OKÇULUK SPORU by Nuray Özdemir - Illustrated by SUDENAZ ÖZDEMİR 10/G 444 - Ourboox.com
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

OKÇULUK SPORU

by

Artwork: SUDENAZ ÖZDEMİR 10/G 444

  • Joined Mar 2021
  • Published Books 16

OKÇULUK SPORU

Okçuluk, kökeni insanoğlunun avcılık günlerine dayanan, oku bir yay aracılığıyla hedefe göndermeyi amaçlayan spor dalıdır. 

2

 

3

 OKÇULUK

Türklerin ata sporu olan okçuluk, yüzyıllar boyunca bu geleneksel özelliğini muhafaza etmiş, gerek tarihimiz içinde, gerekse İslam dininde özel bir yere sahip olmuştur. 
    Türk tarihinin Orta Asya’ya uzanan derinliklerinde, önceleri bir savaş aracı olarak kullanılan ok ve yay, ateşli silahların keşfinden sonra, giderek bir spor dalı olarak kültürümüz içindeki yerini almıştır.

4
OKÇULUK SPORU by Nuray Özdemir - Illustrated by SUDENAZ ÖZDEMİR 10/G 444 - Ourboox.com

 Tarihsel belgeler incelendiğinde, Türklerde okçuluğun M.Ö. 5000 yıllarında başladığı ve okçuluk ile ilgili ilk kuralların Oğuzlar ile gerçekleştiği görülür. Oğuzlar’ın Müslümanlığı kabulünden sonra ise daha da gelişen okçuluk, en parlak devrine Osmanlılar ile ulaşır.

6

 

 

 

Okçuluk, İslam dininde çok önemli bir yer tutmaktadır; öyle ki, adeta yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmiştir. Bizzat Hz. Muhammed de ok atmış, savaşlarında kullanmış ve ok atma konusunda birçok hadis-i şerif beyan etmiştir. Özellikle, “Evinizdeki kölenize bile ok atmayı öğretiniz” buyurmaları okçuluğa verilen özel önemin simgesi olmuş; yine bir başka hadislerinde “Bizim hakkımız gibi, çocukların da bizde hakları vardır, ki o hak, ona yazı yazma ile ok atmayı öğretmek ve helal miras bırakmaktır” demiştir.

7
OKÇULUK SPORU by Nuray Özdemir - Illustrated by SUDENAZ ÖZDEMİR 10/G 444 - Ourboox.com

OKÇULUK

 

Osmanlılar döneminde, okçuluğu ciddi kurallara bağlayarak yarışma esası içine alan ve tesis kuran hükümdar Fatih Sultan Mehmet’tir. Her ne kadar Fatih’ten önceki bazı hükümdarların dönemlerinde çeşitli okçuluk yarışmaları yapılmış ise de, saha ve tesislerin oluşturulması Fatih Sultan Mehmet’in emri ile başlar. İstanbul’un fethinden hemen sonra, Kasımpaşa semtinde kurulan ve bugün ancak çok az bir bölümü korunabilmiş olan Ok Meydanı, Fatih’in bu spora verdiği büyük önemin bir göstergesidir.

9
OKÇULUK SPORU by Nuray Özdemir - Illustrated by SUDENAZ ÖZDEMİR 10/G 444 - Ourboox.com

OKÇULUK

Fatih’ten sonraki hükümdarların hemen tümü bu sahayı genişletip ilave tesisler yapmışlar, diğer kentlerde de sahalar kurmuşlardır. Sultan II. Bayezit döneminde bununla da yetinilmemiş, okçular özel olarak himaye edilmiş, okçuluk malzemeleri imalatı ile uğraşan sanatkârlar bir araya toplanarak, kendilerine her türlü olanak sağlanmıştır. Hatta bu amaçla, sanatkârların neredeyse tümü İstanbul’a getirilmiş ve Bayezit Camii’nin arkasına inşa edilen Okçular Çarşısı’na yerleştirilmişlerdir. 15. ve 16. yüzyıllarda İstanbul’da sayıları 500’ü bulan ok ve yay imal eden atölye ile özel olarak okçuluk eğitimi yapılan okulların bulunduğu gerçeği dikkate alınacak olursa, bu spor dalında ne denli zengin bir geçmişe sahip olduğumuz kolayca anlaşılacaktır. 

