by latife
Copyright © 2019
Beril uzun boylu zayıf saçları beline kadar süzülen genç ve güzel bir kızdı. Üniversite son sınıf doktor olmak istiyordu hayallerine az kalmıştı. Aile sorunları olmasına rağmen başarmıştı tıpfatülteyi kazanmayı hırslı ve azimli bir kızdı. Evin tek çocuğuydu. Annesi ve babası sürekli kavga eder hiç anlaşmazlardı. Berilde sıkışmıştı artık bu olaylardan. Annesi her zaman haklı olurdu. Babası ise sürekli gereksiz ve saçma konular yüzünden kavga çıkarırdı. Bir gün yine kavga çıktı evde ama bu öncekilere hiç benzemiyordu. Daha ciddi daha sinirli. Aslında babasını çok severdi Beril ama annesine yaptıklarından dolayı kırgındı ona. Annesi artık dayanamıyordu ve bir karar verdiler. İlk başta haber vermemişlerdi beril’e üzülür diye ama Beril öğrendi tabi annesi ve babası boşanacaklardı. Beril ne kadar üzülse de kızgındı babasına. Kız çocukları düşkün olur derler babaya Berilde öyleydi. Ama baba sevgisini pek görmemişti. Hep bir tarafı eksikti pes etmedi belki tamamlayabilirdi fakat babası hiçbir zaman umursamadı bir kızım varmış bile demedi.
İşte o gün bu gündür bir eksik yaşıyordu hayatı. Babası ve annesi ayrılmıştı. Kendilerine küçük şirin bir ev almışlar öncekinden daha da mutlulardı. Beril hayallerine kavuşmuş doktor olmuştu. Evi de geçindirebiliyordu annesini çalıştırmıyordu bu yüzden. Artık annesi Beril’in her şeyi hayatı diğer yarımı olmuştu. Huzurlu neşeli bir hayatları vardı. Rüzgarın notalar eşliğinde estiği, bahçeden savrulan fesleğen kokularının geldiği, bulutların adeta bir pamuk gibi olduğu sabaha gözlerini açmıştı Beril. Annesinin ellerinden mis gibi kahvaltı hazırdı bile. Aceleyle kahvaltısını yaptı ve işe gitmek için evden çıktı. Beril’in en yakın bir arkadaşı vardı. Zor zamanlarında hep yanında olmuştu. Adı Selim. Kimsesi yoktu önceden evliydi ama eşinin yaptıklarından dolayı ayrılmıştı. Tıpkı Beril’in annesi ve babası gibi. Yalnızlığı sevmişti aslında. Uzun zamandır hiç görüşmemişlerdi Beril’le. Kendisini doğaya bırakmış kimseyi takmıyor, kendi halinde kafa dinlemeye çalışıyordu. Beril merak ediyordu artık. Aramak istedi aradı ama telefonu kapalıydı Selim’in. Aklı Selimdeydi. Sonra tekrar arayacaktı. İşine geri döndü. İyi bir doktordu Beril. Herkes memnundu bu başarısından dolayı. O da sevinmişti tabi buna. Akşam oldu eve gitme zamanı gelmişti. Bir yandan Selim’i düşünüyordu bir yandan araba sürüyordu. Eve geldiğinde annesini yatıyorken buldu. Normalde erkenden hiç uyumazdı. Beril’in geleceğini bildiğinde hemen yemek hazırladı. Bu gün ise ne yemek hazırdı ne annesi uyanıktı. Merak etti Beril annesini uyandırdı ve halini hatrını sordu.
