“Sevgili öğrenciler, ülkemizi ve dünyayı etkileyen Covid-19 salgınının yaşandığı şu günlerde “salgın hastalık” kavramını her yerde duyuyoruz.
Araştırma konumuz;
Geçmişten günümüze dünyayı ve toplumları etkileyen salgın hastalıklar nelerdir, bu salgın hastalıkların toplumsal tarih üzerine etkileri neler olmuştur?”
Bu şekilde başlayan araştırma çalışmamızda öğrencilerimizden gelen çalışmalar işte bu e-kitapta toplanmış oldu.
Bu e-kitap bir Sosyal Bilgiler Projesi olup içerisindeki bilgiler öğrenciler tarafından hazırlanmıştır.
Derleyen: Eyüp KELEŞ
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
ÜLKEMİZİ VE DÜNYAYI ETKİLEYEN
SALGIN HASTALIKLAR VE TOPLUMA ETKİLERİ
DURU ELA BÜYÜKÇETİN
Sınıf: 7-B
Ders: Sosyal Bilgiler
16.04.2020
İSTANBUL
1-KARA VEBA SALGINI (İkinci Veba Salgını) 1347-1351
Asya Kıtası’nın güney batısında başlayarak 1340’lı yılların sonlarında Avrupa’ya ulaşmıştır. Salgının ilk çıkış noktası Çin’dir. Bu salgına Yersinia Pestis adında bir bakteri yol açmıştır. Kara Veba Salgını, yalnızca 14. yüzyılda yaklaşık olarak 200 milyon kişinin ölümüne sebep olmuştur. Salgının başladığı dönemde Çin’in yönetiminde Moğolların Kurduğu, Yuan hanedanı bulunmaktaydı. 1347 yılında Kırım’da bir Ceneviz ticaret merkezini kuşatmış olan Moğolistan ordusunun, veba salgınını taşıyan cesetleri mancınık yoluyla kentin içine göndermesiyle salgın Avrupa’ya taşınmış oldu. Ancak Çin’de yönetimin kötülüğü, yaşanan kıtlık ve afetler halkın yaşam kalitesini yeterince düşürmüştü. Tüm bu sorunların ardından birde salgın çıkması köylü halkın ayaklanmasına sebep olmuştur. Ayaklanan halk Çin tarihinde Kızıl Sarıklılar olarak adlandırılan isyanı başlatmışlardır. Başlatılan bu isyanın başında Zhu Yuanzhang bulunmaktaydı. Bu isyancılar, 1368 yılında bugünkü Pekin şehrini yani Hanbalık’ı ele geçirmiş ve Moğolları ülkeden kovmuşlardır.
Asya’da durum bu şekilde ilerlerken salgın Avrupa Kıtası’na yayılmıştır. Salgının yayılmaya başladığı dönemden kısa bir süre önce Avrupa’da büyük bir nüfus artışı yaşanmış, bu nüfus artışı beraberinde kıtlık dönemini getirmiştir. Veba Salgınının kıtlık döneminin hemen ardına gelmesi Avrupalı halkın daha da zorlanmasına sebep oldu. Salgından daha çok köylü halkın etkilenmesinin yanı sıra soylulardan da hayatını kaybedenler olmuştur. Bunlara İngiltere Kralı 3.Edward’ın kızı Joan, Aragon Kralı 4.Pedro ve eşi Kraliçe Leanor örnektir. Salgında birçok köylünün ölmesinden dolayı toprak sahipleri işgücü sıkıntısı yaşamaya başladı. Bu sayede kalan sağlıklı tarım işçileri daha fazla pazarlık gücüne sahip oldular. Yani işçilerin, toprak sahiplerine ait borçları ödemek için çalıştığı feodal sistem yok olmaya başladı. Bu olay da Avrupa’yı daha modern ve ticaret odaklı bir sisteme yönlendirdi.
