TENCERECİK MASALI
Pireler berber iken, kimse tıraş olmazmış. Taş ne kadar kaynasa da yine aş olmazmış. Alında bıyık bitmez, çenede kaş olmazmış. Kim demiş ki seçilen pirinçte taş olmazmış. Kaya gölge etmesin, deniz yatsın kumsala, rüzgâra yol verin ki; haber salsın dört bir yana. Konuşanlar çok ise, dinleyen yok demektir. Var ise dinleyenler başlayalım masala…
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ülkenin birinde çok fakir bir köyde en az o köy halkı kadar fakir bir ana ile kızı birlikte yaşarlarmış. Öyle fakirlermiş ki evlerinin çatısı oyuk oyuk. Camları kırık dökükmüş. Rüzgâr bir camdan çıkar öbür camdan çıkarmış. Akşamları sofra kurduklarında, kuru ekmek belki birazcık katık olurmuş. Bunun dışında hiçbir şeyleri yokmuş.
Bir tanecik koyunları hariç. Kapılarında bekleyen, onun yününü kırptıkları, sütünü aldıkları bir tanecik koyuncazları varmış bu anayla kızın.Ana o koyunun yününü kırpar, eğirir yün yapar, kızı da pazara götürür satarmış. Kazandıkları para ile bir somun ekmek, bazen de katık olsun diye peynir alıp getirirmiş. Yine günlerden bir gün ana yünleri kırpmış, yumak yumak ipler yapıp sepete koymuş. Sepeti kızına vermiş. Kızı sepeti almış pazara ipleri satmaya götürmüş. Kız pazarda ipliklerim var… yünlerim var… diye akşama kadar bağırmış. Kimsecikler gelip almamış. Kız tam ümidi kesmiş eve dönecekken yaşlı bir adam gelip “kızım ver bakayım iplerin hepsini” demiş. Cebinden epeyce bir para çıkarıp kıza vermiş. Kız parayı görünce çok mutlu olmuş. Annesinin sipariş ettikleri ekmekleri alıp, evine gidecekmiş. .
Ekmekçinin yanına gelmiş, tam parayı ekmekçiye uzatacakken… ekmek tezgahının yanında öyle bir şey var ki, gözünü ondan alamıyor. Güzel mi güzel, şirin mi şirin, parlak mı parlak bir tencerecik. Minicik tatlı mı tatlı bir tencere… kız tencereye bakınca iç geçirmiş.Bizim hiç böyle tenceremiz olmadı ki! Keşke keşke bu tencere bizim olsa demiş. Kız bir ekmek tezgâhına bakmış bir tencereciğe, bir ekmek tezgâhına bakmış bir tencereciğe, bir ekmek tezgâhına bakmış… dönmüş tencereciğe doğru yürümüş. Cebindeki bütün parayı vererek tencereciği almış ve güle oynaya evin yolunu tutmuş. Kucağındaki tencereciği seve seve evin kapısına varmış. İçeriye girince kızın annesi tencereyi görünce şaşırıp kalmış. “Kızım bu da ne? ben sana ekmek al diye iplikleri verdim. Ne yaptın iplikleri?” demiş.
“Anne ben iplikleri sattım ama işte bu elimde gördüğün tencereyi çok sevdim. Baksana bunda ne güzel yemekler yaparız” demiş. Annesi “ kızım sen iyi misin? Tencereye koyacağımız yemeği nerden bulacağız, bütün parayı tencereye vermişsin” demiş. Annesi epey bir sinirlenmiş, kızmış. Laf saymaktan bitkin düşmüş. Ne yapayım, ne yapayım derken tencereyi almış dışarı atmış. Tencere bir tarafa, kapak bir tarafa yuvarlanmış. Kız bu duruma çok üzülmüş. Yatarken hep tencereyi hayal etmiş. Acaba tencereciğe ne oldu diye gözüne uyku girmemiş. Üzüntüden ve açlıktan bir zaman sonra uyuya kalmış.
Biz kızımızı ve annesini bir tarafa bırakalım bakalım tencereciğin başına neler gelmiş?
