02.01.2008 tarihinde bundan tam 10 yıl önce profesyonel iş hayatına Tokat’ın Niksar ilçesinde adım attım. Elimde bir valiz ile Ankara’dan yola çıkarak uzun bir yolculuk sonrasında Niksar’a vardım. Ailemden ilk ayrılışımdı. İçimde bir heyecanla önce öğretmen evine yerleştim, hemen ardından Niksar Meslek Yüksekokulunu’nun yolunu tuttum. Okul Niksar’dan epey uzaktı. Niksar merkez otogardan okula minibüsler kalkıyormuş; ancak otogara vardığımda uzun aralıklarla servis olduğunu öğrendim. Köye giden başka bir minibüs okuldan geçtiğini ve beni bırakabileceğini söyleyince bindim.
Merkezden uzaklaştıkça ormanlık alana doğru ilerledik ve ıssız bir yerde minibüs şoförü okulun tepenin arkasında olduğunu, yürüyerek ulaşabileceğimi ve korkmamam gerektiğini çünkü etrafta köpek dahi olmadığını söyleyerek beni araçtan indirmişti. Çaresiz sözüne inanarak araçtan indim ve yürümeye koyuldum. Bir süre sonra şoförün sözünü yalanlarcasına 2 köpek peşime takıldı. Henüz okul da görünmüyordu. Kendimi sakinleştirmeye çalışarak yürümeye devam ettim. Bu sırada arkamdan bir minibüs gelerek hemen yanımda durdu ve okula gittiğimi anladığını ve minibüsün okula gittiğini söyledi. İçinde öğrenciler de vardı. Şanslı günümdeydim. Bindim ve böylelikle ilk görev yapacağım okula ulaşmış oldum.
Okulun etrafında hiçbir yapılaşma yoktu. Yalnızca orman ve sanki uçsuz bucaksız bir arazi. Okul bahçesinde ise ördeklerin olduğu küçük bir gölet.
O gün göreve başlayan bir öğretim görevlisi arkadaşla beraber kullanacağım bir oda gösterdiler. Odaya yerleştim. Sonrasında diğer hocalarla tanıştım ve evrak işlerimi hallettim.
Diğer yandan Niksar’da kalabileceğim bir ev bulmam gerekiyordu. Oralarda ev bulmak büyükşehirlerdekine benzemiyordu. Ne bir emlakçı ne de kiralık yazan bir daire yoktu. Meğer herkes tanıdıkla işini hallediyor, bir memur tayin olunca yerine başka bir memura anahtar veriliyordu. Beni kaymakamın yanına götürdüler önce. Sağ olsun kendi evinin hemen yanıbaşında ilçeye gelen çok önemli konukların kaldığı müstakil ve dayalı döşeli bir misafirhanede ev buluncaya kadar kalabileceğimi söyledi. Koskoca misafirhanede tek başımaydım. Hiç unutmam soğuktan su borusu patlamış ve benim ruhum duymadan hemen tamire gelmişlerdi.
Orada bir müddet kaldıktan sonra iyi niyeti suistimal etmemek için hemen ev arayışına da başladık. Benim için ilçede söz sahibi bir kaç esnafla görüşüldü ve kaloriferli bir daire ayarlandı. Oralarda kaloriferli evler altın kadar değerli. Henüz doğalgaz şehre gelmediğinden kaloriferler merkezi sistemle çalışıyordu. Neyse ki soba yakmak zorunda kalmamıştım.
O günler bana Anadolu insanının ne kadar yardımsever ve misafirperver olduğunu göstermişti. Ayrıldığımdan beri orayı ikinci memleketim sayarım ve hep oradaki dostlukları, içtenliği gülümseyerek anımsarım. Bundan tam 10 yıl önce. Hey gidi günler hey.
Published: Jan 27, 2018
Latest Revision: Jan 27, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-418207
Copyright © 2018