2-İSPANYOL GRİBİ (İSPANYOL NEZLESİ)1918-1919
1918-1919 yılları aralığında H1N1 virüsünün yol açtığı bir grip salgınıdır. Dünya genelinde 18 ay içerisinde 40-100 milyon arası insanın hayatını yitirmesine sebep olmuştur. Bu salgının özelliği yaşlı, çocuk veya zayıf bünyeli kişileri değil bünyeleri sağlıklı ve genç kişileri daha çok etkilemiştir. Salgın İspanyol Gribi olarak anılmasına rağmen ilk vaka 1918 yılında mart ayının ilk günlerinde Amerika Birleşik Devletleri’nin New Mexico eyaletinde kayıt altına alınmıştır. Salgın 1918 yılının Ekim-Kasım aylarında zirve noktaya ulaşmıştır. Bu hastalık Avrupa’da I. Dünya Savaşı’nın devam ettiği Fransa, İngiltere, İtalya ve savaşa katılmamasına rağmen İspanya’da da hızlı bir şekilde yayılmıştır. Salgının İspanyol Gribi adıyla anılmasının sebebi, İspanya’nın I. Dünya Savaşı’nda tarafsız bulunduğu için pandemi ile alakalı haberlerin basında serbest bir şekilde duyurulabildiği sayılı ülkelerden birisi olmasıydı. Gazetelerin ilk sayfalarında ölen kişilerin isimlerinin bulunduğu listelerin duyurulması dünyanın birçok yerinde hastalığın İspanya’dan yayılmaya başladığını varsaymasına sebep oldu. Zaman geçtikçe Osmanlı Devleti dâhil tüm dünya ülkeleri bu salgından etkilenmiş bulunmaktaydı. Salgının ilk dalgası İstanbul’a yaz aylarında ulaşmış ve etkilemiştir.
Ünlü şairlerimizden Nazım Hikmet, İspanyol Gribini şöyle dizelerine yansıtmış;
Biz ki İstanbul şehriyiz,
Seferberliği görmüşüz :
Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin,
vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi
bir de İttihatçılar,
bir de uzun konçlu Alman çizmesi
914’ten 18’e kadar
yedi bitirdi bizi.
3-SARS-CoV (ŞİDDETLİ AKUT SOLUNUM YOLU SENDROMU)
2002-2003
SARS-CoV, 2002 yılının kasım ayında Güney Çin’in Guandong eyaletinde ortaya çıkmıştır. Salgın 26 farklı ülkeyi etkilemiş, 2003 yılında 8000’den fazla vakaya sebep olmuştur. Hayvandan insana bulaşması nedeniyle diğer salgınlara göre daha az vaka görüldüğü düşünülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün bildirdiğine göre SARS hastalığının fatalite hızı; 24 yaş ve daha gençlerde %1 altında, 25 – 44 yaş arası %6, 45 – 64 yaş arası %15, 65 yaş ve üzerinde %50 olarak görülmektedir.
4-MERS-CoV (ORTA DOĞU SOLUNUM SENDROMU) 2012-
İlk defa 2012 yılında Suudi Arabistan’da tespit edilen ve yeni bir coronavirüsün neden olduğu bulaşıcı solunum yolu hastalığıdır. Türkiye’de Mers-CoV sebebiyle ilk hayatını kaybeden vaka 2014 Ekim ayında Suudi Arabistan’da çalışan, Hatay iline kayıtlı olan bir kişinin Türkiye’ye geldikten sonra hayatını kaybetmesidir. Bu virüsün bulaşmasından sonra ilk 15 gün çok önemli ve dikkat edilmesi gereken bir süreçtir. Öksürük, ateş ve nefes darlığı bu hastalığın başlıca belirtileridir.
5-COVID-19(SARS-CoV-2) 2019-2020 Günümüz
31 Aralık 2019’da Dünya Sağlık Örgütü Çin Ülke Ofisi, Çin’in Hubei eyaletinin Vuhan şehrinde etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını bildirmiştir. 07 Ocak 2020 tarihinde daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir koronavirüs olarak tanımlanmıştır. Sonrasında 2019-nCoV hastalığının adı COVID-19 olarak kabul edilmiş, virüs SARS-CoV’e olan benzerliğinden dolayı SARS-CoV-2 olarak isimlendirilmiştir. Hastalıkta rastlanan yaygın semptomlar arasında öksürük, ateş ve nefes darlığı bulunmaktadır. İlk bulaştırıcı vaka 13 Ocak 2020’de Tayland’da bulunan 61 yaşında Çinli bir kadındır. 2020 yılının Şubat ayının sonlarına doğru salgının görüldüğü ülke sayısı artmaya başlamıştır. Aynı yılın mart ayının başlarında salgının etkisi Çin’de azalmıştır. Ancak virüs etkisini İran, Güney Kore ve İtalya’da hızla göstermeye başlamıştır. Aynı dönemde salgının 100’den fazla ülkeye bulaştığı bildirilmiştir.
