DEĞİRMEN

Sabahın ilk ışıklarıyla, yeni bir güne başlarken obada sanki bir bayram mutluluğuna ulaştığında yeni güne başlarken başlıyor, bir matem havası vardı. Kimse onun onu aldırış etmeden günlük işlerine devam ediyorlardı. Yetim olduğu için diğerlerine göre çekingen olan delikanlı onu zamankinden farklı bir hava içerisindeydi onu henüz yeni kapılarını açıyor bahar nağmaları safra mutlu edemezken, beni delikanlının bu hali düşündürmeye başlamıştı. Serin bahar geceleri herkesin ateşine hitap edip, türkü söyleyip, hikaye dinlerken o zaman düzlükteki ağaçlardaki sanki yas tutarcasına yıldızları seyredip ufka doğru uzun süre bakıyordu. Herkes onun sanki de alımış gibiydi. Ben de bir zaman sonra buna onu ne kadar alışsam da yine de kendimi onu düşünmekten alıkoyamıyordum.

Artık kendi kendime karar vermiştim bir günümü onun bu halini anlamaya adayacaktım. Sabah herkesten önce uyandım ve onu izlemeye başladım. Delikanlı çadırdan çıktı, ibrikten iplik yukarı akan suyla açık yüzünü yıkadı, çadırın odaları bir iki varsayılan gidip geldikten sonra sanki bir yere yetişecekmişçesine salkım söğüt ve kavak ağaçlarının ilerleyişine gidiyorum. Yaban naneleriyle uzun serviler burada devam dere kenarındaki bir düzlükten dere boyu doğru doğru yürüdü. Bir zaman daha gittikten sonra ürkek bir tavırla birini izlercesine bakmaya başladı etrafta kimsenin olmadığına kanaat getirdikten sonra oturdu aynı yerde doğru dikkat kesildi.