DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ
Gün içerisinde yaptığımız yürüme, koşma, yazma ve konuşma gibi hareketlerimiz iskeletimiz ve iskelete bağlı kaslar tarafından gerçekleştirilir. Destek ve hareket sistemimiz; iskelet sistemi ve kas sisteminden oluşur. İskelet sistemi ise; kemik, kıkırdak ve eklemlerden oluşur.
İSKELET SİSTEMİ
İskelet sistemimiz vücudumuzun çatısını oluşturur. İnsan iskeleti kemik ve kıkırdaktan oluşmaktadır. Kemiklerimiz kıkırdak dokunun sertleşmesi ile oluşur. Yeni doğan bebeklerin kafatasının üst kısmı bıngıldak adı verilen yumuşak bir kıkırdak dokudan oluşur.
İnsan iskeleti baş iskeleti, gövde iskeleti ve üyeler (kollar ve bacaklar) iskeleti olmak üzere üç kısımdan oluşur.
İskeletin Görevleri
• Vücudumuza şekil verir.
• Vücudumuzu dik tutar.
• Beyin, omurilik, kalp gibi yaşamsal önem taşıyan organlarımızı korur.
• Kaslar ve eklemlerle beraber hareketimizi sağlar.
• Kan hücrelerini üretir.
• Kalsiyum, fosfor, magnezyum gibi mineralleri depolar.
• Kaslarımız ve iç organlarımız için tutunma yüzeyi sağlar.
KEMİĞİN YAPISI
Kırmızı Kemik İliği: Kan hücresi üretir. Süngerimsi kemik içerisinde bulunur.
Süngerimsi Kemik: Uzun kemiğin uç kısımlarında bulunur. Sünger gibi gözenekli yapıya sahiptir.
Kemik Zarı: Kemiğin enine büyümesini ve beslenmesini sağlar. Kemiğin üzerini örter. Kemik kırıldığında onarır.
Sert (Sıkı) Kemik: Uzun kemiğin ortasında bulunur. Sert ve sağlamdır. Yapısında gözenekler bulunmaz.
Sarı Kemik İliği: Uzun kemiğin ortasında bulunur. Yağ depolar, ihtiyaç olursa kan hücresi üretir.
Kıkırdak Doku: Kemiğin uç kısımlarında bulunur. Kemiğin boyuna büyümesini sağlar.
Kan Damarları: Kemik hücrelerine besin ve oksijen taşır.
”Yetişkin insan iskeletinde 206, yeni doğmuş bebeklerde ise 300 kemik bulunur.”
1.KEMİKLER:
Kemikler kıkırdağın sertleşmesi sonucu oluşur.
Anne karnında kıkırdak doku kalsiyum (Ca) birikerek kemiğe dönüşür.
Kemikleşme yirmili yaşlara kadar devam eder.
KEMİKLERİN GÖREVLERİ:
– İskeletimizi oluşturan kemikler vücudumuzun dik durmasını sağlar.
– Kaslara ve diğer organlara tutunma görevi yapar.
-Kan yapımında görevlidir.
-Vücudumuz için gerekli kalsiyum(Ca), magnezyum(Mg), fosfor(P) gibi mineraller kemikte depo edilir.
-İç organları dış etkilere karşı korur. (Örn. Kafatasının beyni, göğüs kafesinin kalbi ve akciğerleri koruduğu gibi)
-Kemikler kaslar ile hareket etmemizi sağlar.
Kemikler yapı ve şekillerine göre 3’e ayrılırlar.
1. Uzun Kemik:
-Boyu eninden fazla olan kemiklerdir.
-İçlerinde sarı kemik iliği bulunur.
-Kol ve bacak kemikleri (Uyluk, kaval, baldır, dirsek, ön kol, pazı) uzun kemiktir.
-İnsanda en uzun kemik uyluk kemiğidir.
Resim: Kol kemiği
2. Kısa Kemik:
– Eni boyuna yakın olan kemiklerdir.
–El ve ayak bilek kemikleri, omurlar kısa kemiktir.
3.Yassı Kemik:
-Yassı şeklinde olan kemiklerdir.
-Yapısında sarı kemik iliği yoktur.
-Kafatası, kaburga, kürek ve leğen kemiği yassı kemiktir.
2.EKLEMLER:
Kemiklerin birbirine bağlandığı yere ‘eklem’ denir.
Hareket yeteneklerine göre 3’e ayrılır.
