SEVGİ VE BARIŞ TUNCELİ PERTEK’TE
Zeynep Giresun’dan döneli epey olmuştu. Sevgi ve Barış’la geçirdiği güzel vakitleri hatırlıyor bir yandan da onlarla tekrar bir araya gelmeyi iple çekiyordu. Okulların kapanmasına bir hafta kalmıştı. Neticede aileleri yaz tatilinde tekrar görüşeceklerine söz vermişlerdi ve yaz tatili de geldi işte.
Zeynep hafta sonları Sevgi ve Barış’la internet üzerinden görüşüyorlardı.
Bu görüşmelerden birinde Sevgi Zeynep ‘e okulların tatile girdiği günün ertesi günü Tunceli’ye geleceklerini söylemişti.
Bu demek oluyordu ki yan yana gelmeleri sadece bir hafta kalmıştı.
Zeynep sabah kahvaltısında anne ve babasına arkadaşlarının gelmesine az bir zaman kaldığını ve neler yapabileceklerini sordu.
Ama o kadar heyecanlıydı ki sorularının ardı arkası gelmiyor. Hatta sorarken nefesi kesilecek gibi oluyordu. Bunun üzerine annesi:
-Zeynep’ciğim istersen bu kadar panik yapma. Arkadaşlarımızın ziyaretinden en az senin kadar mutluyuz. Gelemelerine daha bir hafta var.
Neler yapabileceğimizi beraberce gözden geçiririz.
Güzel bir planlamayla çok güzel zaman geçireceğimizden emin ol. “dedi.
Zaman Zeynep’in beklediğinden çok daha hızlı geçti. Karne günü gelip çattı. Zeynep karnesini mutluluk ve gururla aldı. Koşarak eve gitti.Anne ve babasına karnesini gösterdi. Anne ve babası Zeynep’i tebrik ettiler ve ertesi gün gelecek misafirleri için hazırlık yapmaya başladılar.
Zeynep günün sonunda tatlı bir yorgunlukla yatağında girdiğinde hayal kurmaya fırsat bulamadan derin bir uykuya daldı.
Zeynep, annesi Sultan Hanım ve babası Hıdır Beyle Tunceli’nin sevimli ilçesi Pertek’te yaşıyordu.
Pertek Keban barajının başında Tunceli’ye yaklaşık kırk dakika mesafede, küçük, huzur dolu yemyeşil bir ilçedir.
Elazığ’a yaklaşık 25 kilometre. Elazığ’a ulaşım baraj üzerinden feribotla sağlanmakta.
Zeynep sabah erkenden uyandı. Tatlı bir heyecan içindeydi. Arkadaşlarına yaşadığı yeri tanıtmak için sabırsızlanıyordu. Elazığ’da saat 10.00 gibi olmaları bekleniyordu. Zeynep’e yol hiç bu kadar uzun gelmemişti.Kısa bir bekleyişin sonrası arkadaşları aracından indi. Sevgi ve Barış’ı görünce Zeynep koşup arkadaşlarına sarıldı. Yasemin teyzesinin ve Mehmet amcasının ellerini öptü. Elazığ’dan ayrıldılar, Zeynep’te Sevgi ve Barışların arabasına binerek ayrıldılar. Barış ve Sevgi’nin merak ettiği çok şey vardı. Barış gelmeden epey bir araştırma yapmıştı.
Şimdi anlat bakalım Zeynep buradan sizin oraya nasıl gidiliyor? dedi.
Zeynep Barış’ın ne kadar meraklı olduğunu biliyordu. gülerek:
– “Ahhh Barış’çığım bu sorunu cevapsız bırakacağım üzgünüm. – Ama emin ol daha önce binmediğin bir araca bineceksin. “dedi.
-Sevgi de bu sözler üzerine kardeşi: Barış’a
– “Evet Barış bence her şeyi yaşayarak görmek daha eğlenceli olacak. Hadi şimdi yolculuğun tadını çıkaralım. Dedi.
Feribot iskelesine kadar geldiler. Hıdır Bey ve Mehmet Bey arabayı iskelede park ettiklerinde karşı kıyıdan feribot henüz kalkmıştı. Bu etrafı keşfetmek için zaman kazandırmıştı. Barış da Sevgi de şaşkınlıktan ve mutluluktan ne söyleyeceklerini bilemiyorlardı. Doğu Anadolu Bölgesi’nde böyle bir yerin olabileceği hayal dahi edememişlerdi. Sevgi:
-Feribot mu? Şimdi biz feribota mı bineceğiz Zeynep? diye sordu.
Zeynep:
– “Evet Sevgi. Yaklaşık 10 dakika feribot üzerinde bir yolculuk yapacakız. Karşı kıyıyı görüyor musun? İşte bizim evimiz orada. Ama daha şaşıracağınız çok şey var. “Dedi.