 

11

12

OKÇULUK

 

Daha önce de belirtildiği gibi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde hükümdar ve sadrazamların birçoğu okçu idi. Bunların içinde özellikle Sadrazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın (1592-1644) okçuluk tarihi içinde özel bir yeri bulunmaktadır. Kara Mustafa Paşa, sadrazamlığı döneminde okçuluk ile ilgili bir ferman (kanun) yayınlamıştır. Bugün, aslı Topkapı Müzesi arşivinde bulunan bu ferman, spor ile ilgili ilk kanun olma özelliğini taşımaktadır. Osmanlı döneminin ünlü okçuları içinde, Tozkoparan İsmail, Bursalı Şüca gibi isimler en çok bilinenlerdir.Hayvan boynuzu, sinir gibi organik maddeler ve ahşap malzemenin sentezi ile imal edilen eski Türk yaylarının inanılmaz teknik güçleri, bugün dahi, okçuluk tekniği ile ilgilenen dünya otoritelerini hayretler içinde bırakmaktadır. 

13
OKÇULUK SPORU by Nuray Özdemir - Illustrated by SUDENAZ ÖZDEMİR 10/G 444 - Ourboox.com

OKÇULUK

Günümüzün ileri teknolojisi ile üretilen yaylarla 250-300 m mesafeye zorlukla ok atılırken, eski Türk yayları ile 800-900 metrelere ok atılabilmesi bu hayretin temel nedenini oluşturmaktadır. Okçuluk tarihimize dikkatle göz atıldığında, Fatih Sultan Mehmet’ten II. Bayezit’a uzanan dönemin ciddi bir “Planlama Dönemi”, II. Bayezit’ten II. Selim’in ölümüne değin geçen sürenin ise “Gelişme Devri” olarak değerlendirildiği görülür. Daha sonraki hükümdarlar da okçuluk ile ilgilenmişler, ancak III. Selim’in tahta geçmesinden II. Mahmut’un ölümüne kadar geçen süre “Yeniden Yükselme Devri” olarak tarihe geçmiştir. Daha sonra II. Abdülhamid’ten V. Mehmet’in ölümüne kadar geçen süre ise okçuluğun “Duraklama ve Gerileme Devri” olmuştur, Osmanlı’nın son döneminde ise okçuluk sanatkârları artık ellerindeki sanatı bırakarak başka işlere yönelmişler, bu işi yürüten kişi sayısı 3-5 kişiyle sınırlı kalmıştır.

15

16

OKÇULUK

Cumhuriyet dönemiyle birlikte, 1923-1937 yılları arasında, eski Türk okçularının ailelerinden gelen üç beş kişi, aralarına hevesli gençleri de alarak, İstanbul’un çeşitli semtlerinde ok atışları yapmışlar ve geleneksel sporumuzu yürütmeye çalışmışlardır. Türk okçuluk tarihinin efsanevi ismi Tozkoparan’ın ikinci kuşak torunları olan İbrahim ve Bekir Özok ile, Türk okçuluğuna ilk kitabı armağan eden Mustafa Kani’nin torunu Vakkas Okatan, bu spora yakın ilgi duyan Prof. Necmettin Okyay, Hafız Kemal Gürses ve yine o devrin Beyoğlu Vakıflar Müdürü ve Milli Sporlar Federasyonu Başkanı Baki Kunter’in girişimleri sonucu kurulan Okspor Kurumu adındaki kulüp, Cumhuriyet dönemimizin ilk ciddi adımı olmuştur. İstanbul Beyoğlu Halkevi’nde, Ulu Önder Atatürk’ün direktifleri ile, milli sporumuz okçuluğu yeniden canlandırmak amacıyla 1937 yılında kurulan bu kulüp, Atatürk’ün ölümünden sonra himayesiz kalarak dağılmıştır. İlk bayan okçumuz olan Betül Diker (Or), o yıl yapılan 19 Mayıs gösterilerindeki atışları ile Atatürk’ün dikkatini çekmiş ve Ulu Önder, Halim Baki Kunter’e “Bu kız ile ilgilenin!” talimatını vermiştir 

17

Okçuluk Sporunda Kullanılan Malzemeler  

Yay: Yay’ın esnek malzemesi kauçuktan yapılmaktadır ve ‘’Misrin’’ adı verilmiştir. Kullanılan yaylar da ise fiber, ahşap, karbon ya da çelikten üretilmektedir. Yay Kocaeli’nin Gerede ilçesinde yetişen Akça ağaçtır. Yay’ın en önemli malzemesi tutkaldır.

Tutkal: Yay ağacına esneklik veren tutkalın özellikle Gelibolu civarında bulunan Çakal (Çokal) köyünde yapılanı tercih edilmektedir.

                        

18

Sinir: Yay’a elastikiyet vermesi için ineklerin veya öküzlerin ayak bileklerinden, diz kapaklarına kadar bölüm alınır. İyice temizlendikten sonra kaynatılarak eritilir. Kurutulan sinir, kuruyan yay’ın dış kısmına titizlikle döşenir.