Ülkemizde ise ilk COVID-19 vakası 11 Mart 2020’de tespit edilmiştir. Hastalık esasında damlacık yoluyla bulaşır. Hasta kişilerin öksürmesi ve hapşırması sonucunda ortaya saçtıkları damlacıklara diğer bireylerin elleri ile temas etmesi sonrasında ellerini ağız, burun veya göz mukozasına götürmesi ve temasta bulunması ile bulaşmaktadır. Çin’deki vakalar incelendiğinde ortalama inkübasyon (kuluçka) süresi 5 veya 6 gün olmasına rağmen bazı vakalarda 14 güne kadar uzayabilmektedir. Bu virüsün bulaştırıcılık süresi hakkında daha net bir bilgi yoktur. Şu ana kadar ülkemizde 69.392 vaka, 1518 vefat dünya genelinde ise 2.100.874 vaka, 136.183 vefat bulunmaktadır (16.04.2020 15:21).
KAYNAKÇA:
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SALGIN HASTALIKLAR
İrem ALTAN
7A – 331
1347-1351 yılları arasında ortaya çıkan kara veba, kara ölüm veya büyük veba olarak da bilinen bu hastalık ilk olarak Çin ve Orta Asya’da görülmüştür. Bu hastalığa “Kara Ölüm” denmesinin bir sebebi de genel inanca göre bu hastalık sonucunda deri altında kanamalar olması ve bu yüzden derinin siyaha dönmesidir. Bu salgının yayılmasında pireler ve fareler de rol oynamıştır. Ayrıca Asyalı tüccarların Çin’den satın aldıkları veba salgınını taşıyan kürkleri Avrupa’ya satılmasıyla Avrupa da bu salgıla tanışmıştır. Bu salgın Avrupa’da yıkıma yol açmıştır ve Avrupa nüfusunun üçte biri bu dönemlerde hayatını kaybetmiştir. Dünya’da ise birkaç yılda 100 milyona yakın kişi hayatını kaybetmiştir. Anadolu ise bu hastalıktan en az etkilenen ülke olmuştur.
1918-1920 yılları arasında çıkan bir diğer önemli salgın ise “İspanyol Gribi” ya da “İspanyol Nezlesi”dir. İspanya’da başlamamasına rağmen isminin İspanyol Gribi olmasının sebebi İspanya’nın I. Dünya Savaşa katılmaması ve diğer Avrupa ülkeleri bu salgından söz etmezken İspanyol basınının bu salgını ilk kez güdeme getirmiş olmasıdır. Ayrıca bu virüs “Domuz Gribi” olarakta adlandırılan H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türüdür. Başlangıçta hayvanlardan insanlara bulaştığı düşünülse de daha sonra hava yoluyla bulaştığı fark edilmiş ve maske takarak salgının büyümesi engellenmeye çalışılmıştır.
İlk olarak 11 Mart 1918 yılında ABD’nin New Mexico eyaletinde görülmüştür. I. Dünya Savaşı dolayısıyla ABD’den savaşmak için Avrupa’ya giden askerler de bu virüsü Avupa’ya taşımış oldular. 1918 yılının Eylül ve Kasım aylarında salgın zirve yapmış ve Türkiye dahil olmak üzere tüm Dünya’yı etkisi altına almıştır. 18 ay içerisinde Dünya’da 50-100 milyon insan bu salgından dolayı hayatının kaybetmiştir ve bu o günün toplam nüfusunun %15’i yapmaktadır. Ülke ülke bakacak olursak da 1919 Nisan ayında yani salgının sona erdiği dönemlerde Hindistan’da 18.5 milyon, Rusya’da 440 bin, İngiltere’de 228 bin, Fransa’da 240 bin, İtalya’da 390 bin, ABD’de 675 binden fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Ölüm oranlarına bakacak olursak da Asya kıtasının binde 12, Amerika kıtasının binde 8.24, Avrupa kıtasının binde 6.6, Afrika kıtasının ise %10’u hayata gözlerini yummuştu.
