsi ayağa kalktı. Onları selamlayıp yerlerine oturmalarını söyledim. Dizlerimin titrediğini fark edip hemen öğretmen masanın önünde durdum, sonra sandalyeye oturdum. Bir sürü küçük küçük göz bana bakıyordu sadece yirmi üç kişi olmalarına rağmen o anda bana binlerce görünen kırk altı küçük ve meraklı göz…
Sandalyeye oturunca biraz heyecanım yatışmıştı. Bir süre hiç konuşmadan öğrencileri izledim, sınıfta rahatsız edici bir sessizlik vardı.
Öğrencilere kendimi tanıttıktan sonra sesim titreyerek onların da kendilerini tanıtmalarını istedim. Onlar konuştukça heyecanım yatıştı. Öğrenciler yarı bozuk Türkçeleriyle kendilerinden, ailelerinden, kardeşlerinden bahsettiler.
Yüzümü yıkarken aklımdaki tek şey öğrencilerimin gözündeki o unutulmaz ışık, benim kalp çarpıntılarım ve titreyen dizlerimdi.
Neler gördüm, nereleri gezdim… Ama sallanan koltuğuma oturup kendimi dinlediğimde gözümün önüne hep aynı kare gelir: O küçücük kasabadaki, mütevazi okulda geçirdiğim o ilk dakikalar.
Published: Jan 24, 2018
Latest Revision: Jan 24, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-416008
Copyright © 2018
