2006 yılında İngilizce öğretmeni olarak başladım göreve. Her yeni öğretmen gibi azimle çalışıyorum. Ne yapmam gerekiyorsa öğrenip en iyisini yapmaya uğraşıyorum. Bir gün tenefüste bir haber geldi: ‘Müfettişler okula geldi!’ Tüm kadro deneyimli, tek acemi ben. Ama neredeyse 20 yıllık öğretmenler telaşta. Demek ki ben de telaşlanmalıyım diye düşündüm. Saatler geçiyor ve sıra bana gelmiş. Bir müfettiş içeriye girdi, selamlaştık, ‘Ne yapıyorsunuz?’ dedi. Hiç unutmam 10 Kasım haftasıydı. 8. sınıf öğrencileriyle Atatürk hakkında bir yazma çalışması yapıyorduk. Müfredatta bulunan geçmiş zaman kullanarak kısa cümleler yazıyorduk. ‘Atatürk hakkında kısa bir paragraf yazıyor çocuklar.’ dedim. Biraz durdu ve ‘İngilizce mi yazıyorlar? dedi. Ben şaşırdım, gayri ihtiyari ‘Eveeeettt, tabiki!’ dedim. Öğretmen masasına oturdu, ‘Siz devam edin.’ dedi ve dersi izlemeye başladı. 15 dakika kadar geçti, ben öğrencilerle ilgileniyorum, sorularını yanıtlayıp, yardım ediyorum. Nihayet yazmayı bitiren öğrenciler cümlelerini okumaya başladı, hep beraber onları dinleyip son olarak varsa hatalarını düzeltiyoruz. Hiç sesini çıkarmadı. Derse hiç katılmadı. Neyse zil çaldı yanına gittim. Dersle ilgili tek bir yorum yapmadı ve benden temiz bir kağıt istedi. Ne için istediğini anlamadım ama getirdim ve bana dosyamda olması gereken evrakların bir listesini yazdırdı. İnanır mısınız koca A4 kağıdı ‘gerekli’ evraklarla doldu. O gün bugündür, dosyamı her açtığımda (alışkanlık hala saklarım) en başta gördüğüm fihrist defteriyle kendisini hatırlarım.
🙂
Published: Jan 26, 2018
Latest Revision: Jan 26, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-417857
Copyright © 2018