by Hülya Aytekin
Copyright © 2018
Öğretmenliğe ilk başladığımda Ağrı’nın bir köyüne atanmıştım. Okulda tek öğretmendim. Beş sınıf bir arada nasıl ders yapılacağını hayal bile edemezken, beş sınıf bir arada ders yapmayı öğrendim. Birinci sınıflara fişlerle okuma yazma öğretirken diğer dersler de işleniyordu.. Teneffüslerde çocuklarla kartopu oynadık. Çok keyifliydi… 50 mevcutlu sınıfta gayet düzenli ders işleniyordu.
Ama soğuk, karlı bir gün köyden şehir merkezine minibüsle giderken…
Yolda hareket halindeyken minibüs duruverdi… Hava çok soğuk olduğu için aracın mazotu donmuş, şoför elinden geleni yaptı ama araç çalışmadı, orada beklerken donmamak için diğer yolcularla şehre yürümeye başladık, bir süre sonra ellerimin uyuştuğunu hissetmeye başladım. Alnıma tak tak bir şey değmeye başladı, bu da ne derken perçemlerimin donduğunu ve yürüdükçe alnıma değdiğini anladım. Hava kararıyordu yavaş yavaş… Soğuk da artıyordu iyice. Şehre girince , evlerden birine girdik hemen, köylülerin tanıdığı ailelerden birinin eviymiş…
Ben hemen sobaya koştum ısınmak için, ama beni durdurdular, yavaş yavaş ısıtmak gerekiyormuş ellerimi , çünkü hissetmiyordum, önce suyun altına tuttuk, sonra evdeki teyze ellerimi kendi karnında ısıttı, yavaş yavaş hissetmeye başladım, en son sobada ısındık… Sıcak bir çay çok iyi geldi ardından…
O zor günü hiç unutamam, yapılan iyilikleri de tabii…
Published: Jan 24, 2018
Latest Revision: Jan 24, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-416643
Copyright © 2018