BİTKİ NEDİR?
herhangi bir arama motorundan tanımını rahatlıkla bulabileceğimiz bitkinin birkaç tanımını inceleyelim.
”kelime olarak ingilizce plant, latincede plantae karşılığı olan, fotosentez yapan, ökaryot (zar ile çevrili gerçek organeli olan hücreliler ), ağaçlar, çiçekler, otlar, eğrelti otları, yosunlar ve benzeri organizmaları içinde bulunduran, ekolojik istekler açısından büyük farklılıklar gösteren çok büyük bir sayıda üyesi olan canlılar alemidir.
bitkiler yeryüzünde yaşam anahtarıdır. bitkiler pek çok canlı organizma yaşamını sürdürmesini sağlar, fakat bitki gerekli besinlerini güneş ışığından yararlanarak kendisi üretmektedir.”
bu tanımda dikkatimi çeken tek bir cümle oldu. ”bitkiler yeryüzünde yaşam anahtarıdır.” bitkilerin dünyaya yararlarını hep duymuşuzdur. Peki gerçekte ne yapıyor da bizlere yarar sağlıyor bu bitkiler ? Okullarda öğretmenlerimiz tarafından öğrendiğimiz birkaç klasik bilginin dışında bu konuda tam anlamıyla pek bir bilgimizin olmaması ihtimaldir.
Bitkiler, fotosentez yaparak yaşamamız için gerekli oksijeni, rahatça nefes alabileceğimiz temiz hava ortamını oluşturur ve üretir. Yani güzel güneşli bir günde uyanıp rahat bir nefes alabiliyorsak bunları bitkilere borçluyuz.
Biz insanların yaşayabilmesi için temel ihtiyaçlardan biri hatta en önemlisi, sudur. su, hayattır. bitkiler, yağmurun oluşmasını sağlayarak bizleri suya kavuşturur. bitkilerin fazla olduğu yerlerde, yere düşen yağmur damlaları kuru havaya göre daha az buharlaşır. Bu nedenle bitkilerin sık olduğu yerlerde az buharlaşan büyük yağmur damlaları yeryüzüne fazla bir şekilde iner. Bu da bizim su kaynaklarımızın dolmasına neden olur böylece su ihtiyacımızın karşılanmasında bitkilerin büyük bir yardımı vardır.
Yapılan araştırmalara göre bitkiler, toprağın verimini oldukça arttırmaktadır. Örneğin bir çöl ve bir yağmur ormanını karşılaştırdığımızda canlı çeşitlilik farkını açıkça görebiliriz. Toprak verimi arttıkça biz insanlar bu verimli topraktan yararlanır ve yemek ihtiyacımızı da bu şekilde gideririz. Aynı zamanda bitkilerin verimli toprak sağlaması sonucu oluşan yeni bitkiler, protein, mineral ve vitamin deposudur.
İnsanların yaşamını devam ettirebilmesi için temel ihtiyaçlardan bir diğeri ise, barınmadır. Peki bitkiler nasıl olur da barınmada insanlara kolaylık sağlayabilir. Lifli bitkiler en önemli yapı malzemeleridir. Özellikle tropik ülkelerde gördüğümüz bambu yaprakları veya bambular tarafından yapılan evlerde birçok insan barınmaktadır. Veya hepimiz evinde mutlaka olan ahşap mobilyalar, eşyalar da günlük yaşantımızı kolaylaştırmakta ve konforumuzu sağlamaktadır.
Bunların dışında bitkiler yıllardır, medikal amaçlı kullanılarak birçok(psikolojik vb.) hastalığa, yaraya şifa olmuştur. Atalarımızdan gelen bu özelliğimiz hala devam etmekte ve hatta günümüzde bunu”alternatif tıp”diye de adlandırmaktayız.
Gördüğünüz üzere bitkiler, biz insanların yaşayabilmesi için gerekli olan her şeyi sağlıyor. Fakat biz onlara bunun karşılığında ne yapıyoruz. Kesiyor, yok ediyor ve farkında olmamıza rağmen kendi sonumuzu kendimiz getiriyoruz.
Başlangıçta birkaç bitki tanımından bahsetmiştim.
”bulunduğu toprağa kökleriyle tutunan, gelişip döl veren, yaşama süresi dolduktan sonra kuruyarak varlığı sona eren yosun, ot, ağaç gibi canlı varlıkların ortak adı.”
bu tanımda da dikkatimi çeken kısım şu oldu: ”..yaşam süresi dolduktan sonra kuruyarak varlığı sona eren..”
Her canlının kendisine verilen bir yaşam süresi var bizler nasıl oluyorsa bir başka canlının yaşayıp yaşamamasına rahatça karar veriyoruz. Yaşam süresi dolmadan canlıları öldürüyor ve yok ediyoruz, kurutuyoruz. Vahşi bir medeniyet olduğumuz doğru.
Şu ana kadar birçok bitki türü tükenmiş ya da oldukça az üyeleri kalmıştır, ki bu da başka tükenişler ve yok oluşların çok da uzak olmadığını gösterir. Bizler harekete geçmezsek tıpkı canlıları yok ettiğimiz gibi kendimizi de yok etme eşiğine getireceğiz. Buna bir son vermek için önce kendimizi değiştirmekle işe başlamalıyız.
