Üniversiteyi bitirdikten sonra atandığım okulu görmek ve kadro ile tanışmak için okulun bulunduğu köye gitmiştim.Bize üniversitede hocalarımız; ilk atandığınız yerler mahrumiyet bölgeleri olabilir ama şunu bilin ki siz sadece öğrencilerinizi aydınlatan bir ışık değilsiniz,bulunduğunuz her yere ve her kesime hitap edeceksiniz derlerdi.Bu sözü hiç unutmam.Yollar virajlı ama yeşillik içinde seracılıkla geçimini sağlayan bir köy ilk görev yerim.Geniş bir bahçe içine kurulmuş, tek katlı ,5 sınıflı ,tuvaletler okul bahçesinde olan bu okulda meslek hayatımın 8 yılını geçirdim.Müdür yetkili öğretmenimiz bana 1. sınıfı verdi,ilk yılım ara sınıftan başlasam biraz alışsam… dediysem de kendimi 1/A sınıfının kapısında buldum.Daha sonra ki yıllarda bu fikrim değişti bir sınıf okutacaksanız 1. sınıftan almalısınız öğrenciyi çünkü sınıfınız ve siz bir bütün oluyorsunuz.Eğitim hayatlarının en başında sizin onlara kazandıracağınız bilgi,beceri ve tutumlar bir ömür devam ediyor.Her bir öğrenciniz birer ”siz”olup çıkıyor.
Birinci sınıf, tabii okuma yazma çalışmaları ;kaç kere vazgeçtim bir bilseniz ,kaç kere mesleki yeterliliğimi sorguladım.
57 kişilik bir sınıf, fiş yazıyorum,cümleden kelimeye,kelimeden heceye ve sese …kesiyorum,kesiyorum.Benim çocuklarım hiç ev ödevi yapmıyor, okulda da zaman yeterli gelmiyor ne yapmalıydım?Öğretmenler odasında arkadaşlara soruyorum ”acele etme, yavaş ilerle hepsi Haziran da okur yazar olur,telaşa mahal verme…”Veli toplantısı yaptım velilerden de okuma yazma bilmeyenler olduğunu gördüm ayrıca çok kardeşliler ,eğitimin her kademesinde velini bir öğrencisi var ve maddi imkansızlıklar.
Eşim o dönemlerde gece rüyamda konuştuğumu sıkça söylerdi.Üniversitede aldığımız eğitim ile saha da yaşananların alakası olmadığını sınıfa girdiğimde anlamıştım zaten…
Bahar ayları Nisan başı olmalı ben sınıfta canla başla çalışıyorum.Sürekli tekrar yapıyorum çünkü evde öğrenci ile çalışan çok az veli var.Bir de seralara dikim zamanı ki çocuklar dede ve babaanneleriyle evdeler anne baba ekmeğinin peşinde koşturmacada.
Tahtaya cümleler yazıyorum okuma çalışması yapıyoruz.Ben yazarken arkalardan cılız bir ses yazdığım cümleyi okuyor.Hiç istifimi bozmadım yazmaya devam ediyorum üç heceli,dört heceli bana mısın demiyor okuyor .Arkamı döndüm ”kim okuyordu çocuklar” dedim.Sınıfta çıt yok.Ben çok mutluyum hepinizin okumasını istiyorum,size güzel hikayeler alacağım okuyun da ben de sizi dinleyeyim dedim.Tencerede mısır nasıl patlarsa benim sınıfta o günden sonra patladı .
Benim ilk göz ağrım çocuklarım.Hala görüşüyoruz.Gelinlerim,torunlarım,damatlarım var. Eş adaylarını aileleriyle tanıştırmadan önce benimle tanıştırıp fikrimi soran çocuklarım bile oldu.Kayıplarımız oldu, acılarını yüreğimizden atamadığımız…
Hepsi görevleri icabı vatanın çeşitli bölgelerinde hizmet veriyorlar .Ben arada yoklama alır, tek tek ararım hatırlarını sorarım.Bayramlarda buluşur geçmişten konuşur eğleniriz.Kurduğumuz bu bağ benim için çok önemli ben onların yüzlerinde o günlerde ki kendimi görüyorum.Hepsini çok seviyorum,hepsi çook özeller benim için.
Published: Jan 24, 2018
Latest Revision: Jan 24, 2018
Ourboox Unique Identifier: OB-415474
Copyright © 2018