KAYNAKÇA:
· https://www.ntv.com.tr/galeri/saglik/dunyayietkileyen-buyuk-salginlar,x86JVKVihEK0yQGMzrwhpQ
· https://tr.wikipedia.org/wiki/Kara_Ölüm
· https://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/buyuk-veba-salgini-102
· https://www.sabah.com.tr/yazarlar/erhan-afyoncu/2020/03/15/dunyanin-en-buyuk-salgininda-100-milyon-kisi-olmustu
· https://tr.wikipedia.org/wiki/İspanyol_gribi
· https://www.milliyet.com.tr/ispanyol-gribi-tarihin-en-buyuk-salgini-molatik-14482/?Sayfa=2
· https://tr.euronews.com/2019/01/04/100-yil-once-100-milyon-kisiyi-olduren-ispanyol-gribi-nin-sir-perdesi-aralanamiyo
DÜNYADA GÖRÜLEN ÖNEMLİ SALGIN HASTALIKLAR
Talya Nil AYDIN
7/B – 240
1) “Kara Ölüm” Veba Salgını
Kara Ölüm, Kara Veba ya da Büyük Veba Salgını, 1347 – 1351 yılları arasında Avrupa’da büyük yıkıma yol açan veba salgınıdır. Asya’nın güney batısında başlayarak 1340’lı yılların sonlarında Avrupa’ya ulaşmıştır. Salgına Yersinia pestis adı verilen bir bakterinin yol açtığı düşünülmektedir.
2) Kolera Salgını
1817-1824’de Asya ve Avrupa’da ortaya çıkan kolera salgını, 1899-1923 yılları arasında yaklaşık 1.500 bin kişiyi öldürdü. Vibrio cholera adlı bakteriyle gelişen kolera, bağırsak enfeksiyonuna daha sonra şiddetli ishale neden olan
bir hastalık. Kolera, 1817’de Japonya’da,1826’da Moskova’da, 1831’de Berlin’de, Paris’te ve Londra’da salgınlar yaptı. Osmanlı İmparatorluğu’nda 1912-1913 Balkan Savaşı sırasında görülen kolera salgını ciddi kayıplara sebep oldu.
3) Çiçek Hastalığı Salgını
Çiçek hastalığı, her yaşta ve her cinste kişilerde görülen, irinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan, ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın aşısını İngiliz cerrah Edward Jenner’ın bulduğu kabul edilir. Çiçek hastalığı, her yaşta, her cinste görülen, iriinli kabarcıklar dökerek yüzde iz bırakan, ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık olan çiçek hastalığı tarihte en çok
ölüme yol açan hastalıklar listesinde bulunuyor. Çocuklarda daha sık görülen çiçek hastalığının Variola major ve Variola minor olmak üzere iki tipi bulunuyor.
4) İspanyol Gribi
spanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918 – 1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. İspanyol Gribi, 500 milyondan fazla kişiye bulaşması sonucu 18 ay içinde 50 ile 100-140 milyon arası insanın ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın
olmuştur.
5) SARS Salgını
Sars Salgını, 2002-2003 yılları arasıında Asya ve Kanada’da etkili olan şiddetli akut solunum yolu sendromu corona virüsün neden olduğu bir solunum yolu sendromu. Kasım 2002 ve Temmuz 2003 tarihleri arasında Hong Kong’da başlayan SARS salgını neredeyse pandemik hale geldi ve dünya çapında
8422 vaka ile 916 ölüm görüldü. Dünya Sağlık Örgütü, ölüm oranını %10,9 olarak açıkladı. Sars etkeni haftalar içinde Hong Kong’dan 37 ülkeye yayıldı.
6) Domuz Gribi
Domuzlarda oluşan virüse çok benzediği için adına Domuz Gribi denmektedir. Hastalık tıp alanında İngilizce “swine influenza virus” kelimelerinin baş harflerinin bir araya getirilmesiyle kısaca SIV olarak adlandırılır. Bilinen tüm SIV tipleri ya Influenzavirus A (çoğunlukla) ya da Influenzavirus C (ender) tipindedir.Aşısı bulunmaktadır. 2009 salgınına neden
olan virüs, influenza A virüsünün alt türlerinden biri olan H1N1’dir. Domuz gribinde 284 bin kişi öldü.