Barış çok şaşkındı ve de çok mutluydu. Daha önce feribota binmemişti. Bir baraj gölü ve gölün ortasında bir kale de görmemişti. O kadar çok soru geldi ki aklına sorup yanıt almak için sabırsızlanıyordu. Feribot kıyıya yanaştı. Bekleyen araçlar sırayla feribota bindi ve karşı kıyıya Pertek’e geçiş başladı. Hep birlikte feribotun üst katına çıktılar. Buradan martılara simit attılar. Martılar Barış’ın simit parçasını elinden kaptı. Çocuklar yaşadıklarına hem şaşırıyor hem de büyük heyecan yaşıyorlardı. İskelede uzaktan gördükleri Pertek Kalesi’ni şimdi biraz daha fazla görme fırsatları olmuştu.Sevgi’nin kalenin fotoğraflarını çektiğini gören Zeynep kaleyi gezmeye gideceklerini o zaman daha güzel kareler yakalayabileceğini söyledi.
Hıdır Bey feribottan indiklerinde acıktıklarını ve kahvaltı için su kenarında açık bir alanda bulunan termal tesis bahçesine gidebileceklerini söyledi. Termal otelin tesislerinde kahvaltılarını yaptıktan sonra hep birlikte termal sulara girip yorgunluk atabileceklerini söyledi. Barış kahvaltı sofrasını görünce şaşırdı. En çok kavurma, peynir, patila ve adını bilmediği kahvaltılıklar dikkatini çekti. Yiyeceklerden tattıkça Zeynep’e sorular soruyor Zeynep’in bilemediği şeylere de babası cevap veriyordu. Zeynep Tunceli yöresinde özellikle küçük baş hayvancılığın yaygın olduğu bahar döneminde yaylalara çıkıldığını bu nedenle yedikleri peynirlerin cok lezzetli oldugunu söyledi.Arıcılık yapıldığını tamamen doğal bal üretildiğini anlattı.
Sevgi en çok çökeleği beğendi. Bir de sacın üzerinde pişirilip sıcacık servis edilen patilaları yedi.
Daha sonra sıcak ve soğuk su havuzlarına girip yüzdüler. Buradaki suyun özellikleriyle ilgili çalışanlardan bilgi aldılar. Kahvaltıdan sonra Zeyneplerin evine doğru yola çıktılar.
– “Sevgi ve Barış bakın burası Cumhuriyet Ortaokulu. Ben burada okuyorum ve okulumu çok seviyorum. “dedi.
Eve vardıklarında vakit ikindiyi bulmuştu. Sıcak su hem yormuş hem de acıktırmıştı. Sultan Hanım misafirlerine kalacakları odaları gösterip yerleşmeleri yardım ettikten sonra sofrayı hazırladı. Sofrada Tunceli’ye özgü zerafet vardı. Zeynep arkadaşlarına zerafetin yörenin en sevilen yemeklerinden olduğunu; un, tuz, süt ve tereyağıyla yoğrulan hamurun tepside fırınlanmasıyla pişirildikten sonra da sert kabuklarının alınıp içte kalan hamurun ufak ufak doğranarak yapıldığını söyledi.
Sabah erkenden kalkıp kahvaltılarını yaptıktan sonra önce gezi feribotuyla Pertek Kalesine gittiler. Masmavi suların içinde kalan tarihi onuncu yüzyıla kadar dayanan ve pek çok medeniyet tarafından kullanılan kalenin, yontma taşların arasına kondurulmuş kırmızı sert tuğlaları, mavi çinileri ve manzarasına hayran kaldılar.
Zeynep bir yandan kale hakkında bilgi veriyor bir yandan da fotoğraf çekmeleri yardımcı oluyordu.
Barış Zeynep’e dönerek:
– “Gelmeden önce buralar hakkında çok araştırma yaptım ama doğrusu bu kadarını beklemiyordum.” dedi.
Zeynep Barış’a:
– “Esas güzellikler hayal bile edilemeyenlerde saklıdır”. der babam ”dedi.
Sultan Hıdır Türbesine geçtiler. Zeynep Sultan Hıdır’ın hikayesini anlattı ve halk arasında burada edilen duaların kabul olduğu arkadaşlarına anlattı.
Sevgi ve Barış; birbirlerinden habersiz aynı duayı ettiler.
– ” Arkadaşlarımla beraber dostluklarım uzun sürsün, tüm dünyada felaketler sona ersin ve savaşlar olmasın”amin …
Dualarının kabul olması için Lokma (niyaz) dağıttılar, mum yaktılar.
Dilek taşına taş yapıştırıp dilek ağacıına bez bağladılar.
Vakit öğlen olmuş ve hepsi çok acıkmıştı. Yemekte Tunceli’ye Özgü bir yemek olan sırın vardi. Yemeklerini afiyetle yedikten sonra buradan da ayrıldılar. İstikamet Sağman köyüydü.
