“Öğretmenlik sürekli öğrenci kalabilmektir .”sözünü çok duyarız. Bana göre insanın en bilge olduğu dönem çocukluk dönemidir. Bilmediği bir dünyayı azami hızla kavrama ve öğrenme telaşı içindeki çocuk henüz dünyevi hırsların esiri olmamıştır. Kalbi ve aklı ormanda akan bir dere kadar berrak ve temizdir. İlkokul öğretmeni her gün saatlerce birlikte olduğu bu güzel varlıklarda, insanlığın özünü görür. İnsana has saflığı ,iyiliği ve güzelliği seyreder. Bir insanın bu dünyadaki en önemli hedefi gerçek insan olabilmekse eğer öğretmen olmak ta,her gün insan olabilmek adına onlarca melekten ders alabilmektir. Eğitimin amacı eşref-i mahlukat düzeyine çıkabilmek değil midir zaten?
2
Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’in sözünde özetlediği gibi gökyüzünün öğrencisidir gerçek öğretmenler. Ve Bizlere ulvi olan herşeyi,olabildiğince açık ve samimi bir anlatımla anlatan öğrencilerimiz halen melek olduklarından ,gökyüzünün öğretmenleridirler benim gözümde.
Ve Bahar Öğretmen olarak onlardan öğrendiğim güzelliklerden sadece bir tanesini “anılarım ” başlığı altında,sizlerle paylaşmaya çalışacağım . Aslında “öğrendiklerim” desem daha doğru olur.
5
BALIKLARI DA DÜŞÜNMEK LAZIM:)
Öğrencilerimle tasarım ve özgün düşünme becerilerini geliştirmek için çalışmalar yaptığımız bir dersti. “Çocuklar,şimdi size bir poşet ve bir de yarım litrelik bir plastik şişe veriyorum. Bu iki ürünü birleştirerek ve geliştirerek öyle bir icat yapmalısınız ki benim gözlerimin içi parlamalı,kulaklarımdan dumanlar çıkmalı,adeta beynim yanmalı.”Çocuklar benzetmelerden ve duymadıkları deyimlerin konuşmalarda kullanılmasından büyük keyif alırlar. O gün de öyle oldu. “Dersin 10 dakikası “beynim yandı” deyimi üzerine kırkırdaşmalar ve anlamı ile ilgili komik tahminlerde bulunmalarla geçti. Ve :”Ama hadiiiii-beynimin yanacağı o anı sabırsızlıkla bekliyorum. Önce tasarımlarınızı çizin sonra da basit bir örneğini,önünüzdeki malzemeleri kullanarak yapın bakalım.Ardından herkes öğretmen masasına geçip bize tasarımını anlatan bir sunum gerçekleştirecek” dedim. Hepsi büyük bir ciddiyetle işe koyuldu.Ortaya garip,komik çalışmalar çıktı. Birbirlerinin tasarımlarına gülmemeleri gerektiğini bazen uçuk kaçık gibi görünen tasarımların gelecekte çok anlamlı olabileceğini anlattım onlara .
7
Derken sıra Defne’ye geldi. Çok sessiz ve sakin yapılı öğrencimi ilk kez heyecanlı görüyordum. Çizdiği resmi gördüğümde ise ben sakinliğimi yitirmiştim. Beynim yanmamıştı sadece içimin yağları da erimişti. Gözlerim dolu dolu olmuştu. Bir an Japon çizgi filmlerindeki karakterlerin ağladığı gibi fışkıran göz yaşlarıyla ağlayıp coşkuyla ona sarılmak istedim ancak sakince yanaklarından öpmekle yetindim . “Çok anlamlı ve tatlı olmuş çalışman Defneciğim. Anlat bakalım arkadaşlarına”,dedim.
9
“Öğretmenim ben bu plastik şişe ve poşeti kullanarak balıklar için bir uçan balon yapabileceğimi hayal ettim. Hep düşünürüm akvaryumda yaşayan balıklar veya denizde yaşayan balıklar asla gökyüzünü ve yeryüzünü tam olarak göremiyorlar. Düşünsenize içi su dolu özel bir uçan balon yapabilirsem,balıklar da dünyayı görebilirler. Tıpkı bizim uzayı görebilmek için uzay mekikleri ve astronot kıyafetleri icat ettiğimiz gibi.”
11
“Hayvanlar Allahın sessiz kullarıdır.” Onların sesi olan öğrencim empati kavramını duygusal ve iç manaları ile öğretivermişti bana o anda. Sen nasıl güzel bir öğretmensin ki Defne ,öğrenci gibi davranıp tevazu gösteriyorsun,herşeyi yaşatarak,derin derin hissettirerek öğretiyorsun.
Biz ne kadar şanslıyız ki değerli meslektaşlarım öğretmenlerimizin her biri su katılmamış bir melek:)
13
Published: Jan 24, 2018
Latest Revision: Jan 24, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-415583
Copyright © 2018