7) Ebola Salgını
Batı Afrika Ebola salgını, Aralık 2013’te Gine’de başlayıp Liberya, Sierra Leone başta olmak üzere Batı Afrika ülkelerine yayılan ve Haziran 2016’da sona eren Ebola kanamalı ateşi salgınıdır. Salgın sonucunda virüs 28 bin 616 kişiye bulaşmış, 11 bin 325 kişi hayatını kaybetmiştir.
8) (COVİD19) Corona Virüs
Covid 19, 2019 sonlarında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıktı. Yüksek ateş, öksürük ve sonrasında gelişen zatürre ile seyreden yeni tip corona virus hızla yayılarak tüm dünyayı etkisi altına aldı. Virüsün yayıldığı ülke ve bölgelerin
sayısı ise 42’yi geçti. Ölü sayısı sürekli artıyor.
SOSYAL BİLGİLER GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SALGIN HASTALIKLAR
Türkan Duru ERTENER
7A – 183
KARA VEBA : ( 1347-1351)
Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir. Antik çağlardan beri görülmekte olup hala Afirka’nın bazı bölgelerinde mevcuttur. Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygındır, ancak gerçekte bakteriyi yayan bir tür piredir ve fareler de bu hastalığın kurbanıdırlar.
Tarihte veba salgınlarından önce şehirlerde büyük miktarda fare ölümlerinin meydana geldiği görülmüş, ölü farelerle temas eden insanların, pire ısırması nedeniyle bu hastalığa maruz kaldıkları tespit edilmiştir.
Büyük veba salgını, tarihte yaşanılmış birçok savaştan daha fazla can kaybına sebep olmuş bir felakettir. Etkisi o kadar büyüktü ki birkaç yılda 100 milyona yakın kişinin hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Veba salgını 1347-1351 yılları arasında Avrupa’da meydana gelmiştir. O zamanlar Avrupa’da yoğun nüfus artışı yaşanmış, bunun sonunda da kıtlık dönemine girilmiştir. Büyük veba salgınının kıtlık döneminin hemen arkasından gelmesi haliyle Avrupa’nın bu durumla mücalesini çok zorlaştırmıştır. Salgın ilk olarak yoksul ve bakıma muhtaç insanlarda görülmüş, salgının yayılmasıyla birlikte üst tabakadaki kesimin de etkilenmesi kaçınılmaz olmuştur.
Bir haftada ortaya çıkan bu hastalığın belirtileri şu şekildedir:
1) Titreme
2) Ateş
3) Kusma
4) Baş ve sırt ağrısı
5) Halsizlik
6) Nefes darlığı
7) Kasık ağrıları
8) Kanama
9) Vücutta yumurta şeklinde çıkan şişlikler
10) Vücutta morarmalar
11) İç kanamalar
KOLERA SALGINI: (1825-1975)
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre gelişmekte olan ülkelerde her yıl 3-5 milyon kolera vakası görülmekte ve bu vakaların nerdeyse yaklaşık 100 bini ölümle sonuçlanmaktadır. Genellikle hafif ve semptom göstermeden seyreden hastalık bazen şiddetlenebilir ve eğer tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir. Bulaşıcı bir hastalık olan kolera ilk olarak Hindistan’da ortaya çıkmış ve 1827-1975 yılları arasında tüm dünyaya yayılmıştır. Yalnızca insanlarda görülen bu hastalık gelişmekte olan ülkelerde çok önemli bir halk sağlığı sorunudur. Mülteciler ve göçler koleraya yakalanma riskini artırır. Özellikle kurak ve çöllerle kaplı bölgelerde ve yaz aylarında daha sık görülür.
Doğal afetlerden etkilenen ve savaşan toplumlar ile yoksul kalabalık gruplarda kolayca yayılarak ölümcül etkilere neden olan kolera hastalığı, vibrio cholerae bakterisinin ince bağırsakta oluşturduğu bir enfeksiyondur.
