BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ by Yasemin Poyraz - Illustrated by YASEMİN POYRAZ SARI - Ourboox.com
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ

by

Artwork: YASEMİN POYRAZ SARI

  • Joined Feb 2021
  • Published Books 5
BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ by Yasemin Poyraz - Illustrated by YASEMİN POYRAZ SARI - Ourboox.com
BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ by Yasemin Poyraz - Illustrated by YASEMİN POYRAZ SARI - Ourboox.com

AÇ AYI OYNAMAZ

 

Ormanda odun kesmek için uygun ağaç arayan bir genç, bir yavru ayıyla karşılaşır. Bu yavru ayı kaybolmuştur. Ona acır, eve götürür.

Ayıyı bir güzel yedirir, içirir, büyütür, besler, iyileştirir. Bununla beraber ayı kendine geldikçe vahşi doğası gereği hareketlenir.

Ayı evi ocağı yıkmaya başlar. Genç ayıyı satmaya karar verir. Çarşıya götürür. Bir kafeste tutar.

Bir müşteri gelir:

– Satın alacağım ama oynar mı diye sorar.

Genç:

– Oynar der.

Adam:

– Oynasın da göreyim der.

Genç düşünür cevap verir:

– Karnını doyurduktan sonra oynar, aç ayı oynamaz, der.

Fatih 

5.sınıf 

Vakıfbank Ortaokulu

 

 

4
BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ by Yasemin Poyraz - Illustrated by YASEMİN POYRAZ SARI - Ourboox.com

ÇIKAR AĞZINDAKİ BAKLAYI

“Zamanında çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Sonunda kendine yakıştırılan küfürbazlık ününe dayanamaz duruma gelmiş. Soluğu bir bilgenin yanında almış, ondan akıl danışmış.

‘Her kızdığım konu karşısında küfretmek huyumdan kurtulmak istiyorum’ demiş. Adamın içtenliğini görünce bilge ona yardımcı olmaya karar vermiş. Bakkaldan bir avuç bakla tanesi getirtmiş ve bunları ‘küfürbazlık’tan kurtulmak isteyen adamın avucunun içine koydu.

‘Şimdi bu bakla tanelerini al, birini dilinin altına, ötekilerini cebine koy’ demiş. ‘Konuşmak istediğin zaman bakla diline takılacak, sen de küfürden kurtulma isteğini anımsayıp o anda söyleyeceğin küfürden vazgeçeceksin. Bakla ağzında ıslanıp da erimeye başlayacak olursa cebinden yeni bir bakla çıkarırsın, dilinin altına onu yerleştirirsin.’

“Adamcağız bilgenin dediğini yapmış. Bu ara da bilgenin yanından da ayrılmamaya çalışıyormuş. Yağmurlu bir günde birlikte bir sokaktan geçerlerken bir evin penceresi hızla açılmış ve genç bir kız başını uzatmış, seslenmiş:

‘Bilge efendi, biraz durur musun?’ demiş ve pencereyi kapatmış. Bilge söyleneni yapmış ama sicim gibi yağan yağmur altında iliklerine değin ıslanmış. Sığınacak bir saçak altı da yoktur. Üstelik niçin durdurulduğunu (bilgi yelpazesi.net) henüz bilmemektedir ve kız da pencereden kaybolmuştur. Bir ara evin kapısına varıp kızın ne istediğini sormak geçmiş içinden fakat tam kapıya yöneleceği sırada kız tekrar pencerede görünmüş ve aynı isteğini yinelemiş:

‘Bilge efendi, lütfen birkaç dakika daha bekler misiniz…’

“Bilge içinden öfkelenmiş ama kızın isteğini de yerine getirmiş. Fakat yanındaki ‘eski’ küfürbaz adam, kendini zor tutuyormuş. Bu arada yağmurun şiddeti gittikçe artıyor, bilge de, adam da, vıcık vıcık ıslanıyorlarmış.

Bir süre sonra pencere açılmış ve kız yine seslenmiş

‘Gidebilirsiniz artık!..’ demiş.

Bilge bu durumu çok merak etmiş ve sormuş:

‘İyi de evladım bir şey yoksa bu yağmurun altında bizi niçin beklettin?’

“Penceredeki kız, bu soruyu pek umursamamış:

‘Efendim, sizi elbette bir nedeni olmadan bekletmiş değilim’ demiş ve bekletme nedenini şöyle açıklamış:

‘Tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. Yumurtaları tavuğun altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa piliçler de tepeli olur, horoz (bilgi yelpazesi.net) çıkarmış. Annem sizi sokaktan geçerken görünce hemen yumurtaları kuluçkaya koydu ve yumurtaları tavuğun altına yerleştirene değin sizin pencerenin önünden ayrılmamanızı istedi.’

“Saygısızlığın böylesi karşısında bilgenin de tepesinin tası atmış. Yanındaki ‘eski’ küfürbaza dönmüş ve şöyle demiş:

‘Hak ettiler bu ana kız’ demiş. ‘Çıkar ağzından baklayı!..’”