1. Oynar Eklem:
– Hareket yeteneği fazladır.
– Kemikler arasında boşluk ve eklem sıvısı bulunur.
– Eklem sıvısı ve eklem kıkırdağı kemiklerin aşınmasını önler.
– Kol, bacak, parmak, bilek ve omuzda bulunur.
2.Yarı Oynar Eklem:
– Hareket yeteneği çok azdır.
– Kemikler arasında eklem kıkırdağı bulunu, eklem sıvısı bulunmaz.
– Göğüs kafesi, boyun, omurgadaki eklemler ve alt çene yarı oynar ekleme sahiptir.
3. Oynamaz Eklem:
– Hareketsiz eklemlerdir.
– Oynamaz eklemler arasında eklem sıvısı bulunmaz.
– Testere dişleri gibi birbirine bağlanmıştır.
– Kafatası, yüz, kaşça ve kuyruk sokumu oynamaz eklemlerdirler.
3.KIKIRDAK:
Kıkırdak esnek bir yapıya sahiptir.
– Kıkırdak kemik uçlarında kemiğin boyuna uzamasını sağlar.
– Kaygan bir yapıya sahip olduğu için kemiklerin birbirine sürtünerek aşınmasını önler.
– Kıkırdak iskelete esnek bir yapı oluşturarak kırılmasını önler.
– Kıkırdak uzun kemiklerin ve kaburga uçlarında, burun, kulak ve soluk borusunda bulunur.
– Kaburga uçlarında bulunan kıkırdak, soluk alıp vermede esneklik kazandırır.
4. KASLAR:
– Kaslar kasılma ve gevşeme yeteneğine sahiptir.
– Kemiklerin ve iç organların çalışmasını sağlar.
– Kaslar yapı ve çalışmasına göre 3’e ayrılır.
1.Kalp Kası:
– Yapısı çizgili kasa, çalışması da düz kasa benzer.
– Kırmızı renklidir.
– Hızlı ve ritmik çalışır.
– Yorulmaz.
– İsteğimiz dışında çalışır.
– Kaslar çiftler halindedir.
2. Çizgili Kas:
– Kırmızı renklidir.
– Kemiklere tendonla bağlıdır.
– İsteğimizle çalışır.
– Hızlı çalışır, çabuk yorulur.
– Çiftler şeklinde bulunur.
– Birbirlerine zıt olarak çalışır.
– Kaslardan biri kasılırken diğeri gevşer.
3. Düz Kas:
– İç organlarımızda bulunur.
– İsteğimiz dışında çalışır.
– Beyaz renklidir.
– Yorulmazlar, sürekli, yavaş ve ritmik çalışırlar.
– Mide, bağırsaklar, soluk borusu, yemek borusu, idrar kesesi ve damarlarda bulunurlar.
KONU SONU OYUNLARLA DEĞERLENDİRME
Sindirim Sistemi
Vücuda alınan büyük moleküllü yiyecekleri kana ve hücrelere geçebilecek kadar küçük parçalara ayrılmasına sindirim denir. Sindirim yapan yapı ve organların oluşturduğu sisteme Sindirim Sistemi denir. Sindirimin amacı besinleri kana ve hücreye geçmesini sağlamaktır.
SİNDİRİM ÇEŞİTLERİ
MEKANİK (FİZİKSEL ) SİNDİRİM :
Besinlerin vücudumuzda kullanılması amacıyla çiğneme ve kas hareketleri sonucu daha küçük parçalara ayrılması olayına fiziksel ( mekanik ) sindirim denir.
Fiziksel sindirim; ağızda dişler yardımıyla, midede kasların kasılıp gevşemesiyle ve ince bağırsakta karaciğerden gelen safra salgısının kullanılmasıyla gerçekleşir.
KİMYASAL SİNDİRİM:
Besinlerin ‘ enzim ’ adı verilen özel salgılar yardımıyla yapı taşlarına kadar parçalanması olayına kimyasal sindirim adı verilir. Bu sindirim olayının amacı besinlerin hücre zarından geçebilecek kadar küçük olmasını sağlamaktır.