Annesi ‘İyiyim kızım birşeyim yok’ dedi. Fakat Beril annesinin bir şey sakladığından emindi, üstüne gitmedi. Gerçektende öyleydi. Annesinin son zamanlarda başı dönüyordu, halsiz ve iyi değildi. Hiç farketmemişti Beril. Annesi hastaneye gitmiş ve öğrenmişti neyi olduğunu. Kötü haberdi ama artık ilerlediği için hastalığı bir çaresi yoktu Beyin tümörü vardı. Berilden ne kadar saklamaya çalışsa da Beril birşeylerin farkına varıyordu. Yine bir sabahtı. Beril annesini mutfakta kahvaltı hazırlarken yere düştüğünü gördü. Hemen yanına gitti durumu kötüydü ambulansı aradı direk. Bayılmıştı ambulansta açtı gözlerini. Hastaneye gelmişlerdi sonunda beklemeden acile götürdüler annesini. Şaşkınlık içindeydi Beril. Doktor çıktı ve Beril’e sordu. ‘Neyin oluyor hasta?’ Beril ‘Annem herşeyim.’ dedi kısaca. ‘Nesi var?’ diye sordu Beril. Doktor ‘Sakin olun ama durum ciddi beyin timörü ve ilerleşmiş bir hastalık belki bir seneden beri var. Hiç farketmediniz mi? Yada anneniz biliyordu da söylemedi mi? Dedi. Beril ise ‘Benim haberim yoktu. Son zamanlar iyi değildi sadece onu biliyordum ama böyle olacağını hiç düşünmemiştim. Hepsi benim suçum’ dedi. Nasıl olurdu hala aklı almıyordu Beril’in. Hayat, her şeyi, diğer yarımı olan insan belki de ölebilirdi. Söylemesi zor ama gerçekti bu. Onsuz nasıl yaşayabilirdi? Nasıl nefes alabilirdi bir başına? Çok korkuyordu annesini kaybetmekten.
Doktor ‘ Zamanımız yok hemen ameliyata almalıyız.’ Ertesi gün ameliyata girdi annesi uzun ve yorucu bir ameliyattı. Beril bekleyemiyordu artık yerinde. Doktor çıktı sonunda ameliyattan. Çaresizce ‘Elimizden gelen her şeyi yaptık fakat kurtaramadık.’ Dedi. Beril kalakalmıştı sadece doktorun yüzüne bakıyordu. Her şeyim dediği insan artık yoktu. Dünyası yıkılmıştı üzerine. Hayatından bir parça daha eksildi. Nefesi kesildi, yarımı gitmişti. Annesinden başka kimsesi yoktu zaten. Annesini defnetti, haftada 4-5 kez ziyaret ediyordu mezarını. Elinden bir şey gelmiyordu. Her geçen gün acısı biraz daha artıyordu. Yalnızlığını daha da anlıyordu. Maalesef ecele çare yok hepimiz geldik hepimiz zamanı gelince gideceğiz. Yaşayan bir ölüydü artık Beril. Hayattan zevk almıyordu. Ama kader bir yerde tamamlayacaktı diğer yarımını. Zaman hızla ilerliyordu. İşine devam ediyordu etmesine de her gün o hastanede öyle insanlar görmek içini acıtıyordu. Annesi hep aklına geliyor unutamıyordu o günü. Bir gün hastanenin kantinine indi çay almak için. Masanın birine oturmuştu. Arkadan biri omzuna elini değdi. Döndüğünde çok şaşırmıştı. Selim’i gördü karşısında. O kadar zaman geçmiş ki değişmişti Selim. Beril ne yapacağını bilemedi ‘Otursana’ dedi Selim’e. Selim masaya oturdu. Nerden başlayacaklardı neyden bahsedeceklerdi, neden böyle yapmıştı Selim? Bütün sorular Beril’in aklına kazılmıştı. İlk sorusu ‘Neredeydin bu zamana kadar Selim?’ oldu. Selim baştan sona anlattı.
Eşi yüzünden ayrılmıştı. Bu nedenle uzaklarda azıcık kafa dinlemek istemiş. Her şeyi unutmaya çalışmış anılarını, yaşadıklarını ve eşini. Başarmıştı iyi gelmiş yalnızlık ona. Hiçbir şeyi hatırlamıyor daha doğrusu takmıyordu. Beril’in annesinin vefat ettiğini öğrenmiş çok üzülmüştü. Selim’de biliyordu Beril’in annesini ne kadar çok sevdiğini her şeyi bildiğini. O yüzden gelmişti yanına Beril’in çünkü Beril Selim’in en zor anında bile yanında olan tek insandı. O da Beril’i yalnız bırakmak istemedi. İki ayrı dünyanın insanları fakat kader onları burada birleştirdi. Selim gerçek sevgiyi Beril’de gördü. Beril ise diğer eksik yarımını Selimle tamamladı. Bir tarafta unutulmak istenen anılar, biraz rahatlayıp kafa dinlemek isteyen insan, bir tarafta ise kimsesi yok fakat hayata devam etmeye çalışan insan tam kaybettim demişti. Ama hayat kaybettim dediği anda başladı onun için. Selimle evlenmeye karar vermişlerdi. Birbirlerini öyle bir tamamlamışlardı ki. Artık ikisi de yalnız değildi.
Published: May 30, 2019
Latest Revision: May 30, 2019
Ourboox Unique Identifier: OB-639980
Copyright © 2019