Kemik (Boynuz): Yay kemiği için öküzlerin ve mandaların boynuzlarının dış kısmı tercih edilir. Kaynatılarak yumuşatılan boynuz ve düzeltilir. Çakal tutkalı ile yapıştırılır ve üzeri raspa edilerek kullanıma hazır hale gelir.

 Ok veya Oklar: Kullanılan oklar fiber, tahta, alüminyum karbon yada çelikten üretilmektedir. En kıymetli oklar; Çanakkale’nin Bayramiç ilçesi Çavuş köyü mevkiinde Kumunç Dağından kesilen çamlardan yapılmaktadır. Okların uzunlukları 60 ila 71 cm aralığında ağırlıkları ise 20 ila 28 gram arasında değişmektedir. Her ok her yay da kullanılmaz, yayın ağırlığı azaldıkça okun da ağırlığı azalır. Örneğin altı dirhem ağırlığındaki ok, yüz dirhem; beş dirhem ağırlığındaki ok da doksan dirhem ağırlığındaki yay ile atılır.

Ok başında önceleri çakmak taşı kullanılırken daha sonraları    demir, bronz ve çelik kullanılamaya başlamıştır. Ok başı küçük ve kemikli olana ‘’peşrev’’ adı verilmektedir. Ok ucunda bulunan sivri ve sert malzemeler ok başının önce uçmasını ve vardığı hedefe saplanmasını sağlanmaktadır. Okun bu parçasına ‘’temuren, temren” adı verilmektedir.

Ok’un sap tarafında bulunan yelek adı verilen kuş tüyleri ve kanatçıklar ok’ un havada düzgün ve stabil uçması sağlamaktadır. Sert ve zırhlı elbise gibi hedefleri delmek için sap tarafına,  kurşun topuzlar kullanılarak atılan oklara kurşunlu ok adı verilmektedir.

19

Oklar boyları ile 3 çeşitte sınıflandırılırlar

Tarz-ı has; Ok boğazı ince olan, uzunluğunun üçte birinden sonrası kalınlaşan ve baldırına doğru incelen oklara tarz- has adı verilmektedir.

Kiriş endam; Boğazı, göğsü ve baldırı aynı incelikte olan oklara kiriş endam adı verilmektedir.

Şem endam; Boğazı ince, uzunluğunun üçte bir kısmı tok ve uca doğru inceleşen oklara şem endam adı verilmektedir.

Hedef: Atılan okun hedef üzerinde durmasını sağlayan, iskelet ile güçlendirilen üzerinde faklı renkler ve içi içe dairelerden oluşan üzerinde puanlar bulunan hedeftir. Her daire aynı renkte olup, rakamlar dıştan içe doğru azalır. 10 ve 8 numara kırmızı renkte, 8 ve 7 numara kırmızı, 6 ve 5 numara mavi, 4 ve 3 numara siyah, 2 ve 1 numara beyaz renktedir.

20

Diğer Malzemeler: Her sporcu diğer sporculara avantaj sağlamaması durumunda eldiven, güneş gözlüğü kullanabilir. Sopasını deri ile kaplayabilir.

 

      

21

Okçuluk Sporunda Kullanılan Terimler

Alan Okçuluğu: Belli alan içinde, değişik yönlerdeki birbirinden bağımsız değişik büyüklükte bulunan dört farklı hedefe ok atmayı amaçlayan, bireysel okçuluğun gelişmesinde önemli olan ir çeşit okçuluk türüdür.

Hedef Okçuluğu: Belli alan içerisinde, bellirli alan seçerek, atılan ok sonrasında sayı toplama amacı olan okçuluk türüne verilen addır.

Avcı Turu: İki bölümden oluşan, her iki hedefe de aynı eşitlikte olan, atışın yapıldığı okçuluk türüne verilen addır.

Baş: Yay üzerinde kirişin takılan bölümüne verilen addır.

Çapa: Kirişin yüzümüzde hedefi görebilecek şekilde, sabit ve düzgün bir noktaya çekilmesi durumuna denir.

Çekiş Uzunluğu: Yay ile oku tutan parmaklarımız arasındaki sert ve düzgün çekiş mesafesine verilen addır.

Dayanak Noktası: Yay gerilirken el bölgemizin, çenemizin üzerine yerleşmesiyle oluşan kirişin yüzümüze temas ettiği olaya denir.

Finaller: Okçulukta, 8 ayrı okçudan meydana gelen çeyrek final, 4 okçudan meydana gelen yarı finaller, kaybedenlerin ise kaybedenlerle eşleştiği bronz madalya finalleri ve centilmence kazananların yarıştığı altın madalya finalinden oluşan kısıma denir.