Enzim: Her enzim her besine etki etmez. Örneğin karbonhidratları parçalayan enzim, protein ya da yağların sindirimini sağlamaz. Bu durumu anahtar – kilit ilişkisine benzetebiliriz. Her anahtarın her kilidi açamaması gibi her enzimde her besini sindiremez. İnce bağırsakta protein, yağ ve karbonhidratlar sindirilir ancak her birine etkiyen enzim birbirinden farklıdır. Her besinin enzimi farklıdır. Enzimler ağızda tükürük salgısında , midede mide öz suyunda, ince bağırsakta pankreas öz suyunda bulunur. O halde ağızda, mide de ve ince bağırsakta kimyasal sindirim yapılıyor diyebiliriz.
SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI
– AĞIZ:
Ağızda dişler sayesinde mekanik sindirim gerçekleşir.
Sindirim sisteminin ilk bölümüdür. Burada bulunan dişler besini ısırma ve çiğneme yoluyla mekanik sindirim yapar. Dişlerimizi besinleri kısaca öğütür. Besin tükürük bezlerinden salgılanan tükürükteki enzimler sayesinde karbonhidratlar kimyasal sindirime uğrar. Bu hâldeki besin, sindirim kanalından daha sonraki kısımlardan daha rahat geçer. Ağızda bulunan dil sayesinde de çiğneme sonrasında besin yutağa gönderilir.
YUTAK: Ağızdan alınan besinleri yemek borusuna ileten yapıdır. Sindirim yapılmaz.
YEMEK BORUSU :
Yutaktan karın boşluğunun yukarısına kadar inip mideye bağlanır. Burada besinler sindirime uğramaz. Yemek borusunda bulunan kaslar güçlü ve ritmik bir şekilde kasılarak besini mideye iletir.
MİDE :
Vücudun sol tarafında karnın üst kısmında yer alır. Kaslı yapısı sayesinde mideye gelen besinler çalkalama hareketiyle çorba kıvamına getirir. Bu olaya mekanik sindirim denir. Buraya gelen besinlerin içindeki protein enzimler yardımıyla kimyasal sindirime uğrar. Proteinlerin kimyasal sindirimine midede başlanır. Midenin içindeki mide öz suyu güçlü bir asittir.
Resim: Midenin vücutta bulunduğu yer
İNCE BAĞIRSAK:
Sindirim sisteminin en uzun organı ince bağırsaktır. Mideden gelen besinlerin tamamı ince bağırsağa gelir. İnce bağırsak kıvrımlı bir şekilde vücudumuzda yer alır neredeyse 7 metre uzunluğundadır. Tüm besinlerin kimyasal sindirimi ince bağırsakta tamamlanır. Karaciğerden gelen safra salgısı ince bağırsağa geçtiği için ince bağırsakta fiziksel sindirimde meydana gelir. Yağların hem fiziksel hemde kimyasal sindirimi ilk defa ince bağırsakta başlar. Besinlerin artık hücreden geçebilecek kadar sindirime uğradığı için kana geçtiği yer de ince bağırsaktır. Sindirilmiş besinlerin kana geçmelerine emilim denir.
Bu yüzden yüzeyi oldukça kıvrımlı ve geniştir. Her bir kıvrımda çok sayıda parmaksı uzantılar bulunur. Villüslardan sindirilmiş besin kana geçer.
KALIN BAĞIRSAK:
İnce bağırsakta sindirimi tamamlanarak kana geri emilen besinlerin dışında kalan sindirilemeyen besinler için kalın bağırsaktan geçer. Kalın bağırsak sindirilemeyen besinlerin içindeki su ve mineralleri emer. Su ve mineraller emildikten sonra kalan atıklara dışkı denir ve atılmak için anüse gönderilir.
ANÜS:
Kalın bağırsağın son noktasıdır ve sindirilemeyen atık buradan dışarıya atılır.
SİNDİRİME YARDIMCI ORGANLAR :
Asıl görevleri sindirim olmayan fakat salgıladıkları sıvılar sayesinde sindirime yardımcı olan organlardır.
KARACİĞER :
Safra sıvısını salgılar. Safra sıvısı yağların mekanik sindirimini gerçekleştirir. Salgıladığı sıvıları ince bağırsağa gönderir.
PANKREAS :
Pankreas salgıladığı pankreas öz suyunu bir kanal yoluyla ince bağırsağa gönderir. Pankreas öz suyunda bulunan enzimler proteinlerin, karbonhidratların ve yağların sindirimini gerçekleştirir.
KONU SONU OYUNLARLA DEĞERLENDİRME
Published: Mar 25, 2021
Latest Revision: Mar 25, 2021
Ourboox Unique Identifier: OB-1088604
Copyright © 2021