Vibrio cholerae, ince bağırsakta protein yapıya sahip ve enterioksin adı verilen bir zehir üretir. Enterioksin, ince bağırsakların duvarında yer alan epitelyum hücrelerinden adenil sikloz adlı bir enzimin salgılanmasına neden olur. Bu enzim sikloz endorozinin 3,5 monofosfat adlı bir maddenin üretimini artırarak vücut sıvısının boşluğa geçmesine sebep olur. Vücuda alınan sıvı ve elektrolitler ince bağırsaklardan geri emilmeden dışarıya atılır ve ciddi hastalık belirtileri patojen bakterinin vücuda alınmasını takip eden ilk 6-48 saat içinde kendini göstermeye başlar.
Kolera belirtileri nelerdir?
Kolera hastalığının ilk belirtisi şiddetli ishaldir. Çok sulu ve ağrısız olarak başlayan ishale kusmada eşlik ettiğinde koleradan şüphelenmeye başlanır. Bu belirtilere ek olarak;
-
Sıvı kaybından dolayı şok,
-
Karın ağrısı ve karın şişliği,
-
Kusma ve ishal nedeniyle vücuttan elektrolitlerde de kayıp yaşanır ve buna bağlı olarak kas krampları gelişir,
-
Solunum yetersizliği ve morarma,
-
Ağızda kuruluk ve koleraya özgü kısık ses,
-
Gözler çöker, karın çöker, cilt kırışır,
-
Düşük tansiyon, bitkinlik, halsizlik ve inleme,
-
Nabız yükselmesi,
-
Aşırı susama.
KUŞ GRİBİ:
Avian İnfluenza, tavuk vebası, pestis avium olarak da bilinen kuş gribi sadece kanatlıları değil, insanları ve diğer hayvanları da enfekte eden viral bir enfeksiyondur. Virüsün çoğu formu kuşlarla sınırlıdır. H5N1, kuş gribinin en yaygın şeklidir. Kuşlar için ölümcüldür ve bir taşıyıcıyla temas eden insanları ve diğer hayvanları kolayca etkileyebilir. Hasta tavuklarda yüksek bulaşıcılığı olan bu hastalık ilk kez 1878 yılında İtalya’da tespit edilmiş ve “tavuk vebası” olarak adlandırılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, H5N1 ise ilk olarak 1997’de insanlarda keşfedildi ve enfekte olanların yaklaşık yüzde 60’ını öldürdü. Şu anda, virüs insandan insana temas yoluyla yayılmamaktadır. Yine de bazı uzmanlar H5N1’in insanlara pandemik bir tehdit oluşturma riski taşıyacağından endişe ediyorlar.
KUŞ GRİBİ BELİRTİLERİ:
– Öksürük
– İshal
– Solunum güçlüğü
– Yüksek ateş (38 ° C üzeri)
– Baş ağrısı
– Kas ağrıları
– Keyifsizlik
İSPANYOL GRİBİ : (1918-1920)
İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918-1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. İspanyol Gribi, 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın (o dönemde yaşayan nüfusunun %15’i) ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın olmuştur. 1918’in ilkbaharında her şey güzelken ABD’nin New Mexico eyaletinde askerler grip salgınıyla karşı karşıya kalmıştı. Birkaç ayda orduda birçok asker hastalanmış, sonbahara gelindiğinde Kansas eyaletine sirayet etmişti.
- Dünya Savaşı’nın devam ettiği günlerde ABD’den Avrupa’ya savaşmaya giden askerler hastalığı da beraberlerinde taşıdı. Böylelikle yerel bir vaka küresel krize dönmüştü
Salgın o kadar hızlı yayılmaya başlamıştı ki kimse bir şey anlamamıştı. Genç ve sağlıklı askerler hastalığa yakalandıktan sonra burun kanamasıyla karşılaştılar ve çoğu 48 saat içinde nefes almaya çalışarak öldüler. Salgın 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış ve Türkiye dahil tüm dünya ülkelerini etkilemişti. Toplantılar yasaklandı, okullar tatil edildi, kütüphanelerde kitap dağıtımı durdurulurken ulaşım araçları dezenfekte edildi. El sıkışmak bile suç hâline gelmişti.
1919 Nisan’ında salgın sona erdiğinde Hindistan’da 18.5 milyon, Rusya’da 440 bin, İngiltere’de 228 bin, Fransa’da 240 bin, İtalya’da 390 bin, Amerika Birleşik Devletleri’nde 675 binden fazla can almıştı.