Tuba

5.sınıf 

Vakıfbank Ortaokulu

 

 

6
BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ by Yasemin Poyraz - Illustrated by YASEMİN POYRAZ SARI - Ourboox.com

İYİLİK ET DENİZE AT, BALIK BİLMEZSE HALİK BİLİR.

 

Bir gün Cüneyd-i Badadi hazretleri bir deniz kenarında gezerken ber Mecusi (ateşe, ineğe, timsaha tapan), yanına bol miktarda yem almış, denizdeki balıklara yem atıyormuş.

Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:

– Ne yapıyorsun böyle?

– Sevap kazanmak için balıklara yem atıyorum.

– Senin sevap kazanman için, evvela iman etmen lazım. Sen Müslüman değilsin ki, hangi sevaptan bahsediyorsun?

– Peki, benim bu balıklara yem verdiğimi o bahsettiğin Allah görüyor mu?

– O’nun görmediği, O’nun bilmediği bir şey yoktur ki…

– Bu da bana yeter.

Aradan 3-5 sene geçmiş, Cüneyd-i Badadi hazretleri hacca gitmiş, tavaf ederken bakmış, deniz kenarında balıklara (bilgi yelpazesi. com) yem atan Mecusi de tavaf ediyor.

Cüneyd-i Badadi hazretleri sormuş:

– Burada senin ne işin var?

– O beni gördü.

– Nasıl gördü?

– Sen gittikten sonra içimde bir nur parladı, baktım balıkların hepsi kelime-i şahadet getiriyor. Ağaçlara baktım kelime-i şahadet getiriyor. Ben de kelime-i şahadet getirmeye başladım. Senin Rabbin beni gördü. O gördüğü için de buruya geldim. Sana bir nasihat vereceğim:

– İYİLİK ET DENİZE AT, BALIK BİLMEZSE HALİK BİLİR.

Esra

5.sınıf

Vakıfbank Ortaokulu

 

8
BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ by Yasemin Poyraz - Illustrated by YASEMİN POYRAZ SARI - Ourboox.com

NE EKERSEN ONU BİÇERSİN

Yaşlı adamın eşi evde tereyağı yapıyordu kocası ise her gün yakınlarındaki bakkala götürüp satıyor onunla geçiniyorlardı.

Bakkal, adamın getirdiği tereyağını hiç tartmadan tezgahına koyuyor ve satıyordu. Ancak bakkal bir gün acaba dedi, adam gittikten sonra tereyağını tartıya koydu, 900 gram olduğunu görünce çok öfkelendi ve yarın geldiğinde bunun hesabını sorar bir daha da yaşlı adamdan alışveriş yapmam dedi.

Ertesi sabah yaşlı adam elinde tereyağı içeriye girdi, bakkal sert bakışlarıyla bir daha senden tereyağı almayacağım dedi.

Yaşlı adam üzülerek:

– Efendim (bilgi yelpazesi. com) bir yanlışım mı oldu dedi.

Bakkal:

– Efendi senin bana verdiğin tereyağını tarttım 900 gram geldi ayıp değil mi bu yaptığın, dedi.

Yaşlı adam utanarak başını yere eğdi:

– Efendim bizim terazimize koyacak ağırlığımız yok, sizden bir kilo şeker almıştık onu ağırlık olarak kullanıyoruz, der.

Bakkal utancından ne yapacağını şaşırır ve yaşlı adamdan özür diler.

Sonuç: Bakkalın yaptığı sahtekarlık yanına kar kalmamış, yaptığı hile ona geri dönmüş ve ne ektiyse onu biçmiş.

Cemre 

5.sınıf

Vakıfbank Ortaokulu

 

10
BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ by Yasemin Poyraz - Illustrated by YASEMİN POYRAZ SARI - Ourboox.com

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar

İstanbul’daki Fatih Medresesi’nin her odasında dört beş talebe beraber kalırmış. Bu talebeler memleketlerinden getirdikleri fasulye, bulgur, mercimek, nohut vesaireyi beraber pişirirler, beraber yerler ve her hafta içlerinden birisi nöbet tutarak bu işleri yaparlarmış.

Geceleri ders çalışmak için yaktıkları mumların parasını da aralarında toplayıp, o haftaki nöbetçi talebeye verirlermiş.

Bu talebelerden birisi çok açıkgözmüş. Her gece şamdanların dibinde kalan kırıntı mumları toplar, eritir (bilgi yelpazesi. com) ve onlardan uydurma bir mum yaparak parayı cebine indirirmiş. Fakat onun yaptığı mum, yeni mumlar gibi uzun müddet odayı aydınlatamaz, erkenden sönermiş.

İşin farkına varan arkadaşları, bir gece yine yatsı namazından sonra karanlıkta kalınca, hesap sormaya başlarlar:

– Biz sana para verdik, ne diye mum almadın?

– Aldım işte, ne yapayım mumlar küçülmüş, bu kadar yanıyor.

İçlerinden birisi:

– Tabii o kadar yanar, çünkü “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” demiş

Mert

5.sınıf

Vakıfbank Ortaokulu

 

 

12
BİR ATASÖZÜ BİR HİKAYESİ by Yasemin Poyraz - Illustrated by YASEMİN POYRAZ SARI - Ourboox.com
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content