22

 

14-18 yaş arası sporcular için

Her mesafede atılan ok sayısı

Hedefin yüzeyinin çapı FITA Erkekler 90 metreye 36122cm, 70 metreye 36122cm, 50 metreye 3680cm, 30 metreye 3680cm

FITA Bayanlar 70 metreye 36122cm, 60 metreye 36122cm,  50 metreye 3680cm, 30 metreye 3680cm

FITA I Kapalı Mekan18 metreye 3040 cm FITA II Kapalı Mekan 25 metreye 3060 cm Değiştirilmiş FITA Kapalı Mekan18 metreye 3080 cm

23

Okçuluk Oyun Kuralları-Okçuluk Nasıl Oynanır Nedir 

Hakem tarafından her sporcu müsabaka esnasında önceden numaralandırılmış hedefler ile eşleştirilir. Müsabaka öncesinde aynı hedefle birden fazla sporcu eşleştirilebilir. Her sporcu belirlenen kurallar çerçevesinde ok atmaktadır. Atılan ok sayısına göre aşılmaması gereken süre bulunmaktadır.

Atış çizgisine gelip, okları toplamak ve hedefe yürümek için hakemler tarafından 1- 2 defa sinyal sesi çalınır. Okların hedeften çıkarılması hakem ile birlikte ve sporcu tarafından yapılmaktadır. Puanlar önceden amacına göre hazırlanan formlara, büyükten küçüğe göre sıralanarak yazılmaktadır.

24

Düzenlenen formlar sporcuya verilir veya hedefe iliştirilir. Okların puanlaması yazılırken iki puanı birbirinden ayıran çizgiye isabet eden oklar için yüksek puan yazılmaktadır. Okun puanlaması esnasında herhangi bir fikir ayrılığı varsa hedefe yakın olan hakemin kararına başvurulur. Bu sebep ile hedefe saplanan okların puanları sayılıp hesaplanırken onları eklemek veya çıkartmak kural dışıdır.

Yerden sektikten sonra hedefe saplanan oklar için sıfır puan sayılır. Ok hedefi (saman gövdeyi) tamamen delip geçmişse bu durum hakemler tarafından veya müsabık okçular tarafından görülmesi durumunda bu okun puanı 7 olarak kabul edilmektedir.

25

 

 

Atılan ok hedefte bulunan herhangi bir oka çarpması durumunda, hedef kağıdına ulaşamaz ise çapmış olduğu okun bulunduğu sayıyı almış sayılmaktadır. Dalgınlık veya dikkatsizlikten dolayı hakemin kendisi için belirlediği hedef dışına ok atan sporcu atılan okun puanını alamaz.

Eğer ki sporcu öne görülen ok sayısından fazla ok atmışsa örneğin 6 ok atılması gerekirken 7 ok atılması durumunda en puan aldığı ok değerlendirmeye alınmaz.  Sporcu atış hattını terk ettikten veya atışların bittiğini belirleyen sinyal sonrasında eksik ok attığını fark etmesi durumunda eksik okunu atamaz. Bu hakkı kaybolur. Yine hakemin bitiş sinyalinden sonra atış yaparsa hedefte bulunan en fazla puan aldığı ok değerlendirme dışı bırakılır.

26

27

KAYNAKÇA 

https://www.youtube.com/watch?v=pVn-2nD8XC0

https://www.adrenalinburada.com/okculuk-nedir-okculuk-sporu-nedir-okculuk-sporu-nasil-oynanir-okculuk-sporu-kurallari-nedir-okculuk-sporu-tarihi-okculukta-kullanilan-malzemeler-nedir

https://www.bilgidahisi.com/galeri-1.html

https://www.google.com/search?q=osmanl%C4%B1+d%C3%B6neminde+ok%C3%A7uluk&tbm=isch&ved=2ahUKEwjH-NTgsJHwAhW1gHMKHfwRCWkQ2-cCegQIABAA&oq=OSMANLI+D%C3%96NEM%C4%B0NDE+OK%C3%87&gs_lcp=CgNpbWcQARgBMgQIABAYMgQIABAYOgQIABBDOgIIADoFCAAQsQM6BwgAELEDEEM6BggAEAgQHlCusTxYvpE9YKSzPWgAcAB4AIABpwKIAaEfkgEGMC4xMi45mAEAoAEBqgELZ3dzLXdpei1pbWfAAQE&sclient=img&ei=ryyBYIflD7WBzgP8o6TIBg&bih=600&biw=1280#imgrc=GTyBuWQEcRWMlM

28
This free e-book was created with
Ourboox.com

Create your own amazing e-book!
It's simple and free.

Start now

Ad Remove Ads [X]
Skip to content