Hala tehlike altında olan canlıları kurtarmak için bir şansımızın olduğunu ve yaşam varsa umudun da hemen yanında olacağını kendimize dikte edelim.
Kitabın ilerleyen sayfalarında nesli tükenmekte olan birbirinden güzel bitkileri derledim.
attenborough sürahi bitkisi (nepenthes attenboroughi)
filipinler’in palawan bölgesindeki bir dağın tepesinde yetişen bu etobur bitkiden bugün sadece birkaç yüz tane kaldığı sanılıyor. çanak şeklindeki gövdesinde biriktirdiği sıvıya giren hayvanlar bir daha kurtulamıyor. 30 cm büyüklüğündeki bu çanaklara böcekler ve sıçanlar düşüyor daha çok. bu bitkiyi 2007’de hristiyan misyonerlerin uyarısı üzerine bölgeye giden botanikçiler keşfetti ve doğa programlarıyla bilinen ünlü ingiliz yayıncısı david attenborough’nun ismi verildi.
intihar palmiyesi (tahina spectabilis)
madagaskar’ın kuzey batısında yetişen bu dev palmiye yaklaşık 50 yıl yaşıyor, sonra bir kez çiçek açıp ölüyor. 2005’te keşfedilen bu bitki 18 metreye kadar uzuyor ve dallarıyla on metre çapında bir alanı kaplıyor. Doğal ortamda 90 tane kaldığı bilinen bu palmiyeleri google earth’te görmek mümkün.
yeraltı orkidesi (rhizanthella gardneri)
bu ilginç orkide bütün ömrünü yer altında geçiriyor. çiçeklerini bile yer altında açıyor. mayıs-haziran aylarında krem ve kırmızı renklerde açan çiçekler etrafa keskin bir koku yayıyor. avustralya’nın batısında, süpürge çalılarının yetiştiği bir bölgede görülen bu bitkide klorofil olmadığı için güneşten enerji alamıyor. onun yerine çalı bitkisinin köklerinde yaşayan bir mantara parazitlik yaparak besleniyor. bu bitkinin sayısının 50’den az olduğu düşünülüyor.
golf topu (mammillaria herrerae)
meksika’nın queretaro dağlarında yetişen bu küçük beyazımsı kaktüs bitkisi, benzerliğinden dolayı golf topu olarak adlandırılıyor. küçük pembe çiçekleri nedeniyle bitki yetiştiricilerin gözdesi oldu ve yasa dışı olarak toplanmaya başladı. bu nedenle son 20 yılda bu bitki sayısında yüzde 95 düşüş görüldü.
denizanası ağacı (medusagyne oppositifolia)
bu ağaçların nesli tükendi diye düşünülyordu. ama 1970’lerde yeniden bulundu. kabuklu meyvesi kırıldığında ortaya çıkan görüntü denizanasına benzediği için bu adı aldığı sanılıyor. seyşeller’e bağlı mahe adasında bulunan bitkiden bugün sadece 86 tane kaldığı biliniyor.
acacia anegadensis
bu dikenli çalı bitkisi britanya virjin adaları’nda yetişiyor. deniz seviyesi yükseldiğinde bu bitkiler suyla kaplanıyor. yalnızca 10 kilometrekarelik bir alanda yetişen çalıların sayısı bilinmiyor, fakat botanik bahçelerinde de yetiştiriliyor.
mercan ağacı (erythrina schliebenii)
bu parlak çiçekli dikenli ağaç tanzanya’nın güney doğusundaki ormanlarda yetişiyor. 1998’de nesli tükendiği sanılan ağaca 2001’de yeniden rastlandı. bugün koruma altında olmayan bir bölgede 50 kadar yetişkin ağacın kaldığı sanılıyor.
maydanoz eğrelti otu (anogramma ascensionis)
bu minik eğrelti otu küçük bir maydanoz ağacına benziyor. sadece atlantik okyanusu’nun güneyindeki bir yanardağ adasında yetişiyor. 50 yıldır nesli tükendi sanılıyordu, ama 2009’da botanikçiler tesadüfen yeniden rastladı. uçurum kenarında, kuru ve rüzgarlı ortamda yetişen bitki koruma altına alındı ve sporlarını ürettiği sırada alınan küçük bir parça ingiltere’de ki botanik bahçesine gönderilerek yetiştirilmeye başlandı. bu bitkinin bugünkü sayısının doğal ortamda 40 civarında olduğu biliniyor.
UNUTMAYIN, DOĞANIN BİZE İHTİYACI YOKTUR, BİZİM ONA İHTİYACIMIZ VARDIR.
KAYNAKÇA
https://tr.wikipedia.org/wiki/Bitki
https://onedio.com/haber/nesli-tukenmekte-olan-9-bitki-512483
Bitki Nedir? Bitkiler nasıl sınıflanır? Bitki türleri nelerdir?
Published: Nov 20, 2020
Latest Revision: Nov 20, 2020
Ourboox Unique Identifier: OB-939441
Copyright © 2020
Hiç güzel bilgiler değil