Tencere yuvarlanınca kendisi bir tarafa kapağı bir tarafa düşüvermiş. Ertesi gün bir nine evin olduğu sokaktan geçiyormuş. Bakmış sokakta güzel bir tencere… nine tencereyi alıp eve getirmiş bir güzel yıkayıp, temizlemiş. İçine yaprak sarması sarıp koymuş. Tencereyi ocağa koymuş, pişirmiş. Tam kapağı açıp yemeğe oturacağı sırada tencerecik dile gelmiş. Nine, nine ben küçük fakir bir kızın tenceresiyim. Beni bıraksan, onlara gitsem de karınlarını doyursam olmaz mı, demiş. Nine, tencerenin dile gelmesine şaşırmış, ona inanmış ve kapının önüne bırakıvermiş. Tencere oradan tıkır tıkır yuvarlanmış, yuvarlanmış kızın evine gelmiş. Kapıyı çalmış.
Atsan beni sokağa
Geri de dönerim hemencik
Tık tık tık… Kız kapının sesini duyunca koşmuş kapının önüne gelmiş. Kim o ? –Tencerecik. İçinde ne var? – Sarmacık. Kız kapıyı açınca tencereciği gördüğüne çok sevinmiş. Sonra tencerecik ile bir şarkı söylemişler.
Benim adım tencerecik
İçimde vardır sarmacık. Kız tencereyi almış dolmaları başka bir tabağa boşaltmış annesi kızar diye tencereciği sokağa geri bırakmış. Ana kız oturup sarmaları afiyetle yemişler.
Tencerenin olduğu sokaktan bu sefer padişahın karısı geçiyormuş. Bakmış sokakta güzel bir tencere … yardımcısına baksana ne güzel bir tencere. Al bunu belki işimize yarar demiş. Yardımcısı tencereyi almış.
Hamama varmışlar. Hamamda sultan hanım elmaslarını, incilerini tencerenin içine koymuş. Tam hamama gireceği sırada tencere dile gelmiş.
Güzeller güzeli sultanım, ben yaşlı anası ile yaşayan küçük fakir bir kızın tenceresiyim.Beni bıraksan, onlara gitsem de onları şu fakir hayatlarından kurtarsam olmaz mı? Demiş. Sultan hanım tencerenin dile gelmesine çok şaşırmış. Vardır bunda da bir hayır diye düşünüp tencereyi bırakmış. Tencere oradan tıkır tıkır yuvarlanmış, yuvarlanmış kızın evine gelmiş. Kapıyı çalmış. Tık tık tık… Kız kapının sesini duyunca koşmuş kapının önüne gelmiş. Kim o ? –Tencerecik. İçinde ne var? –inci boncuk. Kız çok sevinmiş. İncileri, elmasları, altınları almış, giyinip süslenmiş.
Tencere ile kız yine birlikte bir şarkı söylemişler.
Benim adım tencerecik
İçimde vardır inci boncuk
Atsan beni sokağa
Geri de dönerim hemencik. Kız tencereyi yine sokağa bırakmış. Ertesi gün şehzade hamama gidiyormuş. Tencereyi sokakta görmüş. –Lala şu tencereyi alsana ne güzel tencere, demiş. Lala tencereyi almış hamama varmışlar. Şehzade hamamda bir güzel yıkanmış, sonra da üstünü giymiş. Tencerecik bu sefer şehzadeyi “hoooop!” içine alıvermesin mi? Tencere yine tıkır tıkır, kızın evine gitmiş. Kapıyı çalmış. Tık tık tık…
Kız kapının sesini duyunca koşmuş kapının önüne gelmiş. Kim o ? –Tencerecik. İçinde ne var? –Şehzadecik. Kız tencerenin kapağını açınca içinden yiğit bir şehzade çıkmış. Şehzade de kızı görmüş, kız ayın on dördü gibi güzel, üstünde elmaslar, inciler… o an kıza aşık olmuş. Kıza sormuş. Bana varır mısın? demiş. Kız da varırım deyince kır gün kırk gece düğün yapmışlar, yemişler, içmişler. Kız anasını da saraya aldırmış. O günden sonra bolluk içinde yaşamışlar. Tencereciği ne mi yapmışlar. Artık onu sakağa atmamışlar. Evlerinin baş köşesine koyup saklamışlar.
Gökten üç elma düşmüş.
Biri masalı anlatana, biri dinleyene, biride tencereciğe…
Published: Nov 27, 2021
Latest Revision: Nov 27, 2021
Ourboox Unique Identifier: OB-1235716
Copyright © 2021