Amerika bu hastalık yüzünden savaştaki kaybından çok daha fazla insanını kaybetmişti.
Nüfusa kıyaslandığında ölüm oranları Asya kıtasında binde 12, Amerika kıtasında binde 8.24, Avrupa kıtasında binde 6.6, Afrika kıtasında ise yüzde 10’du.
CORONA VİRÜS/COVİD-19 : (2020- ?)
2019’un Aralık, Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs, Antarktika hariç tüm kıtalara yayıldı. Koronavirüs (Covid19) 11 Mart’ta Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘pandemi’ yani salgın olarak sınıflandırıldı. coronavirüs belirtileri şöyle sıralanabilir: Kuru öksürük, ateş, halsizlik, kas eklem ağrısı boğaz ağrısı, burun akıntısı, vücut ağrıları, zatürre, solunum sıkıntısı, nefes darlığı, ishal, bulantı, kusma, iştahsızlık. Koronavirüs belirtileri arasında en çok karşılaşılan belirtiler ateş, öksürük ve solunum sıkıntısıdır. Şiddetli vakalarda zatürre, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve ölüm gelişebilir.
CORONA VİRÜS BELİRTİLERİ:
Öksürük
Ateş
Kuru öksürük
Nefes almada zorlanma
Halsizlik
Baş ağrısı
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SALGIN HASTALIKLAR
Ege GÜLER
7B – 7
KORONA (COVİD-19)
Çin’in Wuhan kentinden başlayarak kısa bir süre içerisinde tüm dünyada birçok insanı etkileyen Corona Virüs (COVID-19) bulaşma yolu olarak en hızlı ve kontrolü en zor olan, solunum yolu ile bulaşan bir virüsdür.
Corona Virüs bulaşmasında merkezi otoritenin yanı sıra bireylerin davranışları ve tutumlarının virüsün yayılmasının önlenmesinde çok önemlidir. İnsanlarında sorumluluk bilinci kazanması lazımdır. Mikrop, öksürmek veya tıksırmakla havada belli sürede asılı kalabilir. Virüs, tabii ki en yaygın olarak eller ile de bulaşır.
Virüsten korunmak için ne yapmalıyız?
Dengeli ve iyi beslenmek, stresle başa çıkabilmek, yeterli uyumak her türlü hastalığa karşı yapabileceğimiz en önemli şeydir. Ayrıca kontrolsüzce etrafa aksırıp, tıksırmamak, öksürürken ağzımızı mendille kapatmak, ellerimize solunum salgılarımızı bulaştırmamak, bulaşırsa sabunla yıkamak, dezenfekte etmek önemli. El hijyenine dikkat edilmeli, en azından bu dönem el sıkışmamalıyız.
Ateşiniz ve öksürüğünüz varsa lütfen doktora gidin.
BASİTÇE UYGULANABİLECEK 3 KURAL
- En az 20 saniye elini güzel yıka.
- Sosyal mesafeye dikkat et.
- Mümkün olduğunca evde kal.
İSPANYOL GRİBİ (1918-1920)
İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918 – 1920 yılları arasında H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. İspanyol Gribi, 500 Milyondan fazla kişiye bulaşması sonucu 18 ay içinde 50 ile 100-140 milyon arası insanın ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın olmuştur. Her virus gibi oldukça tehlikelidir. O dönem insanlar savaşlardan değil daha çok İspanyol Gribinden ölmüştür.
KARA VEBA (1346-1350)
Kara Ölüm, Kara Veba ya da Büyük Veba Salgını, 1347 – 1351 yılları arasında Avrupa’da büyük yıkıma yol açan veba salgınıdır. Asya’nın güney batısında başlayarak 1340’lı yılların sonlarında Avrupa’ya ulaşmıştır. Salgına Yersinia pestis adı verilen bir bakterinin yol açtığı düşünülmektedir. Çok tehlikeli bir virüstür.
İlginiz için teşekkürler…
Eyüp KELEŞ
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
Published: Apr 18, 2020
Latest Revision: Apr 18, 2020
Ourboox Unique Identifier: OB-782088
Copyright © 2020