BLOODTİSİRİUS

2 define avcısı LONDRA da hazine arayışına çıkmış ve tüm ülkeyi dolaşan bir tünel keşfetmişlerdi. Çevredekilerin ihbarı üzerine baş komser Criss ve 9 kişi olay yerine gelmiş ve tünel girişinden içeriye doğru yürümeye başlamışlardı. Yarım saat düz ilerledikten sonra 2 define avcısının cesetleri bulunmuştu. Kafalarına kaya düşmüş olabileceğini düşündüler ama bu olanaksızdı. 2 adamını vücudundan 1 damla kan akmamıştı. Kansızlıktan ölen bu iki define avcısı daha önce 2 kez hapise girmiş ama define avcılığına devam etmişlerdir. Daha sonraki günlerde Michel Robert’ın çiftliğinde gece saatlerinde 3 ineğininde kansızlıktan öldüğü tespit edildi. Baş komiser Criss bu durumu A1 labatuvarına bildirdi. A1 labaratuvarı sıradışı cinayet kanıtlarını inceler ve olaylarda kurban gidenlerin ölüm anlarını dakikasina dakikasına tahmin eder.

A1 labaratuvarı bu ölümleri yorumlayamamıştı. Olaydan 1 ay sonra Bay Wich’in karısı ve 5 çocuğu kansızlıktan ölmüştü ama bu sefer Bay Wich neler olanların her saniyesine tanık olmuştu .

“Heyy, Bay Wich. Bize olanları anlatabilirmisiniz ?”

“…”

Olaya Baş komiserin yardımcısı dahil oldu.

“Komiserim sanırım gördüğü şeyler yüzünden dilini yutmuş.”

“Peki o zaman…Bay Wich suçluyu bizim için çizermisiniz”

Adam eline kağıt ve kalemi aldı dakikalarca bir şeler çizip sildi. 20 dakikanın sonunda resmi tamamlamıştı. Bay Wich’in gerçekten çizme yeteneği vardı. Çizdiği şey uzun beyaz tenli çok uzun parmakli insansı bir yaratıktı. Bu çizim hemen A1 labaratuvarlarına gönderildi.Gelen cevap ise “Bize gönderdiğiniz

resmi bilgisayara geçirip A3 labarutavlarına gönderdik. Onlar bu canlıyı yakalama işlemlerine yarın başlayacaklar.” oldu.

Baş komiser tüm insanlar Essex halkına devlet çıkmalarını söyleyene kadar evlerinde kalmalarını söyledi. Bir kaç gün sonra Essex şehrine A3 labaratuvarlarından Prof.Arthur geldi.Olay yerlerini inceleyecekti.

“Merhaba Bay Criss.”

“Baş Komiser demenizi rica ederim.”

“Peki Bay Criss”

“Sizi tanıyabilirmiyiz Bay…”

“Arthur”

“Bay Arthur”

“Ben 7 yıl A3 labaratuvarlarında çalıştım.

Sarı saçlıyım ve saçımı genellikle kısa kestiririm uzun saç sevmem çünkü ya gözüne girer yada kaşındırır öyle değilmi?

2 çocuğum var. Martin ve Roxy. Karım şuan hamile çocuğun adını Criss koyucam(!)”

“Ne!?”

“Sadece takılıyorum dostum.

“Sizi nasıl labaratuvarlara almışlar aklım almıyor doğrusu.”

“Efendim”

“Yok Bişey”

“Bende öyle tahmin etmiştim,Sanırım buralarda kasızlıktan ölen insan vakaları varmış. Hayvanlarda vardı değilmi unutmuşum.

Criss duygusuzca Arthur’A baktı ve arkasını dönüp uzaklaştı.

Arthur’un Criss’e ihtiyacı vardı onu kaybedemezdi.Hafif bir öksürük ile boğazını temizledi.Criss bir anda durdu ve arkasını döndü.

“Pardon Bay Criss biraz gevezelik yapmış olabilirim bende böyleyim ne diyelim.”

“Biraz derken”

“Tamam biraz fazla yapmış olabilirim.”

“Evet”