Kayalık tepede bulunan kalenin Artuklular zamanında yapıldığını; 1515 yıllarında Osmanlıya geçtiğini söyledi. Barış için daha önce gezdiği yer olan Pertek Kalesi o kadar güzel görünüyordu ki Barış:
-Herkes gülümsesin dedi,o anı ölümsüzleştirdi.
Sağman Külliyesi’nden ayrıldıklarında hava kararmak üzereydi. Tepelerden baraja yansıyan gün batımını, ışık oyunlarını seyretmek tam anlamıyla bir görsel şölen oldu.Akşamı Zeynep’lerin bahçesinde sohbet ederek geçirdiler.
Zeynep’in babası:
– Tunceli merkezde Munzur festivaline katıldıklarını, burada Munzur Nehrinin kıyısına çadır kurup kamp yaptıklarını, arkadaşlarıyla balık tutup nasıl güzel zamanlar geçirdiklerini anlattı.
Barış kamp sözünü duyunca:
– “Keşke biz de kamp yapabilsek” dedi.
Zeynep ve Sevgi de Barış’la aynı fikirdeydi. Çocukların bu hevesini kırmak istemeyen Hıdır Bey:
– “Biliyor musunuz çocuklar, yarın Tunceli merkezde su sporları gösterileri var.” dedi.
Barış duyduğuna inanamadı.
– “Nasıl yani Hıdır amca? Tunceli’de su sporları mı yapılıyor? Bunu bilmiyordum. ” dedi.
Bunun üzerine Hıdır Bey 2019 yılında Dünya Rafting Şampiyonasının Tunceli’de yapıldığını, Munzur Nehrinin dünya çapındaki parkurlarından biri sayıldığını, ayrıca yamaç paraşütü, su sporları, tekne turları ve daha fazla etkinliğini görebilirsiniz.dedi.
Tunceli’ye gidip bunları görebileceklerini söyledi.
Hıdır amcalarının anlattıklarından sonra sabahı zor ettiler. Bir an evvel anlatılanları görmek istiyorlardı. Erkenden yola çıktılar. Tunceli ‘ye vardılar. Gelirken yolda sık sık durup etrafı fotoğrafladılar.
Şehir merkezindeMunzur nehrinin üstündeki ki asma köprüden geçip, yamaç paraşütü ve su sporları gösterilerini seyrettiler. Gösteriler bittikten sonra tekneyle Munzur Nehrinde gezintiye çıktılar.
Sular altında kalan yapıları gördüler. Tekne gezisinden sonra Ovacık ilçesine doğru yola çıktılar. Ovacık’a varmadan yol kenarında bir yerde kamp yapmak için durdular. Geceyi burada geçireceklerdi.
Hepsi çok acıkmıştı. Hıdır Bey arabasından oltalarını aldı ve balık tuttular. Bir yandan kalacakları çadırları kurdular.
İlk defa kamp yapıp çadırda kalan Sevgi ve Barış çok mutluydu.
Zeynep’te arkadaşlarının bu kadar mutlu olmasından çok memnundu. Yıldızların ve ayın altında serin ve tatlı bir uykuya daldılar.
Sabah erkenden uyanıp serin sulara girdiler. Kırmızı benekli alabalığı ve Ovacık’ı da görmeden gitmek olmazdı. Yol Boyunca pek çok doğa güzelliğine tanık oldular. Dağ keçilerinin kayalarının üzerinden atlayışlarını heyecanla izlediler.
Munzur Gözelerini ve Munzur Baba efsanesini anlattı arkadaşlarına. Hep birlikte Munzur Gözelerini gezdiler kayalar arasından fışkıran sular yüzlerini serinletiyordu.
Dönüşte koruma altına alınan kırmızı benekli alabalıkların yaşadığı bölgeyi ziyaret edip bu balıkları izlediler.
Vakit akşam olmak üzereydi. Çocuklarda tatlı bir yorgunlukla birlikte hüzün de vardı. Çünkü Mehmet Bey ‘Aydın’daki ailesiyle görüşmek istiyordu. Akşamı Pertek’te Zeynep’lerin evinde geçirdiler. Sofra kurdular yardımlaşarak.
Sevgi, Barış ve Zeynep dostluklarını uzun yıllar sürdüreceklerine dair söz verdiler. En kısa zamanda bir araya gelmek için sözleştiler.
Elazığ’a doğru yola koyulmadan Zeynep ve arkadaşları sıkı sıkı kucaklaşıp birbirlerini çok sevdiklerini söylediler. Anne ve babaları da kucaklaştılar. En kısa zamanda yeniden görüşmek dilekleriyle ayrıldılar.
Sevgi ve Barış’ı yeni bir heyecan sarmıştı çünkü teyzesini görmek için Aydın’a gidiyorlardı.
Published: Feb 19, 2020
Latest Revision: Apr 26, 2020
Ourboox Unique Identifier: OB-735027
Copyright © 2020